Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Merkezi, EMO Ankara Şube’de çalışan iki profesyonel yönetici mühendisin ve iki personelin iş akitlerinin feshedilmesine ilişkin olarak yöneltilen eleştirileri yanıtladı. EMO Genel Merkezi’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle: ZORUNLU BİR AÇIKLAMA Son günlerde çeşitli platformlarda, Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun Ankara Şube’de çalışan iki profesyonel yönetici mühendisin ve ayrıca iki personelin […]
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Merkezi, EMO Ankara Şube’de çalışan iki profesyonel yönetici mühendisin ve iki personelin iş akitlerinin feshedilmesine ilişkin olarak yöneltilen eleştirileri yanıtladı. EMO Genel Merkezi’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
Son günlerde çeşitli platformlarda, Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun Ankara Şube’de çalışan iki profesyonel yönetici mühendisin ve ayrıca iki personelin iş akitlerini feshetmesi üzerine tartışmalar yürütülmekte, Oda yönetimini “personel ve sendika düşmanlığı ve Ankara Şubesi’nin çalışmalarını bilinçli olarak sekteye uğratma hedefini gütme” ile suçlayan görüşler öne sürülmektedir.
Bu konuda üyelerimizin süreci sağlıklı olarak değerlendirebilmesi hedefiyle bir kaç temel noktanın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir:
1)İş akitleri feshedilmiş iki mühendis personelin, EMO Denetleme Kurulu tarafından gerçekleştirilen Şube denetlemesi sonucunda Oda’da profesyonel olarak çalışmalarının yanında bir yapı-denetim şirketinde de yapı denetçisi olarak çalıştıkları anlaşılmıştır. Bu hem Yapı Denetim Yasası’na aykırı bir uygulamadır, hem de EMO Tüzük ve yönetmeliklerine göre açık bir suçtur. Bunun üzerine sözü geçen iki mühendis personelin savunmaları alınmış, ardından EMO Onur Kurulu’na sevk edilmiş ve Oda Onur Kurulu söz konusu iki personele ceza vermiştir.
Elektrik-Elektronik-Bilgisayar ve Biyomedikal Mühendisliği alanlarını kamu yararı ve üye çıkarlarını gözeten bir noktadan düzenleme yetki ve sorumluluğuna sahip demokratik kitle örgütü niteliğindeki meslek odası olan EMO’nun belirtilen suçun oluştuğu durumda üyelerini Onur Kurulu’na verdiği düşünülürse, belirtilen uygunsuzluğu bizzat kendisi uygulamış olan kişilerden bu alanı denetlemesi beklenemez. Kaldı ki, EMO Ankara Şube Yönetim Kurulu tarafından da benzer gerekçelerle Onur Kurulu’na iletilmiş pek çok üyenin dosyası mevcuttur.
Bu süreç içerisinde EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu’nun atlandığı, devre dışı bırakıldığı iddiaları doğru değildir. EMO Yönetim Kurulu, Ankara Şubesi’nden, Denetleme Kurulu raporu ve Onur Kurulu kararlarını hatırlatarak gerekli adımı atmasını talep etmiş, uzun bir süre beklemiş ancak gelinen süreçte hiçbir adım atılmadığının görülmesi üzerine benzer usulsüzlüklerin üyelerimize ve Oda çalışanlarına farklı uygulamaların önünü açacak şekilde Oda genelinde yaygınlaşmasının engellenmesi gerekliliği ile bu iki arkadaşın iş akitlerini bizzat feshetmek durumunda kalmıştır.
Bu arada belirtilmesi gereken bir diğer nokta da söz konusu iki mühendis arkadaşımızın da şu an içinde bulunduğumuz dönemin başında Ankara Şube Yönetim Kurulumuzun talebi ve EMO Yönetim Kurulu’nun onayı ile işe başlamış olduklarıdır.
2) İş akitlerine son verilen iki büro personeli konusu biraz daha farklı olmakla birlikte süreç aynı şekilde işlemiştir.
EMO Ankara Şubesi Genel Kurulu’nun ertesinde Şube Yönetim Kurulumuz, gerek boşalan kadrolara, gerekse yeni kadrolara personel taleplerinde bulunmuşlardır. Bu taleplerden büyük bir kısmı EMO Yönetim Kurulu tarafından olumlu bulunmuş ve onay verilmiştir. Bir yıl içerisinde 15 yeni personelin (12 kişi Ankara Şube’de, 3 kişi temsilciliklerde olmak üzere) oluru verilmiş ve 21 olan personel sayısı gelinen noktada 30’u bulmuştur.
