İngiltere’de futbol yaşamını sürdüren Emre Belezoğlu’nun ırkçılıkla suçlanması, bir süredir spor kamuoyunun gündeminde. Belezoğlu’nun konuya ilişkin yaptığı çeşitli açıklamalar arasında, bir sözü pek dikkate alınmadı; futbolcuların sendikalaşmaları gerektiği! Bu sözlerin peşini süren tek gazeteci Kenan Başaran oldu. Başaran ısrarla, hem futbolun önemli isimlerinin hem de sendikaların kapılarını aşındırarak Türkiye’de sendikanın gerekliliğini sergiledi. Olay araştırılınca aslında […]
İngiltere’de futbol yaşamını sürdüren Emre Belezoğlu’nun ırkçılıkla suçlanması, bir süredir spor kamuoyunun gündeminde.
Belezoğlu’nun konuya ilişkin yaptığı çeşitli açıklamalar arasında, bir sözü pek dikkate alınmadı; futbolcuların sendikalaşmaları gerektiği!
Bu sözlerin peşini süren tek gazeteci Kenan Başaran oldu. Başaran ısrarla, hem futbolun önemli isimlerinin hem de sendikaların kapılarını aşındırarak Türkiye’de sendikanın gerekliliğini sergiledi.
Olay araştırılınca aslında ciddi bir biçimde arayışın olduğu ve toplantıların da yapıldığı ortaya çıktı.
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, daha önce de yaptığı açıklamaları destekleyerek konfederasyonun örgütlenme konusunda çalışmalarını hızlandırdığını söyledi.
Kılıç’ın açıklamalarına göre, Futbol Federasyonu’ndaki seçim tartışmaları noktalanınca İstanbul’da geniş katılımlı bir sempozyum düzenlenecek.
Türk-İş’in bir başka hazırlığı ise futbolcu sendikaları ve örgütlenme konusunda bir kitabın hazırlanıp, yayınlanması.
Türkiye’de futbolcuların sendika ile tanışıklığı eskilere dayanıyor. 1960 Anayasa’nın getirdiği özgürlükler ortamında, örgütlenen her kesim gibi futbolcular da sendikalarını kuruyor. 1965 yılında Türkiye Profesyonel Futbolcular Sendikası adıyla İstanbul’da kurulan sendika 1969’da isim ve kapsam değiştiriyor.
Türkiye Profesyonel Futbolcular, Antrenörler, Menajerler ve Monitörler Sendikası, 1975 yılında bir kez daha isim değişikliğine gidiyor ve adını Futbol-İş’e dönüştürüyor.
1980 darbesi, Futbol-İş’in de tarihine noktayı koyuyor, darbe sonrası dönemde, işlevsiz kalan sendika tarihin tozlu raflarının arasında yerini alıyor.