Şişecam’ın Bulgaristan’daki iki fabrikasında 19 Mayıs sabahı grev başladı. Şişecam’ın Cam Ev Eşyası (CEE) Grubu; Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Düzcam Grubu; Trakya Cam Sanayi A.Ş.’ne ait cam ev eşyası, düzcam, işlenmiş camlar ve ayna fabrikaları yatırımları sırasıyla Temmuz 2005, Mart 2006 ve Aralık 2006’da tamamlanarak üretime geçirilmişlerdi. Grevler CEE Grubuna bağlı Bulgaristan […]
Şişecam’ın Bulgaristan’daki iki fabrikasında 19 Mayıs sabahı grev başladı. Şişecam’ın Cam Ev Eşyası (CEE) Grubu; Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Düzcam Grubu; Trakya Cam Sanayi A.Ş.’ne ait cam ev eşyası, düzcam, işlenmiş camlar ve ayna fabrikaları yatırımları sırasıyla Temmuz 2005, Mart 2006 ve Aralık 2006’da tamamlanarak üretime geçirilmişlerdi. Grevler CEE Grubuna bağlı Bulgaristan Cam Ev Eşyası Fabrikasında ve Düzcam Grubuna bağlı Trakya Glass Bulgaria EAD’de sürdürülüyor.
Grevlerin hemen öncesinde Şişecam, Bulgaristan’daki kapasite artırımı ve yeni yatırım planlarını askıya aldığını açıkladı. Açıklamada, iki yıl içinde ikinci bir düz cam fabrikası kurulması, cam mamulleri için başka fabrika kurulması ve mevcut tesislerin kapasite artırımı için toplam 300 milyon dolarlık yatırım planlandığını, ancak bu planların askıya alındığı belirtildi. Neden, yetkili işçi sendikası tarafından ücret artışı talebiyle 19 Mayıs sabahı başlatılacak olan grevlerdi. Bulgar Dnevnik gazetesi ve See-News ajansı, Şişecam’ın Bulgaristan’daki fabrikalarının geçen yıl da ücret artışı istemiyle işçi eylemlerine, grevlere sahne olduğunu duyurdu.
Şişecam açıklamasına göre grevci işçilerin ortalama aylık ücretleri 400 leva (205 Euro) yani Merkez Bankası Euro alış kuru karşılığı 366 YTL. Türkiye’deki asgari ücret olan 562 YTL’nın işverene maliyeti olan 646 YTL’nın yarısından biraz daha fazla. Elbette Euro bazında iki ülkede ödenen ücretlerin karşılaştırılmasının anlamlı olabilmesi, diğer pek çok ekonomik göstergelerle birlikte ele alınmasını gerektiriyor, ancak ücretler o kadar düşük ki kabaca yapılan karşılaştırmalar bile yeterince fikir verebiliyor. Aynı iş için Türkiye’deki bir cam işçisinin ortalama maliyeti Bulgaristan’daki bir cam işçisinin ortalama maliyetinin bir kaç katına çıkabiliyor. Bu çerçevede de Şişecam için Bulgaristan tam bir emek cenneti. Nitekim açıklanan sorunlara rağmen Şişecam, Bulgaristan’daki cirosunun bu yıl yüzde 36 artarak 210 milyon levaya (107.5 milyon Euro) çıkmasını bekliyor. Gelirin yüzde 80’i Bulgaristan’dan 45 ülkeye yapılan ihracattan kaynaklanıyor.
Gene de Şişecam yetkilileri, işçi taleplerini dinlemek yerine, işçi eylemlerinin şirkete zarar yazdığını açıklıyorlar. Bulgaristan hükümetini uyararak, çalışma yasalarının değiştirilmesi gerektiğini ileri sürüyorlar.
“Şişecam All Over The World”
Şişecam’ın uluslararası buluşmalarını tarihe kaydededen kimi fotoğraf karelerinin fonunda bu slogana rastlıyoruz: Şişecam’ın Dünya’nın her yerinde olduğunu ifade ediyor.
Şişecam dev bir Dünya şirketi. Dünya üretiminde toplam cam üreticileri arasında ilk ondört arasında yer alıyor, Şişecam Düzcam Grubu; Trakya Cam Fabrikaları dünyanın sekizinci; Cam Ev Eşyası (CEE) Grubu; Paşabahçe Fabrikaları, Avrupa’nın ikinci, dünyanın üçüncü; Cam Ambalaj Grubu; Anadolu Cam Fabrikaları da dünyanın onbirinci büyük cam üreticisi. Şişecam ayrıca krom bileşiklerinde dünyada dördüncü, soda ürün grubunda ise yedinci sırada yer alıyor. Şişecam ürünleri yaklaşık 130 ülkeye satılıyor.
