Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı “Avrupa’da İstihdam 2006” Raporu’nda, iş güvencesinin istihdama zarar verdiğinin belirtildiğini bildirdi. TİSK’in raporunda, iş güvencesi hükümlerinin istihdamı gözetmediği, işletmelerin işçi almalarını zorlaştırmalarından dolayı teorik düzeyde varsayılan bu etkinin ortadan kaybolduğu iddia ediliyor. Buna karşılık iş güvencesinin özellikle kadınların ve gençlerin istihdam olanaklarını zayıflattığı ifade edilen raporda, iş […]
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Avrupa Komisyonu’nun hazırladığı “Avrupa’da İstihdam 2006” Raporu’nda, iş güvencesinin istihdama zarar verdiğinin belirtildiğini bildirdi.
TİSK’in raporunda, iş güvencesi hükümlerinin istihdamı gözetmediği, işletmelerin işçi almalarını zorlaştırmalarından dolayı teorik düzeyde varsayılan bu etkinin ortadan kaybolduğu iddia ediliyor.
Buna karşılık iş güvencesinin özellikle kadınların ve gençlerin istihdam olanaklarını zayıflattığı ifade edilen raporda, iş güvencesi uygulamasının işi olanları korurken, kadınlar ve gençler gibi grupların iş gücü piyasasına girişini zorlaştırdığı ve istihdam dışı kalmalarına yol açtığı vurgulandı.
Raporda, iş güvencesi hükümlerinin aynı zamanda iş gücünün hareketliliğini azalttığı, işsizleri durağanlaştırdığı, uzun dönemli işsizliği ve işsizlik sürelerini artırtığı ifade edildi.
İş güvencesi hükümlerinin, işçilerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlamadığı savunulan raporda, yapılan araştırmaların, “iş güvencesi bir ülkede ne kadar katı hale gelirse işçilerin kendilerini o derecede güvensiz hissetiklerini gösterdiği” belirtildi.
İşsizlik sigortası ve iş güvencesi sistemlerinin birbirlerinin alternatifleri olduğu ve her ikisinin de işçileri iş gücü piyasasındaki risklere karşı korumayı amaçladığı vurgulanan raporda, bu iki sistemin farklı ülke örneklerinde birbirlerinin yerine geçebildiği belirtildi.
Raporda, ayrıca güvenceli esneklik yaklaşımının, iş güvencesi hükümlerinin gevşetilmesini, buna karşılık işsizlik sigortası ve aktif iş gücü programlarının daha etkili kullanılması gerektiği belirtildi.
Açıklamada, raporun Hollanda eski Başbakanı Wim Kok liderliğindeki üst düzey grubun 2003 yılında yayınladığı ve AB ülkelerinde katı iş güvencesi hükümlerinin gevşetilmesi gerektiğini ortaya koyan “İstihdam Raporu’ndaki önerileri tekrarladığı ifade edildi.
Bir anlamda TİSK’in geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve asgari ücretin düşürülmesini, kıdem tazminatının kaldırılmasını isteyen OECD raporuna kendi ölçeğinde katkı sunmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
TİSK için istihdam sorununun çözümü, çalışanın işinden çıkarılması, çıkanın yerine daha düşük ücretle ve daha olumsuz koşullarla bir başkasının alınması.
Bu tek tek işverenlerin işine gelebilir ama ne emekçilerin ne de ülke ekonomisinin gelişimine katkısı olmayan bir öneridir.
Sonuç olarak TİSK’in önerilerinin ne bilimle, ne ekonomiyle, ne de istihdam sorunun çözümüyle bir ilgisi olmadığı görülüyor.