Türkiye’deki vergi sisteminin çarpıklığı, özellikle de dolaylı vergilerin yüksekliği uzun yıllardır tartışılan bir konudur. Toplumdaki tüm örgütlü kesimler, örgütler bu konuyu gündeme taşır ve çözümü konusunda bir şeyler yapılması gerektiğini vurgular. Sorun halkının büyük çoğunluğu yeterli gelire sahip olmayan bir ülkede, devletin gelirlerinin büyük çoğunluğunu dolaylı vergilerden sağlamasındadır. Konuya ilişkin Referans gazetesinde yer alan bir […]
Türkiye’deki vergi sisteminin çarpıklığı, özellikle de dolaylı vergilerin yüksekliği uzun yıllardır tartışılan bir konudur.
Toplumdaki tüm örgütlü kesimler, örgütler bu konuyu gündeme taşır ve çözümü konusunda bir şeyler yapılması gerektiğini vurgular.
Sorun halkının büyük çoğunluğu yeterli gelire sahip olmayan bir ülkede, devletin gelirlerinin büyük çoğunluğunu dolaylı vergilerden sağlamasındadır.
Konuya ilişkin Referans gazetesinde yer alan bir haber, kimi verilerle bu çarpıklığa ışık tutuyor.
Ebru Tuncay imzalı bir yazıda örneklerle çelişki ortaya konuluyor; “Türkiye’de satın alma gücü 8 bin dolar, vergi yükü ise yüzde 32,3 iken, İrlanda’da bu oranlar 40 bin dolar ve yüzde 30,5” deniliyor. Özetle Türkiye’de insanlar kendi güçlerinin üzerinde bir yük taşıyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre ise çalışsın veya çalışmasın, zengin ve yoksul olsun herkes harcadığı her 100 lira için 25 lira vergi ödüyor. Dolayısıyla örneğin devletten yardım alarak yaşamlarını sürdürenler bile, aldıkları paranın yüzde 25’ini devlete geri veriyor.
Gelir gruplarına göre ödenen dolaylı vergiler karşılaştırıldığında tablonun vahameti tümüyle kendini gösteriyor:
Zenginlerin yer aldığı ilk yüzde 20’lik toplum kesimini, hane gelirlerinin yüzde 16,3’ünü vergi olarak ödüyorlar. Bu grubun en zengin yüzde 5’lik kesimi ise gelirlerinin yüzde 12,6’sı tüketim vergisine gidiyor.
Toplumun en alttaki yüzde 20’lik kesimi hane gelirlerinin yüzde 22,9’unu tüketimde vergi olarak devlete kasasına akıyor.
Vergilerin çarpıklı OECD ülkeleriyle yapılan karşılaştırmada da kendini dikkat çekecek biçimde kanıtlıyor.
OECD ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergilere oranı 2000-2003 döneminde yüzde 40 dolayında. Türkiye’de ise 2000 yılında yüzde 57, 2003 yılında yüzde 69. Bu oran 2006’da yüzde 70’in üzerine yükseldi.