Öğretmen açığı nedeniyle öğrenciler öğretmen beklerken, öğretmen adayları ve ücretli öğretmenler ise atama yapılmasını istiyor Ülke genelinde 165 bin öğretmen açığı bulunuyor. Buna karşılık Milli Eğitim Bakanlığı ise şubat ayında 10 bin kadrolu, 5 bin sözleşmeli olmak üzere 15 bin öğretmen ataması yapacak. Bakanlık öğretmen açığını hiçbir güvencesi ve hakkı olmayan vekil ve ücretli öğretmenlerle […]
Öğretmen açığı nedeniyle öğrenciler öğretmen beklerken, öğretmen adayları ve ücretli öğretmenler ise atama yapılmasını istiyor
Ülke genelinde 165 bin öğretmen açığı bulunuyor. Buna karşılık Milli Eğitim Bakanlığı ise şubat ayında 10 bin kadrolu, 5 bin sözleşmeli olmak üzere 15 bin öğretmen ataması yapacak. Bakanlık öğretmen açığını hiçbir güvencesi ve hakkı olmayan vekil ve ücretli öğretmenlerle kapatmayı hedefliyor.
Böylece üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olarak öğretmen olmaya hak kazanan ve atama bekleyen 120 bin öğretmen adayına açlık sınırında çalışma dayatılıyor.
Saati 5 YTL’ye öğretmenz
Dört yıllık üniversite yaşamının ardından hayatlarını kurmak isteyen öğretmen adayları Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) ardından kadrolu veya sözleşmeli atamaları yapılmamışsa eğer, ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalıyor. Haftalık en fazla 30 saat derse girmeleri mümkün olan ücretli öğretmenler, bu çalışma karşılığında kadrolu ve sözleşmeli çalışan öğretmenlerin ek ders saat ücreti olan 5 YTL üzerinden maaş alıyorlar. Yeni göreve başlamış kadrolu bir öğretmen ek ders ücretleri hariç 740 YTL ücret alırken, aynı okullarda, aynı sınıflarda derse giren, aynı işi yapan bir ücretli öğretmenin aldığı en yüksek ücret ise 600 YTL’de kalıyor. SSK’ya ödenen sigorta primleri de aldıkları 5 YTL’lik saat ücretinden kesiliyor. Sigortaları SSK’da yapılmasına rağmen ne memur ne de işçi statüsünde görünüyorlar. Öğretmenlik yapmalarına rağmen bu nedenle öğretmen kartı bile alamıyorlar.
Ücretli öğretmenlerin hiçbir güvencesi de yok. İlçe Milli Eğitim müdürlükleri tarafından yapılan görevlendirmenin ardından herhangi bir sözleşme, tutanak da imzalanmıyor. Ücretli çalışan öğretmenlerin iş güvenceleri ise okul idarecilerinin veya Milli Eğitim yetkililerinin iki dudağının arasında.
Öğrenci olumsuz etkileniyor
Konak ilçesinde ücretli olarak sosyal bilgiler öğretmenliği yapan Pınar Bali, bu yıl çalıştığı okuldaki öğrencilerinin ilk dönemde dördüncü sosyal bilgiler öğretmeni olduğunu söylüyor. Ücretli öğretmenlerin hiçbir güvencesinin olmadığını, atamasının çıkması durumunda veya daha iyi şartlarda başka bir yerde iş bulduğunda okulu bıraktığını söyleyen Bali, öğrencilerin sürekli öğretmen değiştirdiğini ve bu durumdan çok fazla etkilendiklerini belirtiyor. Aslında ücretli öğretmenlik uygulamasının genelde varoş tabir edilen emekçi semtlerinde yapıldığını ifade eden Bali, “Alsancak’ta, Hatay, Karşıyaka, Bornova merkezdeki bir okulda ücretli öğretmene rastlamanız zor. Eğitimde bile ailelerin gelir düzeyine göre hareket ediliyor. Sürekli öğretmen değiştiren öğrencinin notları düşüyor, başarısız oluyor. Öğretmenin de çocukların gözündeki saygınlığı azalıyor” diyor. Tarih bölümü mezunu olduğunu kaydeden Bali, “Bakanlığın yaptığı kadrolu ve sözleşmeli atamalarla açık kapanmıyor. Bu açığı da ücretli öğretmen görevlendirerek yamıyor. Yamıyor çünkü ben tarih mezunuyum ama ‘Sosyal bilgiler dersine girebilirsin’ diyor. Çünkü yan branşım sosyal bilgiler. Ama kadrolu veya sözleşmeli atama yaparken, yan branştan atama yapılmıyor. Ben okulda trafik dersine giriyorum. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine giren arkadaşlarımız var. İlçelerde, köylerde branş mezunu olup da sınıf öğretmenliği yapan arkadaşlarımız var. Böyle bir durumda çocuktan nasıl verim beklersiniz” diye konuşuyor.
