Ulusal Eylem Partisi (PAN) adayı Felipe Calderon 1 Aralık’ta gece yarısı 12:01’de, hileli bir seçim sonucu kazandığı ve hak etmediği cumhurbaşkanlığın andını içtikten hemen sonra Los Pintos Başkanlık Sarayı’ndan ulusal televizyonda halka seslendi. Daha sonra, sabahın erken saatlerinde başkanlık sarayının arka kapısından anayasaca zorunlu olan andını Meclis’te tekrarlaması için gizlice kaçırılarak Meclis’e götürüldü. Cumhurbaşkanı yandaşı […]
Ulusal Eylem Partisi (PAN) adayı Felipe Calderon 1 Aralık’ta gece yarısı 12:01’de, hileli bir seçim sonucu kazandığı ve hak etmediği cumhurbaşkanlığın andını içtikten hemen sonra Los Pintos Başkanlık Sarayı’ndan ulusal televizyonda halka seslendi. Daha sonra, sabahın erken saatlerinde başkanlık sarayının arka kapısından anayasaca zorunlu olan andını Meclis’te tekrarlaması için gizlice kaçırılarak Meclis’e götürüldü. Cumhurbaşkanı yandaşı ve karşıtı milletvekilleri arasında çıkan kapışmayı takip eden, karşıt temsilcilerin katılmadığı ve yıldırım hızıyla sona eren ikinci ant içme töreninden sonra yeni başkan meclisi terk etti.
Bu esnada Demokratik Devrim Partisi (PRD) adayı Andres Manuel Lopez Obrador’un yüz binlerce destekçisi yollarda ve Mexico City’nin en büyük alanı Zocalo’da toplanmıştı. Daha önceden Meclis’e yürümeyi planlayan Obrador polisle şiddete dönebilecek bir çatışma istemediğinden, yandaşlarından şehir merkezinde barışçı bir protesto yürüyüşü yapmalarını istedi.
Yürüyüş Meclis’i çevreleyen güvenlik bölgesinin kapısına kadar devam etti. Destekledikleri Obrador’un seçimi kazandığı halde başkanlığa gayri meşru bir biçimde Calderon’un getirilmesini protesto eden yüz binlerce kişiye hitap eden Obrador “Meksika’da demokratik seçimlerin olmadığı” kabul edilemez diye mücadelesine devam edeceğini söyledi. “Biz medyanın tanımladığı gibi amacı olmayan asiler değiliz. Çoğu zaman gerçek konunun ne olduğunu unutuyorlar, başkanlık seçiminin bizden çalındığını unutuyorlar”, dedi.
Daha önceden, 28 Kasım Salı günü, Parlamento’nun temsilciler meclisinde muhalefet temsilcileri Calderon’un yemin töreninin yapılacağı salonun podyumunu doldurmuş ve boşaltmayı reddederek töreni engellemişti. Sonuçta Calderon iyi korunan bir yerde ve şaşırtıcı bir saatte, ülke tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde yemin etmeye zorlanmıştı. Daha sonra öfkesini zor kontrol eden kalabalıklar sokakları doldurmuşken Parlamento’nun kargaşalı salonunda tekrar yemin etmek zorunda kaldı. Gelecekte daha da zorlaşması olası bir başkanlık dönemi için hiç de iyi bir başlangıç değil. Bu konuda COHA (Yarıküre İşleri Konseyi) 1 Aralık’ta uzun ve kötülük habercisi başlıklı makalesi “Calderon’un Dün Geceki Zorlu Yemin Töreni, Oaxaca’da Gittikçe Berbatlaşan Durum, Meksika İsyanı’nın Yinelenmeyeceği Söylenemez”i yayınladı. Ama COHA’nın söylemediği başkaldırının başlamışa benzediği ve yavaş yavaş ülkenin “toprak renkli insanların” yaşadığı ve artık haklarını istediği bir çok kısmına da yayılmakta olduğu.
COHA’nın bahsettiği gece yarısı töreninde görevi sona eren cumhurbaşkanı Vincente Fox Calderon’a üç renkli resmi törensel kuşağı taktı ama bu yasallığını kabul etmemeye azimli kuvvetli bir muhalefet karşısında ne işine yarayacak, zaman gösterecek. Hileli 2 Temmuz seçimlerinden sonra haftalar boyunca yığınlar Mexico City’nin sokaklarını ve Zocalo Meydanı’nı protesto gösterileri ile doldurdu.
