Kanadalı bir maden şirketinin Honduras’ta neden olduğu kirlilik zehir saçıyor. Honduraslı köylülerin kanında tespit edilen yüksek miktarda kurşun ve arsenik tozu, durumun ciddiyetini gösteriyor. Dünyanın en büyük üçüncü altın madeni şirketi olan Canadalı Goldcrop Inc., Honduras’ın San Martin kasabasında altın ve gümüş çıkarıyor. Madenin bulunduğu Siria Vadisi’ndeki yerleşim yerlerinden biri olan San Martin’de yaşayan köylü […]
Kanadalı bir maden şirketinin Honduras’ta neden olduğu kirlilik zehir saçıyor. Honduraslı köylülerin kanında tespit edilen yüksek miktarda kurşun ve arsenik tozu, durumun ciddiyetini gösteriyor.
Dünyanın en büyük üçüncü altın madeni şirketi olan Canadalı Goldcrop Inc., Honduras’ın San Martin kasabasında altın ve gümüş çıkarıyor. Madenin bulunduğu Siria Vadisi’ndeki yerleşim yerlerinden biri olan San Martin’de yaşayan köylü halk üzerinde yapılan bir araştırma, kanlarında normal değerin çok üzerinde arsenik olduğunu tespit etti. Ekolojistlerin çalışmanın sonuçlarını duyurması ile bölgede yaşayan halkın uzun süredir verdiği madenin kapatılması mücadelesinin haklılığı ispatlanmış oldu.
1999 yılında açıldığı günden itibaren yerel ve uluslararası protestoların hedefi olan madenin kapatılması konusunda bir gelişme kaydedilemedi. Siria Vadisi Çevresel Komite üyesi İtalyan aktivisti Flaviano Bianchini tarafından yürütülen çalışma, vadi halkının kaygılarını doğrular nitelikte. Arsenik maddesinin mide ve bağırsak, kardiyovasküler ve sinir sistemine etkisi olacağını belirten çalışma sonuçları Honduras hükümeti tarafından da değerlendirilecek. Honduras Çevre Bakanı, sonuçları Kolombiya’ya gönderip kontrol ettireceklerini açıkladı.
Kanadalı şirketin Meksika’da da bir maden projesi yürüttüğü biliniyor. Geçen ayın başlarında tüm izinleri aldıklarını açıklayan şirket, Meksika’nın Zatatecas eyaletinde ülkenin en büyük maden işletmesini kuracağını ilan etti. Şirketin Guatemala’da da küçük bir altın ve gümüş maden işletmesi bulunuyor. Sikapaka bölgesinde bulunan bu işletme de yoğun protestolara neden olmuş, protestoculardan iki kişi hayatını kaybetmiş ve birçoğu da yaralanmıştı.
Çevre aktivistleri, konunun aslında her şeyden çok yerel hükümetleri ilgilendirdiğini ancak bunların hiçbir adım atmadığına dikkat çekti. Hükümetlerin yabancı yatırımcıları desteklemek uğruna insan haklarına ve çevre standartlarına aykırı olan maden işletme tesislerine lisans hakkı vermesinin engellenmesi gerektiği vurgulandı.
Kaynak: sol.org.tr