‘Gözünün üzerinde kaşın var…’
Üniversitede Almanca bölümünden mezun olan Sevtap Emir de yan branşı olduğu için Türkçe derslerine giriyor. Emir, “Okul müdürü bir gün kalkıp ‘Niye nöbetine iki dakika geç geldin’ der, ‘Kaşının üzerinde gözün var’ der ve beni okuldan gönderir. Sonuçta hiçbir güvencen yok. Bu güvencesizlik çocuğu da bizi de derinden etkiliyor. O kadar emek vermişsin, öğrencilerinle bir bağ kurmuşsun. Tam bunun ürünlerini almaya başlayacaksın ki, ayrılmak zorunda kalıyorsun. Bu durumda öğrencinin de öğretmenin de verdiği bütün emek boşa gidiyor” diye konuşuyor. Ücretli öğretmenlerin sürekli gelecek kaygısı yaşadığını belirten Emir aldıkları ücretin ancak yol masrafına yetiğini ve çalışmalarına rağmen yine de ailelerinden para istemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.
‘Nerede iş bulursak orada çalışıyoruz’
2004 yılında mezun olduktan sonra bir yıl Erzurum’da vekil öğretmenlik yapan Memnune Yavuz, sonra İzmir’e gelerek bir yıl dershanede çalışmış ve şimdi de Çiğli’de ücretli öğretmenlik yapıyor. Dershanede çalıştığı süreyi yaşanmamış saydığını söyleyen Yavuz, “Hiçbir güvenceniz yok. Nerede iş bulursanız orada çalışıyorsunuz” diyor. Yavuz dershanelerde çalışan öğretmenlerin durumunu şöyle anlatıyor: “İlk yıl stajyersiniz. Ve neredeyse hiç ücret almadan çalışıyorsunuz. Zaten hiçbir dershanede sigorta yapılmıyor. Bazı dershaneler işi abartıp sigortanı kendin öde gel çalış diyor. Yani çalışacaksınız bir de üzerine para vereceksiniz. Haftanın altı günü sabah 8 akşam 6 oradasınız. Bütün etüt ve birebir derslere siz giriyorsunuz. Ve en fazla, işe gidip gelebilmeniz için gereken yol parasını alabiliyorsunuz. Bunun üzerine bir de bazı dershaneler stajyerliği 2 yıla çıkardı.”
(İzmir/EVRENSEL) Rekabet bölüyor
Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube tarafından kurulan İş Güvencesiz Çalışan Öğretmenler Komisyonu’nda çalışma yürüten ücretli öğretmenler mücadelelerini tüm Türkiye’ye yaymak istiyor. Kadrolu öğretmen olmanın birçok ücretli öğretmen için ulaşılmaz görüldüğünü söyleyen öğretmenler, ücretlilerin sözleşmelilere, sözleşmelilerin de kadrolulara öykünerek baktığını belirtiyorlar. Kadrolu öğretmenlerin büyük çoğunluğunun ise sözleşmeli ve ücretlileri kendilerine rakip olarak kabul ettiğini, ya da ücretlerinin düşmesini sağlayan insanlar olarak gördüklerini belirten komisyon üyesi öğretmenler, bu ayrımı ortadan kaldırmak için çabalıyor. Okul okul dolaşarak ücretli, vekil ve sözleşmeli öğretmenleri birlikte hareket etmeye çağıran komisyon üyesi öğretmenler, bu mücadeleye öğrenci ve velilerin de katılması gerektiğini belirtiyor. Yakında web sitesi de hizmete girecek olan komisyon, kendilerine ulaşmak isteyen iş güvencesiz öğretmenlerle [email protected] adresinden haberleşiyor. Sigorta tam yatırılmıyor
Resim bölümü mezunu olan ve ücretli öğretmen olarak çalışan Özden Arslanyürek şunları anlattı: “Ücretli öğretmenlikte sigortanız çalıştığınız saat üzerinden yatırıldığı için en fazla 16 gün yatırılması gerekiyor ama bunu bile tam yatırmıyorlar. Örneğin benim üç aylık çalışmamın karşılığında 11 gün sigortam yatırılmış. Bize öğretmen kartı verilmiyor, diğer öğretmen arkadaşlarımız otobüslerde indirimli bilet kullanırken biz tam bilet kullanmak zorunda kalıyoruz. Önce ÖSS’ye gir, ardından 4 yıl oku bir de öğretmen olabilmek için KPSS denen saçma sapan sınava gir. Böyle bir sınavın olması aslında bu devletin kendi okullarında verdiği eğitime güvenmemesi anlamına geliyor. Yıllarca dershanelerde öğretmenlik yapan arkadaşlarımız şimdi, alanınızla ilgisi olmayan soruların sorulduğu KPSS için dershaneye gidiyor.”
Kaynak: Evrensel – Ozan Sürücü