TTB: Demokratik, insan haklarına saygılı barış içerisinde yaşayan bir Türkiye özlemimizden asla vazgeçmeyeceğiz Hrant Dink’in 301. madde kapsamında Türklüğe hakaret suçundan yargılandığını, düşünceleri dolayısıyla mahkum edildiğini ve adeta hedef haline getirildiğini belirterek. Cinayetin “ülkemizde son günlerde hakim kılınmaya çalışılan barışçıl havanın dağıtılması, topluma şiddetin ve korkunun egemen kılınması amacıyla gerçekleştirildiğini düşündüklerini ifade etti. Açıklamada “hain […]
TTB: Demokratik, insan haklarına saygılı barış içerisinde yaşayan bir Türkiye özlemimizden asla vazgeçmeyeceğiz
Hrant Dink’in 301. madde kapsamında Türklüğe hakaret suçundan yargılandığını, düşünceleri dolayısıyla mahkum edildiğini ve adeta hedef haline getirildiğini belirterek. Cinayetin “ülkemizde son günlerde hakim kılınmaya çalışılan barışçıl havanın dağıtılması, topluma şiddetin ve korkunun egemen kılınması amacıyla gerçekleştirildiğini düşündüklerini ifade etti. Açıklamada “hain saldırıyı kınıyor, gerçek sorumluların biran önce tespit edilmesini ve yargılanmalarını istiyoruz. Bu hain saldırıyı gerçekleştirenler bilmeliler ki demokratik, insan haklarına saygılı barış içerisinde yaşayan bir Türkiye özlemimizden asla vazgeçmeyeceğiz.” denildi.
Halkevleri: Katliamı Lanetliyoruz! – Ok Vocirı Ganizenkgor!
Yaşamını ve kalemini bu ülkenin kardeşliği ve esenliği için adamış olan, bu toprakların çocuğu Hrant Dink’in katledildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Taşıdığı değerler açısından ülkemizde çok önemli bir yeri ve rengi temsil eden Hrant Dink’in katledilmesi ülkemizi de etki alanı içerisine alan, bölgemizdeki etnik ve mezhep ayrılıkları üzerinden büyük çatışma ve katliamların yaşandığı bir dönemde gerçekleşmesi düşündürücüdür. Dıştaki bu gelişmelerin yanında içte, ırkçı şoven çevreler tarafından savaş rüzgarlarının estirilmesi ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir başka önemli gelişmedir.
Ülkemiz egemenlerinin ABD, AB gibi güvendiği dalların zedelenmesi sonucunda yeni arayışlara yönelmeleri gözden kaçmıyor. İçine düştükleri siyasi ve ekonomik krizi; savaş, iç karışıklık ve yapay düşmanlıklar yaratarak gizlemeye çalışıyorlar.
Ülkemizin son çeyrek yüzyıllık tarihini katliamlar tarihine çeviren faşist güçler bilmelidirler ki bu ülkenin demokrasi güçleri barış, eşitlik ve kardeşlik yolundaki kararlı yürüyüşlerine devam edeceklerdir. Yaratılmak istenen kaos, karmaşa ve korku ortamı bizleri yıldıramaz. Halkevleri olarak ailesinin, Agos gazetesi çalışanlarının acılarını paylaşır, baş sağlığı dileriz.
TKP: Milliyetçilerle emperyalistlerin ortak komplosu: Dink Cinayeti Hedefi 12’den Vurmuştur
Açıklamada; Türkiye emperyalistler ve milliyetçi/faşist odakların ortak çabasıyla son derece kırılgan bir duruma getirildiğine değinilerek , Halklar arasına düşmanlık tohumu ekmek isteyenlerin attıkları kurşunla hedefi 12’den vurduğu ifade edildi. Katilin yakalanması konusunda ise “1 Mayıs 77’yi, Kahramanmaraş’ı, Sivas’ı, Susurluk’u, Şemdinli’yi, yüzlerce cinayeti aydınlatmayanlar, Dink cinayetini de karartacaklardır.” Şeklinde görüş bildirilerek cinayetin arkasında duran güçlerin belli olduğu denilerek
Bölge halklarını düşman yapan emperyalistler, emperyalistler tar5afından himaye edilip bu düşmanlığı körükleyen faşist/ırkçı kadrolar ve katilleri himaye eden, milliyetçi tosuncukların ilkel gösteriler yapmasına izin verip destekleyen, ülkede linç uygulamalarını yaygınlaştıran devlet Hrant Dink’i hedef gösterdiği için suçludur denildi.
