Hepimiz solcuyuz! Hepimiz Türk’üz! Hepimiz Kürt’üz! Hepimiz Ermeniyiz! – IŞIL ÖZGENTÜRK Hepimiz öncelikle solcuyuz ve bu nedenle ırkçı çağrışımları öne çıkaran kimlikler, ümmetçilik değil bizim meselemiz, bizim meselemiz sınıflar ve devlet! Şimdi kardeşlik hakkımı kullanıp Can Dündar ‘ın merkeze alınan Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ‘la ilgili çok önemsediğim bilgilerini sizlerle paylaşıyorum. Kimdir bu Reşat […]
Hepimiz solcuyuz! Hepimiz Türk’üz! Hepimiz Kürt’üz! Hepimiz Ermeniyiz! – IŞIL ÖZGENTÜRK
Hepimiz öncelikle solcuyuz ve bu nedenle ırkçı çağrışımları öne çıkaran kimlikler, ümmetçilik değil bizim meselemiz, bizim meselemiz sınıflar ve devlet! Şimdi kardeşlik hakkımı kullanıp Can Dündar ‘ın merkeze alınan Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ‘la ilgili çok önemsediğim bilgilerini sizlerle paylaşıyorum. Kimdir bu Reşat Altay! Hep birlikte geçmişimize ait karanlık anları düşünmeye başlayalım.
“16 Mart 1978 Perşembe günü…
Öğleyin…
İstanbul Üniversitesi çıkışında 100 kişilik öğrenci grubunun üstüne bomba atılıyor. 7 ölü, 47 yaralı var. Esmer, kısa boylu, hırkalı bombacı, TNT’yi solcu grubun üzerine atıp üniversitenin merdivenlerinden kaçmaya başlıyor. Öğrenciler kaçışırken Beyazıt Kütüphanesi önünden de otomatik silahlarla yaylım ateşi açılıyor.
Gençler de polis de yere kapaklanıyor.
Ayağa kalktıklarında polis ateş açan saldırganları takip için fırlıyor… Arkadan bir ses:
‘Geri dönün’ diye bağırıyor. Polis geri dönüyor. Katil kaçıyor. O gün bu komutu veren komiser yardımcısının adı Reşat Altay’mış.
Yıl 1992…
Çiftehavuzlar’da bir örgüt evi. 3 Dev-Sol militanı kıstırılıyor. İstense beklenip teslime zorlanabilirler. Ama hayır, polis evi basıyor ve 3’ünü de öldürüyor.
Bu yargısız infazın ardından 22 polis hakkında ‘kasten adam öldürmek’ suçlamasıyla dava açılıyor.
Daha sonra ‘zor kullanma yetkilerini kullanmışlardır’ diye beraat eden sanıklar içinde ileride Susurluk davasında tanıyacağımız isimler var:
İbrahim Şahin gibi… Ayhan Çarkın gibi…
Tanıdık bir polis daha var:
Reşat Altay.
3 Kasım 1996…
Susurluk skandalı patlıyor. Kazada ölen Abdullah Çatlı ‘nın bütün ilişkileri ortaya seriliyor.
Çatlı’nın telefon kayıtları incelemeye alınıyor. Ve şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkıyor:
Kırmızı bültenle aranan Çatlı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin müdürüyle 5 kez telefonla görüşmüş.
Kim var şubenin başında?
Doğru tahmin ettiniz:
Reşat Altay…”
İşte böyle kardeşler, yeniden eski günlere dönme zamanı, yeniden kardeş olma zamanı. Hepimiz için omuz omuza, el ele olma zamanı. Yitirdiğimiz tüm güzel insanlar için, kardeşler için.
Cumhuriyet – 30 Ocak 2007