Trabzon ve İstanbul polisleriyle Emniyet Genel Müdürlüğü arasında kaybolan istihbarat bilgilerinin sorumlularıyla, zanlılarla irtibatta olduğu anlaşılan M.Z. gibi görevliler hakkında niye hiç işlem yok? Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin öncesi ve sonrasında soruşturmayı yürüten polis ve jandarma görevlileri o kadar fazla suç işledi ki, bu suçlardan hangileriyle ilgili adli soruşturma başlatılacağı merak konusu oldu. Ne jandarma […]
Trabzon ve İstanbul polisleriyle Emniyet Genel Müdürlüğü arasında kaybolan istihbarat bilgilerinin sorumlularıyla, zanlılarla irtibatta olduğu anlaşılan M.Z. gibi görevliler hakkında niye hiç işlem yok?
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin öncesi ve sonrasında soruşturmayı yürüten polis ve jandarma görevlileri o kadar fazla suç işledi ki, bu suçlardan hangileriyle ilgili adli soruşturma başlatılacağı merak konusu oldu. Ne jandarma ne polis, Dink suikastinde ‘abi’ kimliğiyle ortaya çıkan muhbirlerin sorumluluğunu üzerine almak istemiyor. Çift taraflı çalıştıkları neredeyse kesin olan Dink suikastinin ‘abi’lerinden gelen bilgilerin neden değerlendirilmediği, yanıtsız kalan en önemli soru. Soruşturmanın başından beri güvenlik güçlerinin ihmallerini ve suça iştiraklerini ortaya koyan iddialar ve bu iddialardan çıkan yeni sorular hâlâ yanıtını bulmuş değil.
İhbarlar neden dikkate alınmadı: Dink’in öldürüleceğine ilişkin Trabzon Emniyeti’ne yapılan ve biri İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na iletilmiş 17 ihbar bulunduğu ortaya çıktı. İhbarlardan 16’sıyla ilgili İstanbul’a bilgi verilmemesi ve İstanbul’a ulaşan ihbarın da üstünkörü araştırılarak ‘ciddi bulunmaması’ suikaste resmen göz yumulduğunun göstergesi. Suikaste göz yuman Emniyet mensupları hakkında neden ‘suça iştirak’ten adli soruşturma açılmadığı sorusu ortada duruyor. Emniyet, yeni sızdırdığı bilgilerde ihbarların tümünün suikastle ilgili olmadığı savında. Emniyet’e göre, Erhan Tuncel muhbirlikten çıkarıldığı Kasım 2006’ya kadar, Trabzon Emniyeti’ne 30’a yakın ihbarda bulundu ama bunların sadece ikisi Yasin Hayal’in Dink’i öldürme planına ilişkindi. Bu yeni sav doğru kabul edilse bile ihbarlara karşı gerekli hassasiyetin gösterilmediği gerçeği değişmiş değil. Şimdi temel sorulardan birisi şu: Suikastle ilgili ihbarları değerlendirmeyen Emniyet Genel Müdürlüğü, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı yetkilileri hakkında inceleme başlatıldı mı?
Jandarmanın mı, polisin mi muhbiri: Emniyet’ten sızan bir başka yeni iddia, tetikçi O.S.’nin jandarma muhbiri olduğu yönünde. Aynı iddialar, Tuncel ve Hayal için de geçerli. Hatta, Tuncel’in polis muhbirliğinden jandarmaya çalıştığı gerekçesiyle çıkartıldığı iddiası var. Daha önce de Tuncel’in dört cep telefonu kartından bir tanesini jandarmayla görüşmek için kullandığı öne sürülmüş ve bu iddia yalanlanmamıştı.
