Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) Kolektif Öğrenci Hareketi tarafından kafeterya fiyatlarının düşürülmesi ve şehir içi ulaşımın üçretsiz hale getirilmesi için iki buçuk aydır sürdürülen imza kampanyasının sonlanmasıyla, dün (12.12.06) kampüs içerisinde bir eylem gerçekleştirildi. Eylemin amacı toplanan 4000 imzanın Rektörlük ve Vakıf Yönetim kuruluna verilmesi ve son zamanlarda gizli kapılar ardından DAÜ’yü satma planları yapan Rektör […]
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) Kolektif Öğrenci Hareketi tarafından kafeterya fiyatlarının düşürülmesi ve şehir içi ulaşımın üçretsiz hale getirilmesi için iki buçuk aydır sürdürülen imza kampanyasının sonlanmasıyla, dün (12.12.06) kampüs içerisinde bir eylem gerçekleştirildi. Eylemin amacı toplanan 4000 imzanın Rektörlük ve Vakıf Yönetim kuruluna verilmesi ve son zamanlarda gizli kapılar ardından DAÜ’yü satma planları yapan Rektör Halil Güven’e ve Yönetime karşı tepki göstermekti.
Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylem Merkezi Derslikler’in önünde megafondan Enternasyonal marşının çalınmasıyla başladı. Yürüyüş kısa bir açıklama yapıldıktan sonra -son zamanlarda Kolektif Öğrenci Hareketine yapılan saldırı ve tehtitlerin verdiği öfkeyle- Ülkücülerin yoğun bir şekilde bulunduğu Sandras kafeterya doğru başladı. Ülkücü güruhun yuhlama sesleri eylemcilerin attığı ”Direne direne kazanacağız” sloganı altında ezilir gibiydi. Bundan sonra tüm Kuzey Kampüsü dolaşıldı, makine mühendisliğinini içinden geçildi ve Rektörlüğün önünde yürüyüş son buldu.
Rektörlük önünde okunan Türkçe ve İngilizce basın açıklamasından sonra temsilciler imzaları Rektörlüğe ve Vakıf Yönetim kurtuluna vermek için Rektörlük binasına girdi. Öğrenci işlerinden sorumlu Rektör yardımcısı Şamil Erdoğan ve Rektör Halil Güven imzaları kabul etmeyerek, ”sizler zaten öğrenci değilsiniz” dediler. Haberin dışarıya gelemesiyle birlikte, kalbalığın azalmasına rağmen öğrenciler binanın içerisine girmek için hareketlendi. O sırada imzaları vermek için içeriye girenler çıktılar ve yaşananları anlattılar. Bunun üzerine imzaları yakma kararı alındı ve Rektörlük binası önünde imzalar yakıldı. İmzalar yakıldıktan sonra geri çekilen kalabalık Rektöre yüksek sesle şu mesajı veriyordu: ” Bundan sonraki gelişimiz senin gidişin olacak”
Eylemde atılan sloganlar:
• Müşteri değil öğrenciyiz
• Rektör uyuma öğrencine sahip çık
• Öğrencinin birliği sermayeyi yenecek
• 1.2.3 daha fazla öğrenci daha fazla güç
• Uyuyan öğrenci istemiyoruz
• Rektor uyuma sermayeyi kollama
• Sermaye defol üniversiteler bizimdir
• Susma susdukça sıra sana gelecek
• We are not customer we are student
• Evine dön rektor
• Rektör uyuma mavi salonu unutma
• Satma satılma okuluna sahip çık
• Yürüyen dolarlar değiliz
• Başka bir üniversite mümkün
• Birlik mücadele dayanışma.
Okunan basın açıklaması:
Sevgili dostlar;
Kafeteryalardaki yiyecek içecek fiyatlarının düşürülmesi ve şehir içi ulaşımının ücretsiz olması için iki buçuk aydır sürdürdüğümüz imza kampanyası sonlanmış bulunuyor. Yönetim, Üniversite’ye kayıt döneminde bizlerden ek para alıp, şehir içi ulaşımının ücretsiz olacağının sözünü vermesine rağmen şehir içi otobüslerine hala para veriyoruz. Bedava olması gereken bir hizmeti bize bir kere sattıkları yetmezmiş gibi, üstüne üstülük ikinci kez satarak bizleri katmerli bir sömürüye maruz bırakıyorlar. Kolektif Öğrenci Hareketi olarak şehir içi ulaşımının derhal ücretsiz hale getirilmesini istiyoruz.
