Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Kolektifi dün Makine Mühendisliği Bölümü kantini önünde yaptığı basın açıklaması ile Hrant Dink suikastini protesto etti. “Yaşasın halkların kardeşliği” , “İnadına hepimiz Hrant Dink’iz” , “Faşizme karşı omuz omuza” , “öğrenciye değil çetelere barikat” sloganlarının atıldığı basın açıklamasının tam metni şöyle: “Basına ve kamuoyuna; 19 Ocak Cuma günü gazeteci yazar Hrant […]
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrenci Kolektifi dün Makine Mühendisliği Bölümü kantini önünde yaptığı basın açıklaması ile Hrant Dink suikastini protesto etti.
“Yaşasın halkların kardeşliği” , “İnadına hepimiz Hrant Dink’iz” , “Faşizme karşı omuz omuza” , “öğrenciye değil çetelere barikat” sloganlarının atıldığı basın açıklamasının tam metni şöyle:
“Basına ve kamuoyuna;
19 Ocak Cuma günü gazeteci yazar Hrant Dink’in öldürülmesini, barıştan ve kardeşlikten yana olan herkes gibi demokratik bir ülke isteyen biz üniversiteliler de üzüntü ve öfke ile karşılıyoruz. Uzun zamandır, topluma yukarıdan körüklenen milliyetçi politikaların hedefi bu defa bir gazeteci oldu. Dink’in düşüncelerine tahammül edemeyen ırkçı çevreler fikirlerine karşı fikir üretmek yerine onu katlederek susturmayı tercih ettiler. Hrant Dink’i daha önce boy hedefi haline getirenler ise; ölümünden sonra, birden bire düşünce özgürlüğü, barış ve kardeşlik savunucusu kesilerek timsah gözyaşları döküyorlar.
Hrant Dink suikastiyle beraber gözler yine Trabzon’a çevrildi. Daha önce linç vakalarını yaşayan, rahip Santaro cinayetini gören Trabzon’dan bu defa da bir gazeteci katili çıkmıştı. Günlerdir basın-yayın organlarında Trabzon’daki şiddet kültürü ve çözüm yolları üzerine tartışmalar yapılıyor. Oysa sorun sadece Trabzon insanlarına mal edilecek bir sorun değildir. Çözüm ise egemen ideolojinin eleştirisinde aranmalıdır. Farklı düşüncelerin, muhalif fikirlerin baskı altında tutulmasının, ezilmesinin doğru olarak gösterildiği bu sistem içerisinde, birilerinin de durumdan vazife çıkararak kendince kahramanlığa soyunması normaldir. Oysa bu saldırı, “güvercin gibi korkan ve savunmasız” bir insana yapılmıştır. Bunun adı kahramanlık değil kalleşliktir.
Trabzon’un sorunlarının başlangıcı üniversitedir. Özgürlüklerin en rahat kullanıldığı alanlar olması gereken üniversitelerimiz bile konuşmayı, eleştirmeyi yasaklıyorsa, sokakların bu hali anlaşılır bir şeydir. Üniversitemiz Trabzon insanıyla kucaklaşıp, onu ilerletmesi gerekirken tam tersine bölge halkının sorunlarından uzak, özgürlüklerin kısıtlandığı bir kurum halini almıştır. Kendi içerisinde akla, bilime, özgürlüklere inanmayan bir yapının topluma bu değerleri yansıtması beklenemez. Kaldı ki Hrant Dink suikastının azmettiricisi olduğu şüphesiyle bir KTÜ öğrencisi gözaltına alınmıştır. Üniversite yönetimi bağlama çalan, tiyatro oynayan, öğrencilere copla, cezayla saldırırken üniversite içerisinde silah taşıyan, öğrencilere saldıran çetelere karşı herhangi bir yaptırım uygulamamıştır. Üniversitemizin kendi içerisinde özgür ve demokratik bir alan olması ve taşıdığı bu değerler üzerinden Trabzon’a sosyal ve kültürel alanlarda yön verip olumlu yönde etki etmesi gerekir. KTÜ Rektörü İbrahim Özen’e şunu söylemek gerekiyor; özgürlük ve demokrasi televizyon programlarına verilen demeçlerle gerçekleşmiyor ne yazık ki… Hrant Dink, farklı düşündüğü için kurşunlandı, öğrenciler de farklı düşündükleri için soruşturmalarla gelecekleri ellerinden alınarak kurşunlanıyor. KTÜ yönetimi bir an önce üniversite içerisindeki tartışma, eleştirme, üretme faaliyetlerinin önünde engel olmaktan vazgeçmeli, öğrencilerle birlikte şehrin sosyal ve kültürel yaşamına yönelik projeler üretmelidir.
İnsana insan olduğu için değer verilen bir düzene varmak için, bütün üniversitelileri ve Trabzon halkını barışa ve kardeşliğe sahip çıkmaya çağırıyoruz.
KTÜ ÖĞRENCİ KOLEKTİFİ
Kaynak: www.kolektifler.net