EMEP: Bu kurşunlar hepimize sıkılmıştır!
Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in bir suikast sonucu öldürülmesi, Türkiye’nin nereye getirildiğinin, nerelere götürülmek istendiğinin yeni bir işaretidir.
Zincirlerinden boşanmış bir şovenizm, bir yandan ülkeyi Irak’ta, Kerkük’te yeni badirelere sürüklemek isterken içerde de karanlık güç odakları demokrasi isteyenlere, özgürlük isteyenlere kurşun sıkarak, kendi gibi düşünmeyenleri sindirmeyi, tüm ülkeyi terörize etmeyi amaçlamaktadır.
Tetikçisi kim olursa olusun bu kurşunlar bugün hepimize, demokrasi mücadelesine, tüm Türkiye’ye sıkılmıştır. Çığırından çıkmış milliyetçiliğe, saldırganlığa, linç girişimlerine çanak tutanların, “duyarlı vatandaş” payesi verenlerin ektiklerinin verdiği meyvelerdir.
Umuyoruz ki; bu son cinayet, bu son kaybımız olur.
Yetkililerden nutuk ve üzüntü bildiren konuşmalar değil, failleri bulmalarını, bu cinayetin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılmasını istiyoruz.
Hıran Dink’in ailesine, dostlarına ve tüm Türkiye halklarına baş sağlığı diliyoruz; Katillerin ve arkasındakilerin ortaya çıkarılması için elimizden geleni yapacağımızı kamuoyu önünde yineliyoruz.
Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP), Cenaze törenini bir halklar buluşmasına çevirmeye, antifaşist birleşik mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.
ESP, bugün yaptığı yazılı açıklamada, devletin Hrant Dink’in ardından timsah gözyaşları döktüğüne dikkat çekti, “Hrant Dink’e yönelik faşist cinayete giden süreçte sorumluluk ve pay sahibi olanlar, pişkince, “cenazeyi bir devlet törenine dönüştürmek”ten bahsediyorlar” dedi. ESP, “301. maddeyi tüm itirazlara rağmen çıkaranlar, “uygulamaya bakıp görelim” diyenler, Hrant Dink, Perihan Mağden gibi pek çok aydınımıza linç provaları düzenleyenleri sadece seyretmekle yetinenler, başka vesilelerle linç kültürünü “vatandaş tepkisi” diye kutsayanlar, linççi kesimleri palazlandıran ve örgütleyenler, şimdi kınama yarışındalar! Güvercini öldürüp, cansız bedenini “yüreklerine basmak” istiyorlar!” vurgusunda bulundu.
Cinayetin sorumlusu devlet katliamı kınama yarışında
Tüm demokratik kurumları, özgürlük isteyen güçleri, aydın cinayetlerinden hesap sormak için birleşmeye, Hrant Dink’in cenaze törenini bu içerikte bir halklar buluşmasına çevirmeye, antifaşist birleşik mücadeleyi yükseltmeye çağıran ESP’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye tarihindeki tüm aydın cinayetleri gibi, faili devlet bir cinayete kurban verdiğimiz Hrant Dink’in ardından iktidar timsah gözyaşları döküyor. Hrant Dink’e yönelik faşist cinayete giden süreçte sorumluluk ve pay sahibi olanlar, pişkince, “cenazeyi bir devlet törenine dönüştürmek”ten bahsediyorlar.