Meclis’deki milletvekili bir bardak çayı 50 kuruşa içerken bizler burada 75 kuruş ve 1 lira arasında değişen fiyatlara içiyoruz. Yemek fiyatları lüks lokantalardaki zengin menü fiyatlarını hatırlatır durumda. Dışarıda 50 kuruş olan suya okul içerisinde ancak iki katı para vererek ulaşabiliyoruz. Bu tam anlamıyla bir eşitsizlik, sömürünün katmerli bir şekilde uygulanması; sermayenin üniversitelerde hegemonik tek güç olması anlamına geliyor. Kafeteryaların özel sektör tarafından işletiliyor oluşu her geçen gün ihtiyaçlarımızın üzerindeki sermaye egemenliğini sağlamlaştırıyor. Bu durumun devam etmesi halinde yarın, ondan sonraki gün bizlerden tuvaletleri kullanmak için de para istemeleri hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Kolektif Öğrenci Hareketi olarak ilk aşamada Üniversite yönetiminin kafeteryalar üzerinde sıkı ve sürekli bir denetim uygulamasını istiyoruz. Nihaî amacımız tüm kafeteryaların sermayenin denetiminden kopartıp, öğrencinin yani bizlerin denetimine tabi kılmaktır.
Doğrudan bizleri ilgilendirmesine rağmen, yönetim ve rektör tarafından ısrarla bizlerden saklanan çok önemli bir konu daha var. Her fırsatta öğrencisine sahip çıktığını dile getiren Rektör ve yönetim, okul içerisindeki politikalarıyla bizleri ezdiği yetmezmiş gibi, son zamanlarda da gizli kapılar ardından, öğrenciyi, öğretmeni, işçiyi yani üniversiteyi satma planları yapıyorlar. Görevleri boyunca Vakıf yönetim Kurulu ve Rektör Halil Güven Üniversiteyi ağızlarından çıkan her sözcükte, adımlarının her karesinde, düşüncelerinin karara dökülmüş her anında, üniversitemizi kör çukurun biraz daha derinine itmişlerdir. Bu da yetmezmiş gibi bu yaptıklarınıdan öğrenciyi, işçileri ve üniversiteyi satarak sıyrılmak istiyorlar. Kolektif Öğrenci Hareketi olarak tüm kararlılığımızla diyoruz ki: Bu okul, Bu Öğrenci Satılık Değildir. Bizler bu okulu sattırmayacağız. Rektörü ve yönetimi Halka ve öğrenciye hesap vermeye çağırıyoruz. Üniversiteyi bu hallere sokanlar, kolay kolay bu işin içerisinden sıyrılacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Bu öğrenci yapılanların hesabını elbette soracaktır. Rektör ve yönetim kulaklarını açarak bir kez daha dinlesin, BU OKUL BU ÖĞRENCİ SATILIK DEĞİLDİR!.
Bizleri kurbanlık, DAÜ’yü ise mezbaha olarak gören kasaplara karşı; ”Üniversitelinin” ve ”Üniversitenin” ne anlama geldiğinin dersini vermek için kollarımızı sıvadık. Artık DAÜ’de bir Öğrenci muhalefeti vardır ve artık hiç kimse bu üniversitede istediği gibi kararlar alıp, istediği gibi uygulamaya geçiremeyecek. Zihinlerimize zincir vurarak, irademizi köleleştiren anlayışa karşı savaş açmış bulunmaktayız. Bizler bu savaşı zihinlerimizi zincirlerinden, irademizi kölelikten kurtararak kazanabiliriz ve kazanacağız da!
Son olarak Üniversiteyi ve bizleri bu duruma düşürenlere bir çift lafımız var: ”Evinize dönün”
BU OKUL BU ÖĞRENCİ SATILIK DEĞİLDİR!
YAŞASIN BİLİMSEL DEMOKRATİK VE ÖZERK ÜNİVERSİTE!
Kolektif Öğrenci Hareketi
Kaynak: Kolektif Öğrenci Hareketi/Kıbrıs