Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı’nda iki öğretim üyesi, yaptıkları etnomüzikoloji araştırmasıyla Türk ve Yunan müziğindeki benzerlikleri ortaya koydu. Yüzyıllarca Anadolu’da birlikte yaşayan Türk ve Yunan halkları hala müziklerindeki mod ve makamlardan, çalgılara, şarkı sözlerinden, yaşam biçimlerine kadar birçok benzerliği koruyor. ‘Baklava Türk mü yoksa Yunan tatlısı mı’, ‘Hacivat- Karagöz Türkler’in mi yoksa Yunanlılar’ın gölge […]
Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı’nda iki öğretim üyesi, yaptıkları etnomüzikoloji araştırmasıyla Türk ve Yunan müziğindeki benzerlikleri ortaya koydu.
Yüzyıllarca Anadolu’da birlikte yaşayan Türk ve Yunan halkları hala müziklerindeki mod ve makamlardan, çalgılara, şarkı sözlerinden, yaşam biçimlerine kadar birçok benzerliği koruyor.
‘Baklava Türk mü yoksa Yunan tatlısı mı’, ‘Hacivat- Karagöz Türkler’in mi yoksa Yunanlılar’ın gölge oyunu mu’ tartışmalarına her gün bir yenisi eklenirken, Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı öğretim üyeleri Doç. Dr. Berrak Taranç ve eşi Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, Akdeniz müziklerinin kökenlerini araştırdı.
İki yıl süren araştırmada Girit Adası, Atina, Selanik, Kavala, Drama, Gümülcine ve İşkeçe şehirlerinde yaşam ve müzik biçimleri incelendi. Türkiye’de ise İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşiv Müzesi’nde 45 yıllık gazete kupürleri tarandı.
Öğretim üyesi Taranç çifti, Ege Üniversitesi müzik öğretmenliği bölümünün 30 tezsiz yüksek lisans öğrencisinin desteğini alarak, TRT arşivindeki 4 bin 57 türkü üzerinde çalıştı ve 127 türkünün Türk müziği makam dizilerinin antik Yunan modları ve kilise modlarıyla örtüştüğünü ortaya koydu. 127 türkünün 51’i İç Anadolu, 35’i Doğu Anadolu, 32’si Ege, 25’i Marmara, 16’sı Karadeniz, 15’i Akdeniz, 7’si Güneydoğu Anadolu bölgelerine ait.
Türküleri Türkçe söylüyorlar
Doç. Dr. Berrak Taranç, mübadele sonrasında Yunanistan’a göç eden Anadolu Rumları’nın birçok Türkçe şarkıyı da beraberinde götürdüklerini vurgulayarak, bazı şarkıların Yunanistan’da Türkçe söylendiğine dikkat çekti. Bizde ‘Kalenin bedenleri’ olarak bilinen Orta Anadolu türküsü, suyun öte yanında ‘Çiftetelli türküko’ olarak söyleniyor.
Isparta’dan giden Anadolu Rumları, her yılbaşı gecesi ‘Bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin’ şarkısını Türkçe sözlerle dillendiriyor. Pekçok Türk müziği ezgisinin Yunan sözlerle rembetiko barlarda buzuki eşliğinde çalındığını belirten Doç. Dr. Taranç, bazı Türk anonim türkülerinin de telif haklarının alınarak, kişiselleştirildiğini dile getirdi. Doç. Dr. Taranç, bizde anonim olan ‘Telgrafın telleri’ ve ‘Darıldın mı cicim bana’ adlı türkülerin Yunanistan’da Panayiotis Tundas, ‘Çadırımın üzerine şıp dedi damladı’ adlı türkünün de Yannis Papa tarafından sahiplenildiğini söyledi.
Ispartalı Rumlar hala güllü sabun kullanıyor
Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, iki ülke halkının gündelik yaşantısının da birbirine benzediğini, “İskeçe’de sokakta yüksek sesle bağırarak sahlep satılıyor. Girit’te köylüler bizde Demirel’le özdeşleyen fötr şapka takıyorlar. Tespih geleneği onlarda da var. Daha iri taneli tespihleri, gürültülü bir şekilde çekiyorlar. Isparta’dan göç eden Rumlar hala güllü sabun kullanıyor” sözleriyle aktardı. Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, Selanik otobüs garajında tanıştığı Gürcü bir piyano satıcısının Köroğlu Destanı’nın 12 dizesini akıcı ve anlaşılır bir Türkçe ile okumasına şaşırdığını da vurguladı.
Aynı vücudun organlarıyız
Araştırmanın iki ülke arasındaki barış kültürünü bilimsel olarak ortaya koyduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, yüzyıllarca aynı coğrayı paylaşan Türk ve Yunanlılar’ın aynı vücudun organları gibi bütünleştiklerini, kimyalarının karıştığını belirterek, “Anadolu’yu bir vücut olarak düşünürsek, o vücudun sağ tarafı Türkler, sol tarafı Yunanlılar. Biz barış içinde yaşamak zorundayız. 1997 yılından bu yana iki tarafta da önyargılar ortadan kalktı. Daha fazla hoşgörü egemen oldu” dedi.
Araştırma kitap oldu
Öğretim üyeleri Tarançlar’ın Ege Üniversitesi Araştırma Fon Saymanlığı’nın 8 bin YTL maddi desteğine kendilerinden de 7 bin YTL ekleyerek tamamladıkları araştırmaları kitap haline geldi.
Fotoğraflarla renklendirilen 50 sayfalık kitapta yer alan Türk müziği makam dizileriyle antik Yunan modları ve kilise modlarıyla örtüşen 127 türküden bazıları şunlar: “Çek gemici gemileri (Antalya), İki bülbül konmuş dağlar (Isparta), Elmanın yongazı (Konya), Evlerinin önü üç ağaç üzüm (Sivas), Güvercin vurdum kalkmaz (Urfa), Karahisar Kalesi (Afyonkarahisar)”
Yunanca’da 3 bin Türkçe kelime var
Yunanlı şair Yianni Boziki’nin geçen yıl, Yunanca içinde kullanılan 3 bin Türkçe sözcükten oluşan bir sözlük çıkardığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Ragıp Taranç, “Yunan dilinde Türkçe kökenli sözler günümüzde popüler olarak yer almakta. Bu durum konuşma ve yazım dilini etkilediği gibi Yunanistan’da bestelenen şarkıların sözlerini de doğrudan etkiliyor. Bu durum çok ilginç. Yunanlılar kültürel olarak kendi yazı dillerini ve müziklerini aşırı bir tutuculukla korumaya çalışıyor. Sokaklarında Yunanca alfabe dışında çok az Latin alfabeli tabelalara rastlanırken, eğlence kültüründe hala Anadolu kökenli şarkılar popüler” dedi. Yunanca yazılıp, Türkçe okunan 3 bin kelime arasında yoğurt, araba, dümbelek, def, davul, zurna, bağlama, saz, tambur, ud, kanun da yer alıyor.
Kaynak: Elif DEMİRCİ/DHA