Bu süreç içerisinde çeşitli gerekçelerle (istenen personelin talep edilen kadroya uyumsuzluğu, belirli kadrolarda şube çalışmalarının gerektirmeyeceği bir şişkinlik yaratılacağı, belirtilen kadro talebinin Oda Merkezi’nde değerlendirilmesinin daha uygun olacağı vs.) Ankara Şube Yönetim Kurulumuzun bazı personel talepleri de kabul edilmemiştir. Ancak yine EMO Denetleme Kurulu’nun Ankara Şube denetlemesi sonrasında EMO’ya ilettiği raporda reddedilmiş veya henüz cevaplanmamış kişilerin Şube’de çalıştıkları ve hatta kendilerine sigorta dahi yapıldığı not edilmiştir. Bu durum üzerine Oda merkezimiz Denetleme Kurulu raporunu, aksaklıkların düzeltilmesi istemiyle Ankara Şube Yönetim Kurulu’na göndermiştir.
Burada da Ankara Şube yöneticileri EMO Tüzük ve yönetmeliklerine açıkça aykırı olan bu uygulamalarında ısrarcı olmuşlar ve sonucunda EMO Onur Kurulu’ndan “yazılı uyarı” cezası almışlardır.
Şube Yönetim Kurulu üyelerine bu yanlış ve Oda bütünlüğünü zedeleyen, bulundukları konumu ve sorumluluklarını inkar eden tutumlarından geri adım atmaları yönünde gereken süre fazlasıyla verilmiş ve ardından Oda onaysız olarak usulsüz bir şekilde çalışan iki kişinin işine son verilmiştir.
3)EMO Yönetimi’nin Ankara Şube Yönetimi’ne karşı olumsuz ve şube çalışmalarını sekteye uğratıcı bir tutum içinde olduğu düşüncesi tamamıyla gerçekdışıdır.
Elektrik Mühendisleri Odası, bir yandan üyesinin çıkarlarını ve olası haksız rekabeti vs. önlemek, elektrik, elektronik, bilgisayar ve biyomedikal mühendisliği alanlarını düzenlemek gibi görevleri bulunan, ama diğer yandan da kuruluş amacında açıkça ifade edildiği üzere, faaliyet yürüttüğü temel alanlar olan Enerji, Bilişim ve İletişim alanlarında kamu ve halkın yararını ön plana alan, bu alanlarda kamuoyunu ve üyesini bilinçlendiren çalışmalar yürüten, ülkenin demokratikleşmesinin meslek alanlarının korunması ve geliştirilmesinde temel bir parametre olduğu gerçeğiyle, ülke ve dünya politikaları konusunda da söz söyleyen bir meslek odası olmuştur.
Dolayısıyla Oda organlarında olan kişilerin yukarıda çizilen temel noktalarda ortak düşünmek dışında farklı anlayışlarda olması olağan birşeydir. Bu düşünce ve anlayış farklılıkları EMO içinde hiçbir zaman husumet gerekçesi olmamıştır ve gelecekte de olmayacaktır.
EMO Yönetim Kurulu ve Ankara Şube Yönetimi arasında anlayış farkı olduğu doğrudur, ancak bir yıl içerisinde 15 yeni personelin onaylanması, personel sayısının 9 kişi arttırılması, Ankara Şube’nin tüm demirbaş, malzeme alımı, eğitim merkezi olarak kullanılacak yeni mekanın kiralanması gibi Şube çalışmalarını kolaylaştıracak taleplerinin kabul edilmesi ve desteklenmesi, Şube’nin etkinliklerine Oda merkezinin de katılımda bulunması, merkezi düzeyde yürütülen çalışmalar konusunda tüm diğer şubelerde olduğu gibi Ankara Şubesi’nin de düzenli olarak bilgilendirilmesi, merkezi çalışmalarda Ankara Şube yöneticilerinden arkadaşların da bulunması ve dolayısıyla Odanın merkezi politikalarının oluşturulmasında ve geliştirilmesinde demokratik işleyişin gereği olarak tüm şube temsilcisi arkadaşların (ve dolayısıyla Ankara Şube yöneticilerinin de) katkısının istenmesi vs. alt alta konulduğunda Şube çalışmalarını sekteye uğratıcı bir tutum içinde olunduğu ithamı ciddiyetten yoksundur.
EMO Ankara Şube yöneticilerinin, açıkça usulsüz davranışlarda bulunan çalışma arkadaşları konusundaki Oda yöneticisi ciddiyeti ile uzlaşmayan tutumları eleştirilmesi gereken bir örnek olarak önümüzde bulunuyorken, Oda merkezinin benzer gerekçelerle eleştirilmesi ironiktir.
EMO Yönetimi’nin personel ve sendika düşmanlığı içinde olduğu düşüncesi de tamamıyla gerçekdışıdır. Bu “eleştiri”yi yapanlar, Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri içerisinde sendika temsilcisi çalışanlarımızla, profesyonel mühendis kadrolar hariç EMO genelinde sürekli çalışan tüm personelin sendikalı olması konusunda fikir ve irade birliği içinde olunduğundan bihaber görünüyorlar.