Hrant Dink’in AİHM savunmasında kendisini tehdit ettiğini açıkça belirttiği İstanbul Valiliği, suç üstünde yakalanmanın paniğiyle açıklamalar yapıyor.
Güvercini öldürüp, cansız bedenini “yüreklerine basmak” istiyorlar!
301. maddeyi tüm itirazlara rağmen çıkaranlar, “uygulamaya bakıp görelim” diyenler, Hrant Dink, Perihan Mağden gibi pek çok aydınımıza linç provaları düzenleyenleri sadece seyretmekle yetinenler, başka vesilelerle linç kültürünü “vatandaş tepkisi” diye kutsayanlar, linççi kesimleri palazlandıran ve örgütleyenler, şimdi kınama yarışındalar!
Güvercini öldürüp, cansız bedenini “yüreklerine basmak” istiyorlar!
Aydınlarımıza onyıllardır, defalarca kıyanlar, Hrant Dink’in ölümüyle ateşlenen hesap sorma arzusunu ‘devlet töreni’nin soğukluğu içinde öldürmeye niyetleniyorlar.
Ezilenlerin Sosyalist Platformu olarak, tüm demokratik kurumları, özgürlük isteyen güçleri, aydın cinayetlerinden hesap sormak için birleşmeye ve Hrant Dink’in cenaze törenini bu içerikte bir halklar buluşmasına çevirmeye, antifaşist birleşik mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”
BDSP: Katil düzenden ve kanlı çetelerinden hesap sormak için Hrant Dink’i sahiplenelim!
Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink alçak bir suikastle öldürülmüş bulunuyor.
Etnik kökeni ve açıklamaktan kaçınmadığı fikirleriyle düzenin ve devletin sistemli saldırılarıyla karşı karşıya bulunan Dink’e doğrultulan namlu, hepimize doğrultulmuş kabul edilmelidir. Dink’e sıkılan kurşunlar, haklarımıza, özgürl
üklerimize, emekçi halklarımızın kardeşlik duygularına sıkılmıştır.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkları, Hrant Dink gibi ‘ünlü’ şahsiyetlere yönelik suikastler, failleri ve hedefleri konusunda oldukça acı ve kapsamlı anılarla dolu bir belleğe sahiptir. Bu bellek sayesindedir ki, bugüne dek ne atılan bombalar, ne sıkılan kurşunlar, ne katledilen aydınlar ve ne de ırkçı faşistlerin kışkırtmaları, bu ülkenin emekçi halklarını birbirine düşürmeyi başaramamıştır. Hrant Dink cinayeti de başaramayacaktır.
Cinayet duyulur duyulmaz ortaya konan ilk tepkiler de göstermektedir ki, insanlarımız bu tür cinayetlerin sorumluları hakkında da son derece açık bir bilince sahiptir. Bu ilk tepki eylemlerinde atılan; ‘Katil devlet hesap verecek!’, ‘Faşizme karşı omuz omuza!’ sloganları, bu bilincin en net göstergeleridir. İnsanlar son derece haklı olarak, hemen kontrgerillayı, onun cinayet çetelerini, kirli ve karanlık amaçlarını düşünmüştür.
Bu kanlı ve karanlık güçlerin hedefledikleri amaca ulaşmasını engelleyecek güç, işçi sınıfımızın ve emekçi halklarımızın omuz omuza yükselteceği birleşik mücadele olacaktır.
Katil düzenden ve kanlı çetelerinden hesap sormak için Hrant Dink’i sahiplenelim.
Onu sahiplenmek hak ve özgürlüklerimizi sahiplenmektir.
Onu sahiplenmek kendi geleceğimizi sahiplenmektir.
Eğitim-Sen: Hrant Dink’e sıkılan kurşun, demokrasiye sıkılan kurşundur!
