Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan işçilerin yaşadıkları sorunlar taşeronlaştırmanın geldiği boyutları gözler önüne seriyor. 10 yıl önce 500 kadrolu işçinin çalıştığı hastanede, bugün 110 kadrolu işçi var. 600 civarında taşeron işçinin çalıştığı hastanede; temizlik, yemekhane, çamaşırhane, güvenlik gibi birçok bölüm taşerona devredilmiş durumda. Taşeron uygulamasının yaygınlaşması ile hakları teker teker elinden alınan işçiler ise […]
Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan işçilerin yaşadıkları sorunlar taşeronlaştırmanın geldiği boyutları gözler önüne seriyor. 10 yıl önce 500 kadrolu işçinin çalıştığı hastanede, bugün 110 kadrolu işçi var. 600 civarında taşeron işçinin çalıştığı hastanede; temizlik, yemekhane, çamaşırhane, güvenlik gibi birçok bölüm taşerona devredilmiş durumda. Taşeron uygulamasının yaygınlaşması ile hakları teker teker elinden alınan işçiler ise bu durumdan şikayetçiler. Sendikaları Sağlık-İş’i sorunlarına ve taşeron uygulamasina sessiz kalmakla eleştiren işçiler, böyle gitmesi halinde Sağlık-İş’in biteceği uyarısında bulundular.
1993’ten bu yana kadrolu işçi alınmıyor
Hastaneye en son 1993 yılında kadrolu işçi alındığını belirten Ünal Yelgeç, o zaman fazla mesailerinin ve diğer sosyal haklarinin zamanında ödendiğini anlatıyor. İşçiler emekli oldukça taşeron uygulamasının yaygınlaştığını belirten Yelgeç, sayılarının azalması ile haklarının da yavaş yavaş eridiğini kaydetti. Fazla mesailerinin geç ödenmeye başladığını, ikramiye sayılarının düştüğünü belirten Yelgeç, SSK’ların devrinden sonra ise sorunlarının daha da arttığını dile getirdi.
Sendika ilgilenmiyor
Örgütlülüklerinin her geçen gün zayıfladığını kaydeden Yelgeç, sendikalarının bu duruma seyirci kaldığını ifade etti. Taşeron uygulamasina karşı çıkılmadığını, hak kayıplarına karşi sessiz kalındığını dile getiren Yelgeç, “Sendika başkanımız her konuda açıklamalar yapıyor, demokrasiden bahsediyor ama kendi işçilerinin sorunlarıyla ilgilenmiyor” diye konuştu. Sorunların çözülmesini istedikleri zaman sendikalarıyla ters düştüklerini ifade eden Yelgeç konuşmasını şöyle sürdürdü, “Emekten yana, işçinin hakkını arayan bir sendika istiyoruz. Bu gidişe karşi koyulmazsa 5 sene sonra sözleşme yapacak işçi kalmayacak.”
Sendika Genel Başkanı Mustafa Başoğlu’nun sürekli demeçler verdiğini, demokrasiden bahsettiğini belirten Yelgeç, başkanlarının bir kere de işçilerinin sorunlarıyla ilgilenmesini istediklerini ifade ederek, “Biz sadece daha iyi sözleşmeler ve iyi çalişma koşulları istiyoruz, tüm işçi arkadaşlar birlikte mücadele etmeye hazırız” diye sendikadan beklentilerini ortaya koydu.
Kalitesiz ürünler kullaniliyor
Taşeron işçilerin sürekli değiştiğini ve yaptıkları işin uzmanı olmadığını kaydeden Cemal Sahan ise hastanenin temizliğinin iyi yapılmadığını ifade etti. Hastanelerde meydana gelen bebek ölümlerinin bir nedeninin de taşeronlaştırma olduğunu dile getiren Sohan, “Taşeronlaştırmadan önce kaliteli temizlik malzemesi kullanılırdı. Şimdi para kazanmak için kalitesizleri kullaniliyor, işi iyi bilmeyenler de eklenince bu sorunlar ortaya çıkıyor” diye konuştu. Taşeronların çalişma koşullarının da kötü olduğunu kaydeden Sahan, asgari ücretle, sosyal haklardan yoksun çalıştıklarını kaydetti.
Taşeron mücadeleye engel
Taşeronun yaygınlaşmasının ardından hak alma mücadelesi vermekte zorlandıklarını ifade eden Mustafa Turgut, taşeron işçilerin işten atılma korkusu nedeniyle eylemlere katılmamasının eylemlerinin etkili olmasını engellediğini dile getirdi.
Sendikaların, kurumların hastanelerin özelleştirmesine karşi açiklamalar yaptığını hatırlatan Muhsin Koçyiğit “Özelleştirme hastanenin satılması değildir. Hizmetler taşerona verildi. Her şeyden para alınıyor. Bunu durduramazsak, her şeyi satacaklar” diye uyarıda bulundu.
Yaşadıkları sorunları kendilerinin çözdüğünü ifade eden belirten Koçyiğit, sıkıntılar karşısında hemen bir araya geldiklerini ve ortak hareket ettiklerini dile getirdi.
Ercan Karakaya/Evrensel