4) Peki bu “eleştiri”ler neden bazı çevrelerde bu kadar sıklıkla tekrarlanmakta ve kendisine EMO içerisin
de taban bulmaya çalışmaktadır?
Çok derinliğine girmeden EMO’nun son 5-6 yıllık sürecinin değerlendirilmesi bu sorunun cevabı açısından ön açıcı olacaktır: Üyelerimizin pekçoğu tarafından da rahatlıkla görülebileceği üzere EMO son dönemlerde deyim yerindeyse bir “kabuk değiştirme” süreci yaşamaktadır. On yıl öncesinin, belli noktalarda ülke koşullarının da belirlemiş olduğu, kendi içine kapalı, üyesiyle ilişkisi neredeyse minumum seviyede olan, onun mesleki-teknik gelişmesine önemli katkısı bulunmayan, personeline maaşını dahi düzenli ödeyemeyen yapısından, günde yüzlerce kişinin etkinliklerine katıldığı, mesleki-teknik birikimleri ciddi düzeylere ulaşmış, akademik çevrelerde belli bir saygınlığı olan ve tüm bunları TMMOB ve EMO’nun kamu ve halkın yararını ön plana alan, bilimden-emekten ve demokrasiden yana tüm toplumsal demokrasi güçleri ile ortaklaşan temel siyasi yöneliminden taviz vermeden gerçekleştiren bir Oda yapısına geçiş gerçekleştirilmektedir.
Bu sürecin temel ayaklarını yine çoğu üyemizin rahatlıkla farkedebileceği üzere dört ana çalışma alanı oluşturmaktadır:
a)Meslekiçi Sürekli Eğitim Merkezi’nin (MİSEM) kurulması ve kısa sürede aktif hale getirilmesi
b)Öğrenci Üye çalışmasının başlaması ve hızla hemen tüm birimlerde yaygınlaşması
c)Bilgisayar ve Biyomedikal mühendislerinin Oda sürecine dahil olması
d)Üye aidatlarının yaygın tahsili çalışması sonucu elde edilen ve tüm birimlerde çalışmaların daha rahat ve verimli olabilmesini sağlayan üye ilişkileri ağının ve maddi kaynakların yaratılabilmiş olması
Hiç kuşkusuz bu süreç bitmiş değildir ve açıkçası sorunsuz da ilerlememektedir. Örneğin öğrenci komisyonlarına Oda yöneticilerinin bakışları özellikle küçük birimlerde daha yeni yeni önyargılardan uzak olabilmeye başlamıştır. Yine aynı şekilde bilgisayar mühendislerinin Oda sürecine kendi dinamiklerini katabilmelerinin kanalları da, atılmış belli adımlara rağmen, olgunlaştırılabilmiş değildir.
EMO’ya son süreçte gelen eleştiriler incelendiği zaman iki farklı kategori göze çarpmaktadır. Bir yandan yukarıdaki atılan adımların henüz olgunlaşamadığı yerlerde Oda’yı kimi zaman sert de olsa daha ileriye götürmeyi hedefleyen eleştiriler gelmektedir. Örneğin Oda’nın ciddi birikimleri olan elektrik mühendisliği alanı dışında kalan, bilgisayar, elektronik, otomasyon, biyomedikal vs mühendislerinin Oda uygulamalarını eleştirmesi ve kendi rengini verebilmek için Oda mekanizmalarını zorlaması bu kategoridedir.
Ancak diğer yandan Oda’nın geride bırakmakta olduğu bir takım ilişkiler, alışkanlıklar vs. özellikle personel politikaları üzerinden bir direnç geliştirmeye çalışmaktadırlar. Dar grupçu, popülist, Oda çalışanlarının kendine yakın gördüklerini seçim süreçlerinde kendi dar grup çıkarları için kullanan ve dolayısıyla personelin Oda yönetimleri ve daha da önemlisi biribirleriyle ilişkilerinde belirsizliğe-şekilsizliğe neden olan davranışları alışkanlık haline getiren kimi unsurlar, üyelerimizi yanlış ve eksik bilgilendirerek buradan “siyasal” bir muhalefet çıkarmaya çalışmakta ve Oda’nın temel politikaları üzerinde birbirinden çok farklı düşünen kesimlerle şekilsiz ve faydacı bir ittifak çabası içerisinde bulunmaktadırlar.
Kanımızca son dönemde tekrar gündeme getirilmeye çalışılan bu “muhalefetin” gerekçesini tam da yukarıda ifade edilen niyetler oluşturmaktadır.
Bu noktada demokrat mühendislerin kendi iç hukukunu hiçe sayacak şekilde, kimi gazeteler ve web sitelerinde taraflı ve yanlış bir şekilde tartışılmasına neden olacak yaklaşımlardan kaçınılması gerekmektedir.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 40.DÖNEM YÖNETİM KURULU