Cinayeti bilen JİTEM mensupları: Dink cinayetinin azmettiricisi olduğu savıyla tutuklanan Hayal’in eniştesi Coşkun İğci, polisteki ifadesinde, Jandarma istihbaratına (JİTEM) bağlı iki kişiye ‘cinayet hazırlıkları konusunda bilgi verdiğini’ açıkladı. İfadesine göre İğci, Hayal’den silah temin edeceği vaadiyle 300 YTL almış, bir süre sonra da parayı iade etmişti. Bu gelişmelerin tümünden JİTEM mensuplarının haberi vardı. Bu JİTEM mensuplarının kimliği ortaya çıkmadan, resmi yalanlama geldi. Jandarma Genel Komutanlığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği yazıda, “İğci elemanımız değil” diyordu.
Tuncel son dakikaya kadar ilişkide: Tuncel’in polis muhbiri olduğu ortaya çıktıktan sonra Emniyet, ‘bu kişi üç ay önce muhbirlikten atılmıştı’ açıklaması yaptı. Ancak, yeni ortaya çıkan bilgiler, daha önce Trabzon Emniyeti’nin istihbarat şubesinde çalışan ancak Bartın Emniyeti’ne atanan M.Z. ile Tuncel’in suikast günü bile telefonla görüştüklerini ortaya koydu. ‘Tuncel’i muhbirlikten atmıştık’ açıklaması yapan Emniyetçiler hakkında bu yeni bilgiler ışığında ‘soruşturmayı karartmak’ suçundan soruşturma açılıp açılmayacağı belirsiz. Öte yandan Emniyet’ten sızdırılan yeni bir bilgiye göre, M. Z. “bilgi dahilinde” Tuncel ile görüşmüştü. Buna göre Tuncel’in daha önce yaptığı ihbarı anımsayan İstihbarat Daire Başkanlığı yetkilileri, Tuncel’in muhbir olduğu dönemde zimmetli olduğu istihbaratçı M.Z.’yi arayıp “Tuncel’in suikastle ilgisini sor” dediler. M.Z. de Tuncel’i dinlendiğini bildiği cep telefonundan arayarak “Cinayeti sizinkiler mi işledi. O.. hani teslim olacaktı. Bana anlattığınız gibi mi oldu her şey? Yasin mi yaptı?” diye sordu. Tuncel’den “Yasin burada, bizimkilerin işi değil gibi” yanıtını alan M.Z. bu bilgiyi üstlerine iletti. Oysa Emniyet, M.Z. ile Tuncel’in cinayet günü telefonda konuştuğu ortaya çıktığında susmayı yeğlemişti. Ayrıca M. Z. ile Tuncel’in diyaloğu, suikast öncesinde polisin elinde ayrıntılı bilgi olduğunu da gösterdi.
Cerrah örgütü gizlemeye çalıştı: Suikastin ardından “Herhangi bir örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş. Arkadaşı Hayal’le de bu konuda görüşmelerde bulunmuş” diye konuşan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında niye soruşturma açılmadı? Örgütlü suç olduğu bugün herkes tarafından kabul edilen Dink suikastı soruşturmasında Cerrah’ın bu sözleri nedeniyle hakkında ‘görevi savsaklama’ ve ‘delilleri karartma’dan ‘lüzum-u muhakeme’ kararı verilebilirdi.
Trabzon TEM Müdürü’ne suçlama: Yasin Hayal, avukatına verdiği ifadede, Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk’ün, Erhan Tuncel’i çağırdığını, “Bu bayrak yere düştü, bayrağı kaldırmak Erhan ve Yasin’e düşmüş görevdir” dediğini söyledi. Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile Öztürk’ün jet hızla yalanladığı bu iddialarla ilgili herhangi bir araştırma yapıldı mı?