Şişecam artık bir çokuluslu şirket. Trakya Cam Lüleburgaz, Mersin, Bulgaristan, Çayırova ve Yenişehir olmak üzere toplam 5 farklı lokasyonda konumlanan 13 fabrikada üretim ve yatırım faaliyetlerini sürdürmektedir. Trakya Glass Bulgaria EAD 2006 Mart ayında devreye alındı. (Trakya Cam Sanayi A.Ş. 2006 Yılı Faaliyet Raporu, s. 6) Paşabahçe’nin Türkiye, Rusya ve Bulgaristan’da en gelişmiş teknolojiye sahip üretim tesisleri ve yanı sıra Almanya, İspanya, Rusya, ABD ve Çin’de satış şirketleri bulunuyor. CEE Grubunun tüm dünyada 5.600 çalışanı var. (Şişecam Dergi, Mayıs – Haziran 2006, Sayı: 250, s. 12 ve 13) Öte yandan Şişecam Cam Ambalaj Grubu; Anadolu Cam A.Ş. Topkapı ve Mersin fabrikaları yanında 2006 Eylülünde Anadolu Cam Yenişehir Sanayi A.Ş.’nin 1. fırının devreye alınması ile yurtiçinde toplamda 8 fırınla 600 bin ton/yıl kapasiteye ulaştı. Bu üretim kapasitesi, Gürcistan, Mina, Rusya Federasyonu’ndaki Ruscam Gorohovets, Ruscam Pokrovsky ve Ruscam Ufa Fabrikaları ile birlikte 1.5 milyon ton/yıl düzeyine çıkmaktadır. (Şişecam Dergi, Ekim 2006, Sayı: 252, s. 4 ve 10-11) Cam Ambalaj Grubunun yurtdışında yaptığı üretim, yurtiçindeki üretimin üzerindedir. Şişecam Topluluğu Türkiye içinde yarattığı istihdamın aşağı yukarı yarısı kadar bir istihdamı yurt dışında yarattı. Bu giderek artacak gibi görünüyor.
Küresel sermaye-yerel sendikalar
Şişecam’ın çokuluslu bir şirkete dönüşmesinin emek piyasası ve endüstri ilişkileri üzerinde ve toplu pazarlık süreci açısından son derece önemli etkileri vardır.
Türkiye’de Kristal-İş Şişecam fabrikalarında kırk yıldan fazla bir süredir örgütlü, 1966 yılından bu yana da toplu sözleşmeler yapıyor. Kristal-İş 1980 Eylülünden sonra yeniden toplu pazarlık masalarına oturduğunda Disk kapatılmıştı. Daha önce cam işkolunda örgütlü diğer sendika olan Disk’e bağlı Hürcam-İş Sendikası artık yoktu. Hiç istenmeyen bir biçimde de olsa cam işçileri tek sendika çatısı altında toplanmışlardı. Kristal-İş bunun avantajlarını yıllarca kullandı. Görece dar bir sanayi kolunda tek örgütlü sendika olması, cam sektörünün ölçek ekonomisinin geçerli olduğu bir sektör olması ve dolayısıyla az sayıda işyerinde toplanan cam işçisinin dağınık olmaması ve demokratik geleneğiyle, tabanına yakınlığıyla Kristal-İş yıllarca cam sektöründe çok ciddi bir güç oldu.
Ne var ki, artık işkolunda tek sendika devri sona ermekte… Üstelik bu kez işçilerin ve sendikaların bir bölümü yurt sınırları dışında! Artık cam sektöründe küreselleşen sermaye yerel sendikalarla cebelleşiyor. Bugün Bulgaristan’daki fabrikaları grevde bulunan Şişecam’ın Gürcistan’daki, Rusya’daki, Türkiye’deki fabrikaları üretimlerini sürdürüyor. Bu küresel sermayeye Bulgaristan işçileri karşısında çok önemli bir avantaj sağlıyor. Aynı avantaj, Türkiye’de gerçekleştirilecek bir cam grevinde de ortaya çıkacaktır.
