Eskişehir’de bugün saat 14:00 da Kızılay İş Merkezi önünde F tipi cezaevleri ve tecrit protestosu yapıldı. DİSK, İHD, Halkevleri, EMEP, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birliği, DGH ve Eskişehir Gençlik Derneği tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamanın tam metni şöyle: “Türkiye cezaevlerinde 19 Aralık 2000’den bu yana uygulanan “Tecrit-i Tretman” modeli açık ve ağır insan […]
Eskişehir’de bugün saat 14:00 da Kızılay İş Merkezi önünde F tipi cezaevleri ve tecrit protestosu yapıldı. DİSK, İHD, Halkevleri, EMEP, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birliği, DGH ve Eskişehir Gençlik Derneği tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
“Türkiye cezaevlerinde 19 Aralık 2000’den bu yana uygulanan “Tecrit-i Tretman” modeli açık ve ağır insan hakları ihlalidir. Tek kişilik veya küçük grupta izolasyon esasına dayanan bu model havalandırma görüş, okuma, giyim, sağlık gibi en temel ve en vazgeçilmez hakları dahi uygulamalarla yok edilmektedir. Dışarıdan içeriye hiçbir canlının girmemesine o kadar özen gösterilmektedir ki mektuplara yapıştırılan kurutulmuş çiçekler mektuplardan kopartılarak tutuklu ve hükümlüye verilmektedir. Hapishane kantininden aldığı bisküvi ile pasta yaptığı için; bisküviyi amaç dışı kullanmaktan görüş ve mektup cezası almaktadır. Bütün bu uygulamalar tutuklu ve hükümlülerin fiziksel sağlığında ruhsal bütünlüğünde, kültürel ve siyasal kimliklerinde telafisi mümkün olmayan hasarlar bırakmaktadır. Hiçbir insani yanı olmayan F tipi hapishanelerle uygulanmaya başlanan bu politikaya son verilmelidir.
Bugüne kadar tecrit politikasının uygulanması nedeniyle içeride ve dışarıda 122 insan hayatını kaybetmiş 600’ün üzerinde insanda kalıcı fiziksel ve ruhsal sakatlıklar meydana gelmiştir. Bugün tecritin ve ölümlerin son bulması için hala mücadele çeşitli yol ve yöntemlerle devam etmektedir. Bunlardan bir tanesi olan ölüm orucu Adana’da ki evinde iki çocuk annesi Gülcan Görüroğlu, Uşak hapishanesinde Sevgi Saymaz, “müvekkillerimin hakkını tüm hukuk yollarını deneyerek aradım fakat tecrit uygulamasına karşı çözüme ulaşamadım, bu yüzden bedenimi ölüme yatırıyorum” diyen Av. Behiç Aşcı tecritin son bulması talebiyle ölüm orucunda ve üç direnişçi hayati tehlikeye yaklaşmış durumda.
TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yapmış olduğu görüşmeyi daha önce aşağıda imzası olan kurumlar olarak değerlendirdiğimizde; bunun çözüm olmadığını dile getirmiştik ki Arınç demokratik kitle örgütleri ve Behiç Aşçı’nın ailesi ile yaptığı görüşme sonrası Behiç Aşçı’yı arayacağını söylemesine rağmen aramamıştır. Bu görüşmeler üzerine spekülasyonlar yaratılmış, tüm gerçeklikler gözler önündeyken; “Tecrit denilen şey yoktur, o avukatta terörist avukatıdır” açıklamalarını yapmaktan çekinmeyen, 7 yıldır 122 ölüme kulak tıkayan devlet ve onun Adalet Bakanlığı, Adalet Bakanı Cemil Çiçek 122 insanın ölümünden sorumlu oldukları gibi bundan sonra yaşanacak tüm ölümlerin sorumlusu olacaktır.
123.ölümün yaşanmasını istemiyoruz. Siyasi iktidar derhal tecrit uygulamasından vazgeçeceğini açıklamalıdır
Demokratik Kitle Örgütleri temsilcilerinden oluşturulacak bir heyetle cezaevleri yapısındaki değişiklikler belirlenmeli ve derhal tadilatlara başlanmalıdır.
Hemen, şu an itibariyle tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı koşullarda iyileştirme uygulamaları başlatılmalı, direnişçilerin talepleri kabul edilmelidir.
Tek kişilik, üç kişilik hücre uygulamasında derhal son verilmeli; tutuklu ve hükümlülerin iletişim kurmalarına konulan kısıtlamalar derhal kaldırılmalıdır.
Bedensel, psikolojik rahatsızlığı olan tutuklu ve hükümlülerin tedavisi başlatılmalıdır.
Görüş, mektup, kitap gibi yasak ve engellemelere derhal son verilmelidir.
Bizler; aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak tecrite karşı mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi ve bu doğrultuda kamuoyunu bu mücadeleyi yükseltmeye ve bizlere destek olmaya çalışıyoruz.
DİSK, İHD, Halkevleri, EMEP, EHP, ÖDP, BDSP, ESP, Mücadele Birliği Platformu, DGH, DPG, Eskişehir Gençlik Derneği, SGD”
Sendika.Org-Eskişehir