Muhsin Yazıcıoğlu, Trabzon’da ziyaretlerde çekilmiş, “Dink suikastı zanlıları” ile fotoğraflar yayınlandıktan sonra, Sabah’ta, “Evladıma, işte katilin çocuğu diyorlar” dediğinde içim acımıştı. Günahları veya yakıştırmaları küçük masum omuzlarında taşımak zorunda kalan çocuklar iç acıtır. Daha acısı ise “Maktulun çocuğu” olmaktır. Bir de “maktul çocuk”. İstanbul’da Dink’ in çocukları, Anadolu’nun her köşesinde şehit asker çocukları, işte daha […]
Muhsin Yazıcıoğlu, Trabzon’da ziyaretlerde çekilmiş, “Dink suikastı zanlıları” ile fotoğraflar yayınlandıktan sonra, Sabah’ta, “Evladıma, işte katilin çocuğu diyorlar” dediğinde içim acımıştı.
Günahları veya yakıştırmaları küçük masum omuzlarında taşımak zorunda kalan çocuklar iç acıtır.
Daha acısı ise “Maktulun çocuğu” olmaktır. Bir de “maktul çocuk”.
İstanbul’da Dink’ in çocukları, Anadolu’nun her köşesinde şehit asker çocukları, işte daha geçen gün kahpe mayında uçup giden babasının tabutuna sokulan yeni doğmuş bebek.
Mesela, Kızıltepe’de polisin yaylım ateşinde babasıyla birlikte, 12 yaşından bir fazla kurşunla yere serilen ve davası hala bitmeyen, sanıkların güçlü, mağdurların suçlu sayıldığı Uğur.
Yazıcıoğlu da elbet hatırlar.
Öyle, çok çocuk vardı 12 Eylül’e yol döşenirken. Çok baba, evladını yitiren. Üstüne bir gazete atılmış, baş ucu kan gölü, öyle yatarken. Bir gün üniversite önünde, bir gün bir evde, bir gün Maraş’ta, Çorum’da topluca katledilen.
Bir de nedense aynı kareden fırlayan çocuklar ile ” abiler” var.
Bir de “soruşturma, sorgu” makamlarının, yargı ve emniyet mercilerinin, hatta medyanın “inanılmaz intikal” i var.
Bu sürat beni çok şaşırtıyor!
Size küçük bir problem:
Dink suikastının ertesi günü, 20 Ocak’ta katil zanlısı yakalanıyor.
21 Ocak’ta “Azmettirici” olarak Yasin Hayal de gözaltına alınıyor.
Ve Hayal’ in 24 Ekim 2004’te Trabzon’da McDonald’s’a bomba atan, yargılanan, hapis yatan, serbest kalan kişi olduğu anlaşılıyor.
Soruşturma ile görevlisiniz yahut mesela gazeteci.
İlk merak edeceklerinizden biri nedir?
Yani çok şey vardır ama, hemen ulaşabileceğiniz bilgilerden biri nedir?
“Azmettirici” denen yargılandığına göre, bir avukatı, avukat masrafı, ödemesi filan olmuştur?
Nasıl olmuştur, kimler tarafından yapılmıştır?
Öyle değil mi?
Şimdi dünün Ersan AtarEnis Yıldırım imzalı haberini okuyalım:
“Savcılık şimdi Büyük Abi Erhan Tuncel’in abisi de Halis Egemen mi sorusunun yanıtını arıyor. BBP İl Başkanı Yaşar Cihan ile BBP yöneticisi Halis Egemen, çetenin doğuşunun 2004’e uzandığını gösteren bulgulardan sonra gözaltına alındı. Başsavcılık, Hayal’in ailesine verilen 1.5 milyar lira ile avukat masraflarının BBP tarafından karşılanmasının basit bir yardımdan ibaret olmadığı sonucuna vardı.”
Bu sonuca varmak ile gözaltına almak 25, 26 Mart’ı bulmuş.
Elbette gözaltındakiler suçlu demek değil ama, “avukat masrafı” üstünde durmak, tam iki ay gecikmiş!
Henüz 22 Ocak’ta, yani suikasttan üç, Hayal gözaltına alındıktan bir gün sonra, inanın oturduğum yerden, kimse kulağıma üflemeden, 2004’teki avukatın kim olduğunu da, Hayal’ in masrafının kim tarafından, nasıl ödendiğini de (kolayca) bulmuştum oysa.
23 Ocak’ta, “Hayal’in yoksul ailesi avukat masrafını nasıl karşıladı? Öğrendiğim şu: Hayal’in tanıdığı bir ‘Abi’ avukat buldu. 1 milyar 200 bin TL de ‘Abi’nin getirdiği çeklerle ödendi. ‘Abi’ BBP’de yönetici. Çok eskiden tanıyor. Yasin onu çok severmiş, parti, ocak kanalıyla ulaşırmış, ‘Reis’ dermiş. Himayesi altında gibiymiş. ‘Abi’nin ona kızdığı, bir gün tokatladığı da ileri sürülüyor… ‘Esas yönlendirici’ kimdi acaba?”
Şubatın 11’inde ise, “O yazıdan 16, 17 gün sonra o ‘Abi’ henüz keşfedildi ama ‘küçük’ bir yanlışla. ‘BBP’li yönetici’nin ‘Hayal Ailesi’ne 1 milyar TL’lik para yardımı yaptığı’ yazılıyor. ‘BBP’li Abi’ ve ‘Abiler’ de onu tanımadıklarını, ailenin yardım istediğini, birçok muhtaca yardım yaptıklarını anlatıyor.
Oysa bundan 20 gün önce bu sütunda yazılan şu: Hayal’e avukatı bulup 1 milyar 200 milyon liralık ( daha önce yanlışlıkla 200 bin yazmışım) masrafını çeklerle ödeyen BBP’li Abi!” demiş ve kıssadan hisseyi yazmışım: Yani o para, öylesine yardım değil, bir bombacıya bulunan avukatın ücreti!
Bunlar bir çeteyi, azmettiriciliği, bir suçu, suça yataklığı kanıtlar yahut kanıtlamaz. Gözaltındakiler belki masum bulunur, belki değil. Nitekim il başkanı dün serbest bırakıldı.
Ama beni şaşırtan şu:
“Avukat ödemesinin doğurduğu üç yıllık çete şüphesi dolayısıyla gözaltı” için, bu basit merak ve soru ile kolay cevap için neden iki ay geçer?
Emniyet’te de, yargıda da, medyada da!