Türk-İş ne yaptığını biliyor mu?
Yazık ki cam sektöründe sorun bununla da kalmıyor, çok daha derin. Sendikal bölünmüşlüğün bir boyutu da yurt içinde yaratıldı. Şişecam’ın satın aldığı Denizli Cam ve CEE Grubunda sonradan kurulan Paşabahçe Eskişehir fabrikalarında nasılsa (!) ikinci bir sendika; Türk-İş’e bağlı Çimse-İş “örgütlendi.” Şişecam patronlarının ilk işi Çimse-İş’le birlikte Paşabahçe Eskişehir Fabrikasında toplu sözleşmenin yürürlük başlangıç tarihini 5 bin işçinin grup toplu sözleşmesinin başlangıç tarihinden ayırmak oldu. Cam işçisinin birliğine kama sokuldu. Böylece cam grup sözleşmesi kapsamında yürütülebilecek bir grev sırasında Paşabahçe grubu üretimi Eskişehir fabrikasında sürdürebilecekti.
Cam işçisinin 2003 Eylülünde bu düzeni değiştirme, Kristal-İş’te birleşme çabaları cam sektöründe kamuoyu önünde yaşanan büyük çatışmalara neden oldu. Paşabahçe Eskişehir işçisinin tamamının Çimse-İş’ten istifa ederek Kristal-İş’e üye olması üzerine 27 Eylül günü 300 cam işçisi işten çıkarıldı ve yerlerine Kasım ayı başında 400’ün üzerinde ve çevre illerden toplanarak Çimse-İş’e üye yapılmış olan yeni “işçi” alındı. Yetki sorunu yargıya taşındı ve 2003 yılından bu yana Paşabahçe Eskişehir fabrikasında yetki uyuşmazlığı sürmektedir. Bu süre içinde Kristal-İş’in çeşitli defalar Türk-İş’in hakemliğinde, hatta camdaki bütün fabrikaları da i
çine alacak şekilde yaptığı “referandum” çağrıları da sonuçsuz kaldı.
Türk-İş Paşabahçe Eskişehir Fabrikasında konfederasyon olarak ağırlığını haktan yana koymamıştır. Uyuşmazlığın en doğrudan ve demokratik çözümü olabilecek referandum mekanizmasının hayata geçirilebilmesi yönünde kayıtsız kalmış, yetki uyuşmazlığının uzaması karşısında da Çimse-İş’in yanında yer almıştır, almaktadır. Oysa Paşabahçe Eskişehir Fabrikası, herhangi bir fabrika değildir. Cam işçisinin aynı patrona karşı yürüttüğü tek bir mücadelenin parçasıdır. Toplu sözleşme dönemlerini ayırarak bu birlik daha baştan parçalanmıştır ve bu cam işçisine, işçi sınıfına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bununla da yetinilmemiş cam işçisinin sendika tercihine hukuk tanımaz biçimde müdahale edilmiş ve edilmektedir.
Türk-İş bunu nasıl görmezden gelebilmektedir? Umalım ki Türk-İş ne yaptığını bilmiyor olsun, çünkü aksi çok daha vahimdir.
“Cam İşçisi All Over The World”
Eskişehir Paşabahçe Fabrikasında toplu pazarlık dönemleri cam grup sözleşmesinin toplu pazarlık dönemiyle birleştirilmelidir. Bu en az Türkiye’deki cam işçilerinin aynı sendika çatısı altında birleşmeleri kadar önemlidir.
Türkiye’de cam işçileri, aynı patrona karşı mücadele eden Bulgaristan’daki emek dostlarının yanında olmalıdır. Rusya’daki, Gürcistan’daki cam işçileri Bulgaristan’daki grevleri desteklemelidirler. Yarın Türkiye’de yapacağımız grevlere, Bulgaristan’da, Rusya’da kurulu cam fabrikalarında çalışan işçiler güç vermelidirler. Farklı ülkelerdeki sendikalar arasında kurulmaya başlanan yakınlaşma, her geçen gün daha etkili dayanışmaya, ortak eylemlere, ortak mücadele alanlarına yönelmelidir. Gelecekte Şişecam’ın “yaşamsal coğrafyası” içinde toplu pazarlık sürecinin birleştirmesi çok iddialı ama imkânsız değildir. Üstelik başka yol da yoktur.
Cam patronları küreselleşebiliyorsa cam işçisi de küreselleşebilir.