Gazeteci-yazar Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde, sahibi olduğu Agos Gazetesi’nden çıkarken silahlı saldırıya maruz kalmış ve yaşamını yitirmiştir. Türkiye demokrasisine sıkılan bu kurşunlarla, muhalif seslere gözdağı verilmek istenmiştir. Saldırı sonucu yaşamını yitiren Hrant Dink’in demokrasiye olan inancı, kurşunlarla boğulmak istenmiştir. Ancak, Türkiye’yi bu kurşunlarla yeniden karışıklıklara, kaos ortamına sürüklemek isteyen güçler amaçlarına ulaşamayacaklardır.
Eğitim Sen bu alçakça saldırıyı kınamakta, faillerin ve arkasındaki güçlerin derhal yakalanıp kamuoyuna açıklanmaları gereğinin büyük bir aciliyet olduğunu ifade etmekte ve merhum Dink’in ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilemeyi bir borç bilmektedir.
Tüm halkımızın başı sağ olsun.
Gazeteci Meslek Örgütleri Platformu: Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesini kınıyoruz!
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in silahlı saldırı sonucunda öldürülmesini kınıyoruz. Meslektaşımızın hayatını kaybetmesinden dolayı son derece üzgünüz.
Bu saldırı, doğrudan doğruya basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü hedef almaktadır. Ülkenin geleceği bakımından da son derece provokatif bir siyasi cinayettir.
Katillerin bulunması yeterli olmayacaktır. Bu saldırıyı planlayanların ve kışkırtanların da yargılanması hukuk devleti olmanın bir gereğidir.
Haber-Sen: Basın emekçisi Hrant Dink katledildi!
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Birgün Gazetesi Yazarı Sn. Hrant DİNK’ in hunharca katledilmesini demokrasiyi ve özgürlükleri içine sindiremeyen güçlerce yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.
Sendikamız; basın özgürlüğüne, demokrasiye ve bu ülke halklarının bir arada yaşama isteklerine yapılan saldırıyı lanetlemekte, bir basın emekçisi olan Sn. Hrant DİNK’ in yakınlarına, dostlarına ve halkımıza başsağlığı dilemektedir.
DİSK/Genel-İş: Hrant Dink’in katledilmesini kınıyoruz
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesini barbarca ve insanlık dışı bir eylem olarak nitelendiriyor ve kınıyoruz.
Dink’in öldürülmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin çoğulcu yapısına, demokratikleşme sürecine darbe vurmak isteyenlerin ve ülkemizi ve halkımızı birbirine düşürmek isteyen güçlerin kışkırtma eylemidir.
Anadolu topraklarında yüzyıllardır bir arada yaşayan ve sonsuza kadar bir arada yaşamak isteyen yurttaşlarımız arasına nifak tohumu ekmek isteyenlerce planlanıp gerçekleştirildiği kesin olan bu eylemi yapanlar mutlaka yakalanmalıdır.
Sadece katiller değil katillerin arkasındakileri de bulup ortaya çıkarmak Hükümet’in başlıca sorumluluğudur.
Bu barbarca cinayeti tüm yönleriyle aydınlatmak Hükümet’in sadece halkımıza değil tüm dünya halklarına karşı da sorumluluğudur.
Hrant Dink’in ailesine, tüm yakınlarına ve dostlarına baş sağlığı diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir yurttaşını daha bir siyasal cinayete kurban vermiştir. Tüm ulusumuza baş sağlığı diliyoruz.
İHD:Irkçı faşistlerin ülkeyi bir korku filmi platformuna çevirmesine izin vermeyelim.
Alçaklar, Bir güzel dostumuzu daha katlettiler.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Gazeteci dostumuz, cesur insan HRANT DİNK, gazetenin bulunduğu binanın önünde alçak bir saldırı sonucu katledildi.
Tüm baskılara rağmen bu topraklarda yaşayan Ermenilerin sesi olmaya devam eden Agos Gazetesi’nde yayınlanan bir makalesini gerekçe gösteren ırkçı faşistler, Hrant Dink’i boy hedefi haline getirdi.
Irkçı faşistlerin ülkeyi bir korku filmi platformuna çevirmesine izin vermeyelim.