DİSK 1 Mayıs 1977 katliamını unutturmamak, 12 Eylül darbesinin başlangıcı olan saldırının hafızalara yeniden kazınmasını ve TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını sağlamak için 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamakta kararlı. 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına destek veren sanatçı ve aydınların “Faili belli cinayetlerde kaybettiğimiz arkadaşlarımızı kucaklayabilmek için polislere, dinci gösterilere ev sahipliği yapan Taksim Meydanı bize de açılsın” […]
DİSK 1 Mayıs 1977 katliamını unutturmamak, 12 Eylül darbesinin başlangıcı olan saldırının hafızalara yeniden kazınmasını ve TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını sağlamak için 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlamakta kararlı. 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına destek veren sanatçı ve aydınların “Faili belli cinayetlerde kaybettiğimiz arkadaşlarımızı kucaklayabilmek için polislere, dinci gösterilere ev sahipliği yapan Taksim Meydanı bize de açılsın” çağrıları da sürüyor.
DİSK’in, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı, 1977’deki 36 kişinin ölümüne neden olan katliamın 30. yıldönümü nedeniyle Taksim’de gerçekleştirmek istemesine izin verilmemesi, bu alanda son 30 yılda düzenlenen etkinlikleri de gündeme getirdi. Bugüne dek başta resmi kurum ve kuruluşların olmak üzere çok sayıda oluşumun etkinlik gerçekleştirdiği Taksim Meydanı’nın işçilere kapatılması tepkilere neden oluyor.
Türkiye Devrimci Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB), bazı siyasi partiler, meslek odaları, siyasi dergiler, demokratik kitle örgütleri ve platformları üyeleri, 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanması gerektiğini belirterek “1 Mayıs’ın, uluslararası birlik, dayanışma, mücadele ve direniş günü olarak en geniş katılımla Taksim’de kutlanacağını” birçok kez yinelediler.
1977’ye borcumuz var!
Taksim Hill Otel’de dün birçok sanatçı ve aydm, 1 Mayıs 1977 katliamını konu alan sinevizyon gösterisini izledi. Sinevizyon gösterisinin ardından konuşan DİSK Genel Sekreteri ve 1 Mayıs Komitesi Başkanı Musa Çam, “Yarım bıraktırılan bayram sevincini kutlamak için 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını” yineleyerek “Bu bir miting değil, 30 yıl önce kaybettiğimiz arkadaşlarımızı kucaklayacağımız bir anmadır” dedi. Musa Çam şu görüşleri dile getirdi:
“1 Mayıs 1977’de 500 bin kişi 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik-mücadele-dayanışma gününü kutlarken saldırıya uğramış ve 36 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. 30 yıl önce bu meydanda oynanan oyundan habersiz, bir hukuk devletinde yaşadıklarına duyduktan inanç ve güvenle kaygı duymadan, bir bayram sevinci yaşarken yaşamını yitirenlere, yakınlarına ve işçi sınıfına demokrasi adına toplum olarak vicdanen borçluyuz. Onlara borcumuz var. Bizler, bu ülkenin aydınlık ve onurlu insanları, aydınları, sendikacıları, emekçileri, işçileriyiz. Bizler bu ülkenin vicdanıyız. Yarım kalan bayram sevincini tamamlamak, 36 yurttaşımızı öldükleri yerde çiçeklerimizle anmak için saat 13.00’te Taksim’de olacağız.”
1 Mayıs’ta “toplumsal yaşamı formatlayan yoksulluğu, ırkçılığı ve gericiliği hedef alacaklarını” ifade edeceklerini dile getiren KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir de “Hayatımızı belirleyen faili meçhul cinayetleri, bize dayatılan yaşamı reddetmek bilinciyle hareket eden toplumun bütün kesimlerini Taksim’e bekliyoruz” diye konuştu.
Sanatçılardan destek
Konfederasyon temsilcilerinin ardından, aralarında Cahit Berkay, Mustafa Alabora, Bilgesu Erenus, Celal Başlangıç, Efkan Şeşen, Emre Saltık, Erdoğan Aydın, Ferhan Şensoy, Grup Yorum, Halil Ergün, Yalçın Bayer, İlkay Akkaya, Orhan Aydın, Orhan Alkaya, Reis Çelik, Vedat Sakınan, Suavi, Mete Çubukçu, Rıdvan Akar’ın da bulunduğu çok sayıda sanatçı, aydın ve gazeteci, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasına destek verdiğini açıkladı. Sinema sanatçısı Mustafa Alabora, 1 Mayıs katliamının sorumlularının yargılanması amacıyla TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulması ve 1 Mayıs’ın “Emeğin Bayramı” olarak ilan edilmesi gerektiğini dile getirdi. Çeşitli kültür ve sanat grupları adına bir açıklama yapan tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, “Taksim Meydanı Polis Bayramı’na açılıyorsa, dinci gericiliğin ve ırkçı yobazlığın eylemlerine sahiplik ediyorsa, işçi sınıfına, emekçilere ve yurtseverlere de açılmalıdır” diye konuştu.
Sivil toplum örgütlerinin diğer yönetici ve sözcüleri de resmi ve özel kuruluşların her türlü etkinliğine izin veren siyasi iktidarın, Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs günü de emekçilere açması gerektiğini vurguladılar. Sivil toplum örgütü sözcüleri, “Şeriatçılara, milliyetçilere, İslamcılara, popçulara, sporculara aklınıza gelebilen her kesime açılan alan, emekçilere kapatılamaz” dediler.
disk.org.tr