Bağımsız gazeteci John Gibler’in Democracy Now!’a verdiği rapor: Oaxaca’da federal polisin halka coplarla saldırdığı, en aşağı 140 kişiyi tutukladığı ve en son protesto kampını yıktığı günden beri APPO (Oaxaca Halk Meclisi), ilk defa olarak geçen pazar sokakları tekrar doldurdu. Saldırıyı izleyen günlerde polis sokaklardan ve evlerden adam toplamaya devam etti ve tutuklananların sayısı 200’e yükseldi. […]
Bağımsız gazeteci John Gibler’in Democracy Now!’a verdiği rapor:
Oaxaca’da federal polisin halka coplarla saldırdığı, en aşağı 140 kişiyi tutukladığı ve en son protesto kampını yıktığı günden beri APPO (Oaxaca Halk Meclisi), ilk defa olarak geçen pazar sokakları tekrar doldurdu. Saldırıyı izleyen günlerde polis sokaklardan ve evlerden adam toplamaya devam etti ve tutuklananların sayısı 200’e yükseldi.
Felipe Calderon göreve 1 Aralık’ta, mecliste protestolar arasında, Meksika tarihinin en zayıf desteğiyle göreve başladı. Calderon seçim kampanyasında düzeni kuvvetle sağlayacağına söz vermişti ama görevdeki ilk günleri savaş hazırlığına benziyordu.
Birinci Protestocu: Eğitim bütçesinden kesiyor. Sağlık bakımından kesiyor. Kültürel faaliyetleri kısıtlıyor. Ordunun bütçesini büyütüyor. Bu ne demek oluyor?
Calderon’un görevdeki üçüncü gününde federal polis bir Oaxaca eyalet yargıcının verdiği tutuklama emrine dayanarak, federal hükümetle konuşmak için gelen APPO delegelerini tutukladı. Eyalet yetkilileri yüzlerce protestocu hakkında benzer tutuklama emri vermiş bulunuyor. Bu yüzden yüzlerce APPO’lu eylemci saklanıyor ve bu hareketin saldırılar ve tutuklanmalar sonucu yenildiği izlenimini veriyordu. Oaxaca City’de APPO’nun varlığının hemen hemen yok olması nedeniyle Pazar günkü yürüyüş, hareketin sokakları tekrar kazanma gücünü göstermek bakımından çok önemliydi.
İkinci Protestocu: APPO iç örgütünü yeniden canlandırmak, devletin yarattığı terör ve kokuyu yıkmak için sokakları tekrar kazanmağa karar verdi. Halkın korkusunu yenip sokaklara çıkabilmesi bizim için bir zaferdir.
Halk sokaklara çıktı. On beş bin kadar kişi Oaxaca City’nin varoşlarından şehrin merkezini çevreleyen polis barikatının üç blok yakınına kadar kilometrelerce yürüdü. Göstericiler tutuklanan veya kaybedilen arkadaşlarının resimlerini taşıyordu. Polis baskını sırasında tutuklananların çoğu dört eyalet uzakta olan Nayarit orta-sıkı güvenlikli tutukevine götürüldü. Tutukevi ailelerin gidemeyeceği kadar uzakta.
Meksika İnsan Haklarını Savunma Derneği’nden Yesika Sanchez’in dediğine göre, tutuklulara, işkence izlerini gizlemek için, günlerce kimseyle görüşme izni verilmedi. Ama tutukevinde tıbbi bakımı yapılmayan tutuklular o kadar fena dövülmüştü ki, işkence izleri hala görülebiliyordu.
Üçüncü Protestocu: Tutukluların çoğunun kafası kırılmıştı. Elmacık kemikleri kırık, suratlarında dikişler vardı, gözleri hala kan çanağıydı. Bir kadının sağ bacağı yediği darbelerden paramparça olmuştu.
Yürüyüş boyunca yerel ahali protestoyu destekledi. APPO, temel talebini, valinin görevden alınmasını, tekrarladı ve aynı zamanda federal polisin şehirden çekilmesini, çevrenin askerileştirilmemesini ve politik tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
Yürüyüşü düzenleyenler ajan provokatörlerin araya sızmasını ve olay çıkartmasını önlemek için azami dikkati gösterdi ve göstericileri polis barikatına yaklaştırmadı. Yürüyüş Plaza de la Laza’da barış içinde sona erdi. Altı aylık çatışmanın en vahşi saldırısından sonra bile APPO örgütçüleri meydan okumaya devam ediyor. Yenilmediklerini ve talepleri yerine getirilinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini söylüyor.
Dördüncü Protestocu: Bu bizim için bir yenilgi değil, çünkü yerli topluluk meclisleri bizim Halk Meclisimizin esin kaynağı oldu. Eğer biz, bizim meclislerimiz 514 yıldan beri direnmişlerse, bizim Halk Meclisi de direnmeğe devam edecek. Yenilmedik. Tam tersine dayanma gücümüz arttı.
15 ARALIK 2006
[Democracy Now!/Latinbilgi -E.K.]