Alman işçisi direndi, fabrikayı ülke dışına taşıtmadı ATİLLA ÖZSEVER 29/01/2007 (Radikal) Berlin’de Bosch fabrikasının işvereni, işyerini Çerkezköy’e taşımak istedi. Baştemsilciliğini bir Türk’ün yaptığı fabrikadaki Alman işçiler grev yaptı, işveren kararından vazgeçti Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, dertli. Başkan diyor ki: “Ülkemizde faaliyet gösteren Belçikalı bir firma var. Ya buradan taşınır Çin’e giderim ya işçi […]
Alman işçisi direndi, fabrikayı ülke dışına taşıtmadı
ATİLLA ÖZSEVER 29/01/2007 (Radikal)
Berlin’de Bosch fabrikasının işvereni, işyerini Çerkezköy’e taşımak istedi. Baştemsilciliğini bir Türk’ün yaptığı fabrikadaki Alman işçiler grev yaptı, işveren kararından vazgeçti
Birleşik Metal-İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu, dertli. Başkan diyor ki: “Ülkemizde faaliyet gösteren Belçikalı bir firma var. Ya buradan taşınır Çin’e giderim ya işçi çıkarırım ya da ücretleri düşürürüm, diye baskı yapıyor. Yerli sermaye de kaçıyor. Dört ampul fabrikası vardı, hepsi kapandı, yurtdışına gitti. Direnelim ama fabrika kapanma noktasında. Şimdi buradaki tüm yerli, yabancı konuklarımıza soruyorum: Ne yapacağız?”
Bu sözler DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikası ile Rosa Lüksemburg Vakfı’nın geçen hafta İstanbul’da ortaklaşa düzenlediği seminerde dile getirildi. Serdaroğlu’nun ardından Alman IG Metal Sendikası’nın Berlin Temsilcisi Rüdiger Lötzer söz aldı. Lötzer, “Berlin’de 1000 kişinin çalıştığı Samsung ampul fabrikası da kapatılacak. Sendika kapanmayı masraflı hale getirmek istiyor, yüksek tazminat istedi, ancak işveren ampul üretimini Macaristan’a kaydırmayı düşünüyor” diyerek bu kez Almanya’da yaşanan bir sorundan bahsetti.
Karamsar bir hava seminere hâkim olurken, “Bir dakika, benim de söyleyeceklerim var” diyen biri kişi söz almak istedi. İsminin Güngör Demirci olduğunu söyleyen bu kişi kendisini şöyle tanıttı: “Ben Berlin’deki Siemens Bosch işyeri temsilciliğinin başkanıyım.Yani çamaşır fabrikasının baştemsilcisiyim.” Gözler birdenbire Güngör Demirci’ye çevrildi. Demirci daha sonra şöyle devam etti:
“İki yıl önce bizim işyerini kapatmak istediler. Fabrikayı Çerkezköy’e ya da Polonya’ya taşıyacaklardı. Bizim fabrikada 1025 işçi çalışıyor. Bunun 180’i Türk. Türkler sayıca az olmasına rağmen Alman işçilerin de desteğiyle işyeri temsilciliği başkanlığına seçildim. Türkiye’de işçi ücretleri düşük olduğu için işveren daha fazla kâr etmek amacıyla fabrikayı Çerkezköy’e taşımak istiyordu. Mücadelemiz tam iki yıl sürdü ama sonunda başardık.”
53 yaşında deneyimli bir işçi lideri izlenimini veren Demirci, mücadelenin ayrıntılarını şöyle anlattı:
“24 Eylül-22 Ekim 2006 tarihleri arasında dört hafta grev yaptık. Grev öncesinde üç hafta boyunca işçileri aydınlattık, işçiler fabrikayı dışarıdan işgal etti. Bu arada 1991’deki Zonguldak yürüyüşünü örnek alarak Berlin’den şirketin merkezinin bulunduğu Münih’e kadar 600 kilometreyi hem yürüyerek, hem de otobüslerle katetik. Bu, Almanya tarihinde ilk kez oluyor. Sonuçta sendikamız IG Metal, işverenle bir toplusözleşme imzaladı. Dört yıl süreyle fabrika taşınmayacak. Sadece emekliliği gelen 100 işçi zamanla azaltılacak.”