İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan 7 kişinin sorgusunun sürdüğünü belirterek, “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş. Arkadaşı Yasin Hayal’le de bu konuda görüşmelerde bulunmuş” dedi. Ogün Samast’ın yakalanmasının hemen ardından basına Samast ve arkadaşlarının Büyük Birlik […]
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan 7 kişinin sorgusunun sürdüğünü belirterek, “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş. Arkadaşı Yasin Hayal’le de bu konuda görüşmelerde bulunmuş” dedi.
Ogün Samast’ın yakalanmasının hemen ardından basına Samast ve arkadaşlarının Büyük Birlik Partisi’nin gençlik örgütü olan eski adıyla Nizam-ı Alem, yeni adıyla Alperen Ocakları üyesi olduğu bilgisi ulaşmıştı. Bu iddia karşısında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu konuyu geçiştirmeye dönük birkaç laf dışında tatmin edici hiçbir şey söyleyememişti.
Ogün Samast’ın yakın akrabalarının Şişli’nin “Ş”sini bilmezdi açıklaması, Samast’ın saldırıyı gerçekleştirmeden iki hafta önce mahalledeki arkadaşlarına gösterdiği Dink’in önden, arkadan ve yandan çekilmiş fotoğrafları, ortaya çıkan Alperen Ocakları bağlantısı, Yazıcıoğlu’nun lafı ağzında gevelemesi ve Cerrah’ın yaptığı “”Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş” açıklaması alt alta koyularak toplandığında ortaya şu sonuç çıkıyor. Dink cinayeti arkasındaki örgütsel bağlantı ve siyasi sebepler gizlenmeye çalışıyor ve “kutsal ittifak” kutsallığına halel getirmeyecek bir ustalıkla çalışıyor. Kontrgerillanın Trabzon tegahı ve BBP ortak noktası gözlerden kaçırılıyor.
Medyanın günlerden beri yaptığı yayında Ogün Samast ne yer ne içerdi, düğünde nasıl oynardı, bir maçta ortalama kaç gol atardı, ilkokulda müzik dersini sever miydi gibi cinayetle doğrudan hiçbir bağlantısı kurulamayacak magazinsel detaylara yer vermesi ve cinayetin arka planındaki bağlantılara el sürmemesi faşist saldırının özünün medya tarafından da hasır altı edileceğini gösteriyor.
Tayyip Erdoğan’ın sonuna kadar gideceğiz söylemi ise internet kafe sahipleriyle sınırlı kalıyor. Erdoğan suç odaklarının kümelendiği söylediği cafe sahiplerine kendilerine çeki düzen vermelerini öğütlüyor.
Sendika.Org