Partiler sağda ve solda birleştiriliyor, istenenin ne olduğu belli: Mümkün olan en fazla oy yığılmasını Ak Parti dışındaki partilerde gerçekleştirmek… 2002’de hayata geçirilemeyen proje böylece yeniden diriltilmiş oldu; CHP lideri başkanlığında bir hükümet oluşturulup Ak Parti’nin muhalefette bırakılması projesi… Dün, burada, “Ya bütün bu çabalara rağmen seçmen oyunu Ak Parti’de yoğunlaştırırsa?” tezimi sizlerle paylaşmıştım; yakın […]
Partiler sağda ve solda birleştiriliyor, istenenin ne olduğu belli: Mümkün olan en fazla oy yığılmasını Ak Parti dışındaki partilerde gerçekleştirmek… 2002’de hayata geçirilemeyen proje böylece yeniden diriltilmiş oldu; CHP lideri başkanlığında bir hükümet oluşturulup Ak Parti’nin muhalefette bırakılması projesi…
Dün, burada, “Ya bütün bu çabalara rağmen seçmen oyunu Ak Parti’de yoğunlaştırırsa?” tezimi sizlerle paylaşmıştım; yakın sayılabilecek bir geçmişten bazı örnekler verip halkın toplum mühendisliğine tepkisini sergileyerek… Bugün tersini yapmaya ne dersiniz? Şunu: Geçmişte istenen sonucu alamamış olsalar bile toplum mühendisleri de zaman içerisinde ustalaştı; bir an için halkı ikna etmenin yolunun veya sandıktan istenen sonucu çıkaracak sihirli formülün bulunduğunu farz edelim; acaba o durumda ne olur?
Bu varsayımı sadece zihin jimnastiği olsun diye irdeliyor değilim; iki sağ bilinen partinin (ANAP ve DYP) milletvekillerinin iradeleri üzerinde uyguladıkları baskının cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuç aldığını birlikte gördük; harakiri yapmaktan farksız bir eylemdi bu… Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı da “Bu ülkede her an her şey olabilir” dedirten cinstendi… Toplum mühendisleri, ne bileyim, belki tek tek seçmenlerin iradelerini sıfırlayan bir teknik de gelişmişlerdir…
Bir an bugünün 23 Temmuz olduğunu ve açılan sandıkların dört veya beş partili bir Meclis tablosunu haber verdiğini düşünelim: Ak Parti en çok oyu almış, birinci parti, ama Meclis’te hükümeti kuracak çoğunluğu kaybetmiş görünüyor… İkinci parti konumundaki CHP diğer iki veya üç partiyle birleşerek hükümet kurabiliyor… Kampanyalarını ‘Ak Parti öcüsü ile mücadele’ üzerine kurmuş partiler bu birlikteliklerini hükümete de yansıtmak istiyorlar…
Olamaz mı, olabilir elbette; 23 Temmuz sabahına Türkiye bu gerçekle de pekâlâ uyanabilir…
Şimdi soru şu: Ak Parti’yi muhalefette bırakarak kurulacak bir hükümet Türkiye’yi nasıl yönetecektir dersiniz?
Dünyanın kapımıza dayadığı şartlar ortada fazla bir seçenek bırakmıyor aslında: Ya küreselleşmeyi ciddiye alıp IMF, ABD ve AB hassasiyetli politikalar izleyecek, ya da ‘ulusalcı’ çizgiye demir atıp Türkiye’yi farklı bir ufka doğru yola çıkaracaksınız… Ak Parti de 3 Kasım seçimlerini kazandığı belli olup ülkeyi yöneteceği anlaşılınca yine böyle iki seçenekli bir durumla karşı karşıya kalmıştı; son 4,5 yılda izlenen, ‘ulusal çıkarları’ göz ardı etmeyen, ‘global gelişmeleri’ ülke yararına kullanma amaçlı politikalardır… Ak Parti’nin üzerine oturduğu ideolojik zemin bunu yapabilmesine izin veriyordu çünkü…
Çok partili bir koalisyonun ise benzer bir şansı olmayacağı şimdiden belli. Son 4,5 yılın kavga gürültüsüne rağmen ‘küresel dengelere’ dikkatli bir politika izleyemez çok partili koalisyon; dünyanın şartları ise içe kapanmacı politikaları Türkiye için sürdürülebilir olmaktan çoktan çıkardı… Daha ilk gününden patlayacak ihtilâflarla ülke siyaseti çalkantıdan kurtulamaz.
Öyle bir gelişmenin en büyük zararı ise kitlelerin zihniyet dünyası üzerinde görülecektir. 150 yıldan fazla süredir seçim yapılan bir ülke Türkiye; kendisine verilen her fırsatta tercihini hep doğru yapmış insanlar bizim insanlarımız… Böyle bir ülkede insanları toplum mühendisliği teknikleriyle kendi çıkarlarına aykırı hareket etmeye zorlayarak sonuç alırsanız, o insanların sisteme olan inançlarını kaybetmesine yol açarsınız. Maliyeti en yüksek zararı budur toplum mühendisliğinin…
“Bu ihtimali geç” dememeniz için son bir hatırlatma: Yakında yayımlanan bir ankette, deneklerin yarıya yakınının, Türkiye’yi iyi yöneteceğine inandıkları partinin AKP, liderin de Tayyip Erdoğan olduğunu söyledikten sonra “Bugün seçim olsa…” sorusunda oylarını bayağı dağıttıkları görüldü. Toplum mühendisliği çalışmalarının etkisini yansıtıyor olabilir o tablo…
Tabelaya bakarken nefeslerimizi dikkatli tutalım…