Mayıs’tan beri verilmeyen haklarını kazanmak ve istenmeyen eyalet valisi Ulises Ruiz’i uzaklaştırmak için mücadele eden Oaxacalılar dahil bütün Meksika halkını harekete geçiren bu karşı çıkış, haftalar boyunca seçim kargaşası havası içinde devam etti. APPO’yu (Oaxaca Halk Meclisi) kuran Oaxacalılar şimdi 4500 Önleyici Federal Polis (PFP) ve kendilerini hedef alan devlet tarafından gönderilmiş haydut paramiliterlerle karşı karşıya. Ama Oaxacalılar hala, polisin vahşi saldırılarına -gözyaşı bombaları, hukuksuz ev aramaları, kaybedilen insanlar, onlarca belki de yüzlerce haksızlığı protesto ettikleri için iftiralarla (geçit kapatmak, hükümete karşı kışkırtma, suça iştirak, komplo, isyan, hırsızlık, tehdit gibi) tutuklanma ve ABD’li fotoğrafçı dahil an aşağı 17 öldürme ve onlarca yaralamaya rağmen kahramanca direniyor.
Hükümet Partisi PAN gizli gece yarısı yemin töreninden haftalarca önce, ikinci tur seçim ve sonrasında çıkabilecek olaylara hazırlık olarak Meclis’in çevresinde askeri bir bölge oluşturdu. Korumalı giysileri içinde 1200 seçkin PFP ve Başkanlık Sarayı Koruma polisleri sokaklarda kurulan kontrol noktalarında nöbet tutmaya başladı. Sıkı yönetime benzer bu uygulama Oaxaca’dan sonra, ülkenin diğer bölgelerine de yavaş yavaş yayılmaya başlıyor.
Buna ilaveten, Meclis binası kaleymiş gibi etrafı 3 metre yükseklikte metal çitle çevrildi ve metal çit milletvekillerini halktan korumak için hala duruyor. Milletvekillerinin halkı temsil etmeleri gerek ama otoriter bir yönetim, yolsuzluk, insan haklarına aldırmama ve sadece varsılların çıkarlarını koruma geleneği olan Meksika gibi ülkelerde hiçbir zaman etmiyorlar. Felipe Calderon’un 20 Kasım’da söyledikleri, “Benim hükümetim Meksika devletinin bütün gücünü, yasalarını ve kurumlarını kullanacak. Bu bizim kazanacağımız bir savaş…” geleceğin ne olacağına işaret ediyor.
Devlet kuvvetinin en etkili baskı aracı İçişleri Bakanlığının başına Jalisco Eyaleti’nin valisi Francisco Ramirez Acuna’yı atayan Calderon, dediklerini yapacağını gösterdi. Acuna’nın kendi eyaletinde sert otoriter tutumu, protestoculara saldırması ve muhalifleri tutuklaması ve aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılarına ve mafyatik suç örgütlerine arka çıkması ve onlardan maddi çıkar sağlamasıyla tanınıyor.
Calderon ve onun hükümetinde olanlar yapmayı planladıkları işlerde Bush hükümetinden destek görecek. ABD hükümeti’nin gözü 1980’de özelleştirilen, devlet denetiminin Washington’un çıkarına kaldırıldığı ve ücret artışlarının kısıtlandığı ve enflasyon altında tutulduğu IMF yapısal uyum politikalarının henüz erişmediği kamu şirketlerinde.
Calderon ve Bush aynı zamanda 1994’te kabul edilen yağmacı dev şirketlerin çıkarına hizmet eden NAFTA anlaşmasını da Kuzey Amerika Birliği (North American Union) olarak geliştirmek için birlikte çalışacak. NAFTA’daki üç ülke sınırlarını açacak ve bu durumda birlikteki iki küçük ülke bağımsızlıklarını büyük ülkenin (yani büyük şirketlerin) egemenliğine teslim edecek. Eğer bu gerçekleşirse, bundan zarar gören üç ülkenin de halkı olacak.
