Altmış yıllık rüyanın gerçekleşmesine topu topu yirmi yedi gün kaldı. Çok değil, bundan yirmi yedi gün sonra Genel Sağlık Sigortası (GSS) yürürlüğe girecek. Başbakanımızın ifadesiyle artık Türkiye’de doğan her çocuğun sağlık güvencesi olacak, güvencesiz tek bir kişi bile kalmayacak. Sistem prim esasına dayanacak. Devlet, prim verme gücü olanlardan prim toplayacak; gücü olmayanların primini kendi ödeyecek. […]
Altmış yıllık rüyanın gerçekleşmesine topu topu yirmi yedi gün kaldı.
Çok değil, bundan yirmi yedi gün sonra Genel Sağlık Sigortası (GSS) yürürlüğe girecek. Başbakanımızın ifadesiyle artık Türkiye’de doğan her çocuğun sağlık güvencesi olacak, güvencesiz tek bir kişi bile kalmayacak.
Sistem prim esasına dayanacak. Devlet, prim verme gücü olanlardan prim toplayacak; gücü olmayanların primini kendi ödeyecek.
İşçinin, memurun, esnafın, çiftçinin, kısacası tekmil GSS’linin primleri ortak bir havuzda birikecek. Sonra da bu parayla memleketin sağlık harcamaları karşılanacak.
Mesele gayet basit aslında; ne kadar prim, o kadar GSS. Tam ilk mektep matematik dersindeki havuz problemi gibi.
Peki havuz yeterince dolmaz, ya da dolduğundan daha hızla boşalırsa ne olacak? İşte o ihtimal tam bir kâbus senaryosu. O zaman hizmeti sunan kurumlara ödeme yapılamayacak. Onlar da, doğal olarak, hizmet ver(e)meyecek. Bu durumda sağlık hizmetleri ya aksayacak ya da tamamen duracak.
Neyse ki böyle kötü şeyler düşünmeye hiç gerek yok. Bizim müfrit GSS’cilerimiz yıllardır bütün hesapları inceden inceye yaptılar. O hesaplara göre sistem tıkır tıkır yürüyecek; GSS’liyen de, GSS’linen de gayet memnun ve mütehassis olacak.
Yalnız geçen hafta hesaplarda “küçük” bir hata fark edilmiş.
* * *
Erdoğan Süzer’in “Yeşil Kart’ta 7.8 milyarlık prim hatasından dönüldü” başlıklı haberi cumartesi günkü Bugün gazetesinde yayınlandı.
Malûm; kanuna göre hiçbir güvencesi olmayanların GSS primini devlet ödeyecek. Yapılan hesaplara göre, bu vatandaşların sayısı 12 milyon 400 bin kişiyi buluyormuş. Devletin her bir kişi için yıllık 870 YTL’den toplam 10 milyar 428 milyon YTL ödemesi gerekiyormuş.
Şimdiye kadar hesap hep böyle yapılmış. Ancak bu hesabın bir “bürokrat hatası” olduğu son anda anlaşılmış. Yıllardır GSS’yle yatıp kalkan bürokratlar meğerse vahim bir hata yapmışlar. Devletin, sosyal güvencesi olmayan her bir vatandaş için prim ödeyeceğini zannetmişler.
Oysa işin aslı öyle değilmiş.
Devletimiz, yoksulların GSS primini öderken “sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler” dikkate alınacakmış.
Yanlış hesap Bağdat’tan değilse de TBMM’den dönmüş. 2007 Yılı Merkezi Bütçe Tasarısı’nın Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında verilen bir önergeyle hata düzeltilmiş.
Ortalama aile büyüklüğünün 4 kişi olduğu hesabıyla devletin ödemesi gereken prim her 4 kişi için 1 adet prim kesilmesi şeklinde değiştirilmiş.
* * *
Bu durumda devletin 2007 yılında Kurum’a ödemesi gereken toplam prim tutarı 10 milyar 428 milyon YTL’den 2 milyar 607 milyon YTL’ye düşmüş. Böylece devlet 7.8 milyar YTL’lik “fazla ödeme”den kurtuluvermiş.
Aslında haberdeki hesap biraz eksik görünüyor. Çünkü kanunda devletin GSS’ye karşı bir yükümlülüğü daha var. 81. maddeye göre, Kurum’un her ay itibariyle tahsil ettiği primin dörtte biri kadar da ayrıca katkı yapması gerekiyor.
Hesabı böyle yapınca devletin “tasarrufu”, hâlâ alışık olduğumuz şekliyle söylersek 9.75 katrilyon TL’ye çıkıyor.
Geriye bir küçük düzeltme daha kalıyor. Bu hesaptaki “devletin tasarrufu”nu, “GSS’nin zararı” olarak okumak gerekiyor.
Böylece, GSS havuzunun dibinde daha şimdiden kocaman bir delik açılmış oldu. Zavallı GSS’miz daha dünyaya gelmeden kaybetmeye başladı. Bakalım doğduktan sonra başına daha neler gelecek?
Evrensel – MEDİPOLİTİK
Osman Öztü[email protected]