Telefonlar dinlendi ama: Hayal ve Tuncel’in son ana kadar telefonlarının dinlendiği yeni bir bilgi olarak Emniyet yetkililerince iletildi. Emniyet, Tuncel’den edindiği suikast ihbarı üzerine Hayal’in telefonlarını dinlemeye almıştı. Alınan bu önlemlere karşın suikastin önlenememesi ise, “Hayal, suikastten üç ay önce dinlenen cep telefonunu kapatarak başka bir SIM kartı kullanmaya başladı” diye izah edilmeye çalışılıyor. Yine verilen bilgiye göre, Tuncel’in cep telefonu suikast gününe kadar açıktı. Ancak bu telefonla suikast planına ilişkin görüşme olmadı. Bu durumda da, Hayal’in yeni sim kartını tespit etmeyen görevliler sorumlu.
Kayıtlar silindi iddiası: Tuncel ve Hayal’in cep telefonlarının dinleme kayıtlarının silindiği, üzerine müzik kaydedildiği iddiaları ortaya atıldı. Emniyet’e göre ise tüm dinleme kayıtları DVD formatında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne gönderildi ve görevli bir polis şefinin kasasında saklanıyor. Öte yandan Emniyet, telefon kayıtlarını basına sızdıran kişiyi de belirledi. Olayı soruşturan savcılık, kayıtların basına sızdırılmasıyla ilgili ayrıca soruşturma başlattı.
Yargıtay’da iş bağlayan MİT’çi: Hayal, Tuncel’in kendisini bir MİT mensubuyla tanıştırdığını söyledi. Hayal, London Palas’ta tanıştığı 40-45 yaşlarındaki İhsan adlı bu kişi için “MİT mensubuydu. Yargıtay’daki McDonald’s davasının dosya numarasını istedi, yardım edebileceğini ifade etti” dedi. Medyada yer alır almaz MİT tarafından yalanlanan bu bilginin üzerine gidildi mi?
SIM kartları bulamayan görevliler: Dink suikastinin tetikçisi O.S.’nin üzerinde Sağmalcılar Cezaevi girişinde iki adet SIM kart bulundu. Üzerindeki SİM kartlarla önce Samsun Emniyeti, ardından da Trabzon Emniyeti’ne götürülen O.S., buradan da uçakla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. O.S.’yi aramakla görevli polisler kimlerdi ve bu SİM kartları neden bulamadılar? Ayrıca O.S.
‘nin cep telefonunu bulamayan görevliler hakkında da henüz soruşturma açılmadı.
Hangi polisler delilleri kararttı: Tuncel’in arkadaşı Tuncay Uzundal’ın ifadesinde yer alan bazı bilgilerin İstihbarat Daire Başkanlığı’nca İstanbul’a eksik iletildiği de belirlendi. Uzundal, Emniyet’teki ifadesinde, cinayetten dört gün önce Tuncel’e “7.65 mermileri geldi mi?” diye mesaj çektiğini söyledi. Ancak bu mesaj, raporda İstanbul’a “Mermiler geldi mi” şeklinde iletildi. Emniyet, iddiayı yalanladı. Ancak mesajın rapora doğru yazılıp yazılmadığı hakkında yeterince araştırma yapılıp yapılmadığı netleşmedi.
McDonald’s bombası da örgüt işi: Mc Donald’s bombalanması olayında, Tuncel’i ‘muhbirleştiği’ için soruşturma dışı tutarak olaydaki örgüt bağlantılarını karartan ve Hayal’in çok az bir cezayla kurtulmasını sağlayan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek hakkında adaleti yanıltmaktan neden cezai soruşturma açılmadı?
Tetikçiyle poz veren görevliler: Tetikçi O.S. ile Samsun Emniyeti Terörle Şube Müdürlüğü’nün çay ocağında omuz omuza poz veren görevliler hakkında cezai soruşturma başlatıldı mı? O.S.’nin ‘poster gibi’ poz vermesi için kameralara ‘kadraj ayarı’ yaptıran görevliler, ‘suç ve suçluyu övme’ suçundan yargılanacaklar mı?
Kaynak: SONER ARIKANOĞLU , ERTUĞRUL MAVİOĞLU (Radikal)