Eğer Meksika’da muhalefet sözünü geçirebilirse, seçimden sonra PAN’ın kuzeydeki güçlü komşusuna hizmet için yaptığı planlar boşa çıkabilir. Muhalefet partisi PRD’nin adayı Lopez Obrador (halkın deyimiyle AMLO) yasadışı kabul ettiği hükümete karşı direnmeye söz verdi. 20 Kasım’da (Meksika’nın 1910 İsyanı’nın yıldönümü) Mexico City’de Zocalo Alanı’nda binlerce yandaşının önünde Meksika’nın “yasal cumhurbaşkanı” olarak yemin etti. Kendi bakanlar kurulunu kalabalığa açıkladı ve “Suistimal edilmeyi artık kabul etmek istemeyen milyonlarca Meksikalı var”, dedi ve kendi yasal hükümetinin yoksullar için çalışacağını söyledi. Calderon (Obrador ona ABD’nin kuklası diyor) “kazanmadığı görevde güven içinde oturamaz. Kendi için o görevi çalan bürokratların aşağı bir uşağı”, diye sözüne devam etti. Konuşmasında, ABD’li Big US Oil’in göz diktiği ulusun petrol sektörünün özelleştirilmesini önlemek için hazırladığı yirmi öneriyi açıkladı ve kabul ettirmeye çalışacağını söyledi.
Savaş hatları çizildi ve hareket 1 Aralık’ta Meclis Binası’nın yakınındaki yollarda, Odrador’un çağrısı üzerine barışçı bir şekilde başladı. Güvenlik Kuvvetleri ve Parlamento civarında konuşlandırılan yüzlerce deniz subayı aylardan beri orada bekliyordu ve göstericiler ne zaman sokakları veya meydanları doldursalar karşılarında onları bulacak. Felipe Calderon olası fırtın
alı ve sürprizlerle dolu altı yıllık dönemine başlarken, bu sadece günlerden ilkiydi.
Meksikalılar yılardan beri devam eden sahtekarlık, yolsuzluk ve kötü davranışlardan bıktıklarını gösterdiler. Aylardan beri dikkati çekecek kadar büyük kalabalıklar halinde sokakları dolduruyorlar. Protestolarına Oaxaca’daki yoldaşları, başka bölgeler, Subcomandante Marcos ve onun binlerce destekçisi de destek veriyor. Zapatista Öteki Kampanyası onlara, Meksika’nın adaletsiz ekonomik sistemini ve neoliberal yağmacı kapitalizmi yok etmek ve yerine adil bir demokratik ekonomik sistem getirmek için yol gösteriyor.
Meksika’da olaylar bazen hızlanıyor, bazen yavaşlıyor ama hava şu anda elektrikli ve değişiklik için şartlar uygun. Emiliono Zapata Salazar’ın kahramanca çabaları 1910 yılında Porfirio Diaz diktatörlüğüne karşı ayaklanmaya öncülük etti ve bir yıl sonra onu devirdi. Bu tarihi bir olaydı ve şu anda değişiklik için kahramanca mücadele eden insanlara yeni bir direniş ruhu veren bir sembol haline geldi ve Meksika’yı bir dönüm noktasına getirdi.
Değişim gelecekse, mücadele etmeksizin gelmeyecek
Meksika hükümetleri kendi otoritelerine karşı olan protesto hareketlerine boyun eğmiyor. Hele bu hükümete, Latin Amerika devletlerinin gittikçe artan karşı tutumundan rahatsız olan ve yeni gelişmeleri önlemeye çalışan Bush hükümeti de çok yardım edebilir. Latin Amerika’yı arka bahçesi sanan Washington için Meksika yarıkürenin köşe taşı. Ortadoğu’da Bush hükümetinin küstahlığı, aptalca hataları ve beceriksizliği nedeniyle uğradığı stratejik yenilgilere Meksika da eklenirse, bu yıkıcı bir darbe olur.
Ama Meksikalılar başka türlü düşünüyor, oyunu kendi gerçeklerine göre oynuyor. Olaylar geliştikçe, belki de Meksika tarihi egemenlerin salonları yerine halkın kalbinde ve sokaklarda gösterdikleri direniş ruhuna göre yazılacak.
2 Aralık 2006
[Peace, Earth & Justice News’den Latinbilgi için Emine Kunter tarafından çevrilmiştir]