Mamak’ta yıllardır devrimci ve ilerici güçlerin birlikte örgütlediği geleneksel Newroz eylemi bu yıl da gerçekleştirildi. Sermaye iktidarının faşist-şoven saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemde “halkların kardeşliği” şiarının öne çıkartıldığı bir politik çerçeve üzerinden şekillenen 2007 Mamak Newroz’u; BDSP, HÖC, ESP, Devrimciler, Partizan, Alınteri, Tüm-İgd, SDP ve PSAKD Mamak Şube tarafından örgütlendi. Eylem öncesi bölgede yaygın bir şekilde Kürtçe ve Türkçe şiarlı Newroz afişleri yapıldı.

21 Mart günü saat 18.00’de Tek Mezar Hacı Bektaşi Veli Parkı’nda toplanan kitle “Biji Newroz! Yaşasın Newroz!”, “Emperyalizme, ırkçılığa, şovenizme, faşist saldırılara karşı yaşasın halkların kardeşliği!” şiarlı ortak pankartların arkasında kortejlerini oluşturmaya başladı. Saat 18:15’te NATO Yolu Caddesi trafiğe kapatılarak Tuzluçayır Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi.
Ortak pankartlar arkasında Alınteri, Partizan, Odak flamalarıyla, BDSP, Devrimciler, ESP, HÖC, SDP, Tüm-İgd ve Kaldıraç pankartlarıyla yürüdüler. Toplanma yerinde ve Tuzluçayır Meydanı’nda “Biji Newroz! Yaşasın Newroz!”, “Eşitlik, kardeşlik Kürt ulusuna özgürlük!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Biji bratiya gelan!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Cengiz Soydaş, Tuncay Yıldırım, Mazlum Doğan ölümsüzdür!”, “Kahrolsun emperyalizm/faşizm! Yaşasın mücadelemiz!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!”, “Hepimiz Kürd’üz, hepimiz Ermeni’yiz!” sloganları ortak olarak atıldı.

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı yürüyüş bir saat sürdü. Yürüyüş sırasında Mamaklı emekçilerin katılımıyla birlikte NATO Yolu boyunca kitlesel ve coşkulu bir yürüyüş gerçekleştirildi. Tuzluçayır Meydanı’na gelindiğinde yolun bir bölümü trafiğe kapatılarak tüm alana yerleşildi. Emekçilerin de katılımıyla birlikte alanda kitlenin sayısı 500’e ulaştı.

Program başlamadan önce devrim ve Newroz şehitleri anısına saygı duruşu yapıldı. Atılan sloganlar ardından yakılan Newroz ateşiyle birlikte basın metni okundu.

Basın metninde şunlar söylendi:
“Bugün Kürt halkı ve Ortadoğu halklarının emperyalist saldırganlığa, köleliğe ve sömürgeci boyunduruğa karşı başkaldırısının adıdır Newroz…

Bugüne kadar, 16 Mart Beyazıt’ta, 1 Mayıs Taksim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de ve 19 Aralık’ta ezilen halklara ve onun öncülerine dönük yapılan katliamlar, hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. Tarihi adeta katliamlar tarihi olan faşist devlet, bugün bir taraftan üslerini, hava sahalarını ve limanlarını, efendilerinin emperyalist saldırganlıklarının hizmetine açıp Ortadoğu halklarının katline ortak olurken; bir yandan da çıkardığı kölelik yasaları, GSS ve Kentsel Dönüşüm Projeleri’yle emekçi halklarımızın çalışma, sağlık ve barınma haklarını gaspetmeye devam etmiştir.

Saldırılar bununla da sınırlı değildir. Özellikle Ceza İnfaz Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası çıkarıldıktan sonra söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü yok edilmiş, F tipi zindanlardaki devrimci tutsakların üzerindeki tecrit ve izolasyon uygulamaları daha ağırlaştırılmıştır. Meşru-demokratik kurumlar ‘terörle mücadele’ demagojileriyle basılıp, talan edilerek çalışanları tutuklanmıştır. Eylül’de ESP kurumlarına yapılan saldırılarla başlayan bu dalga, Aralık’ta HÖC kurumlarına ve özellikle de Newroz’un yaklaşmasıyla da DTP eş başkanlarına, il ve ilçe kurumlarına ve belediye başkanlarına dönük devam etmiştir…
Ama tüm bu saldırılar nafile… Kawa’nın yaktığı özgürlük ateşi bugüne kadar söndürülemediği gibi bundan sonra da söndürülemeyecektir. Bu ateş nasıl 2700 yıl boyunca tüm ezilenlerin mücadelesine ışık tutup, yolunu aydınlatıyorsa; günümüzün Dehaq’larını da yakarak, daha da büyümeye devam edecektir.

Bugün Ortadoğu halkları Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da, Afganistan’da emperyalist saldırganlığa karşı Kawa’nın yaktığı ateşi büyüterek ezilen halkların mücadelesine ışık tutuyor.
Yıllardır ulusal kimliklerinin inkarı ve asimilasyon dayatılarak, bunu kabullenmediği koşullarda da imha edilmeye çalışılan Kürt halkı Mazlum Doğan’ın 21 Mart 1982’de harladığı yüreklerinde yanıp tutuşan özgürlük ateşini büyütmek için Newroz’una sahip çıkıyor.
F tipi zindanlarda kişilikleri, kimlikleri ve onurları yok edilmek istenen devrimci tutsaklar bir Newroz günü ölümsüzleşen Cengiz Soydaş ve Tuncay Yıldırım’ın bıraktığı direniş geleneğini devam ettirerek tecrit zulmünü paçavraya çevirmişlerdir.

Faşist saldırganlığın hedefindeki bu ülkenin devrimcileri, ilericileri her türden kuşatmaya karşı devrim ve sosyalizm bayrağını kuşanarak, ezilenlerin, işçi ve emekçilerin sesi olmaya devam ediyorlar…”
Ortak metnin okunmasının ardından kitle hep birlikte Enternasyonal Marşı’nı söyledi. Newroz ateşinin üzerinden atlayan kitle mücadele ateşini daha da harladı. Bu sırada devrimci türküler eşliğinde halaylar çekildi. Ardından BDSP, 19 Mart’ta Tuzluçayır’da Newroz’a çağrı yapılırken yaşanan gözaltı saldırı ile ilgili bir açıklama yaptı.

Kaynak: Kızılbayrak