Eğitim-Sen’in, “Öğretmenlerin Sosyoekonomik Durumları” raporuna göre son on yılda yoksulluk sınırındaki artış oranı 32 kat olurken aynı dönemde öğretmen maaşları sadece 29 kat arttı. Bir eğitimci, 3 oda bir salon ortalama standartlarda bir ev satın almak istediğinde tüm maaşını buna ayıracak şekilde yaklaşık 6 yıl çalışmak zorunda. Eğitimciler, bir yandan ders yükünün ağırlığı, okulların fiziki […]
Eğitim-Sen’in, “Öğretmenlerin Sosyoekonomik Durumları” raporuna göre son on yılda yoksulluk sınırındaki artış oranı 32 kat olurken aynı dönemde öğretmen maaşları sadece 29 kat arttı. Bir eğitimci, 3 oda bir salon ortalama standartlarda bir ev satın almak istediğinde tüm maaşını buna ayıracak şekilde yaklaşık 6 yıl çalışmak zorunda.
Eğitimciler, bir yandan ders yükünün ağırlığı, okulların fiziki yetersizlikleri, maaş azlığı gibi sorunlarla boğuşurken bir yandan da AKP hükümetinin kadrolaşma furyası sonucu değişen yönetim kadrolarıyla öğrenci yetiştirmiye çalışıyor. Aldığı maaşla 4 kişilik ailesinin zorunlu giderlerini karşılayamayan öğretmenler için, ev ve araba sahibi olmak ya da bir haftalık tatile çıkmak ise neredeyse “hayal” oluyor.
Bir 24 Kasım’ı daha sorunlarla karşılayan eğitim emekçileri, gerek hizmet üretirken karşılaştıkları sorunlar gerekse özlük ve mali haklarının istenen seviyeye ulaşamaması nedeniyle bir yandan “geçim derdi” ne düşmüşken bir yandan da Türkiye’nin geleceği olan nesilleri yetiştiriyor.
Eğitim-Sen’in, “Öğretmenlerin Sosyoekonomik Durumları” raporuna göre son on yılda yoksulluk sınırındaki artış oranı 32 kat olurken aynı dönemde öğretmen maaşları sadece 29 kat arttı. 1996 yılında bir öğretmen maaşı ile 7.4 adet cumhuriyet altını alınırken Kasım 2006 itibarıyla bu rakam 4’e düştü.
Maaşlardaki artış sınırlı
Temel tüketim malları son on yılda yaklaşık 64 kat artarken aynı dönemde öğretmen maaşlarındaki artış oranı sadece 29 kat ile sınırlı kaldı. Bir öğretmenin buzdolabı alabilmesi için 100, televizyon için 75, 1 kilogram kıyma için 1.4, 1 cumhuriyet altını satın alabilmek için 26 saat, 1 bilgisayar alabilmek için 180 saat başka harcama yapmadan çalışması gerekiyor. Öğretmen maaşları 1979 yılı ile de kıyaslandı. Eğitim örgütlerinin yaptığı araştırmalar doğrultusunda oluşturdukları raporların ortaya koyduğu tablo da öğretmenlerin gayrimenkul satın almasının, yatırım yapmasının hatta ailesiyle tatile gitmesinin bile neredeyse olanaksız olduğunu gösteriyor. Buna göre, eğitimcilerin içinde bulundukları durum şöyle:
Öğretmenin 4 kişilik ailesiyle güneyde 3 yıldızlı bir otelde bir hafta tatil yapması için ilköğretim kademesinde çalışıyorsa 161, lise kademesinde çalışıyorsa 139 saat emek harcaması gerekiyor. Aynı şartlarda bir tatili Avrupalı bir öğretmen ortalama 20-30 saat çalışarak yapabiliyor.
Bir eğitimci, 3 oda bir salon ortalama standartlarda bir ev satın almak istediğinde tüm maaşını buna ayıracak şekilde yaklaşık 6 yıl çalışmak zorunda.
Emekli oluyorlar
AKP’nin iktidar olduğu 2002’de emekli olan öğretmen sayısı 9 bin 794 iken bir sonraki yıl bu rakam 17 bin 947’ye, 2004’te ise 20 bine yükseldi. Geçen yıl emekli olan eğitimci sayısı ise yaklaşık 18 bin olarak gerçekleşti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görev yapan öğretmenler, coğrafi şartlar ve eğitim olanaklarından yararlanmadaki yetersizlikler nedeniyle “yıpranma payı” talep ediyor. Öğretmenlerin yüzde 74’ünün borcu ya da taksidi bulunurken, yüzde 32’sinin borcu 1500-3 bin YTL arasında, yüzde 34’ünün borcu da 3 bin YTL’nin üzerinde. Yüzde 64’ünün gıda ve temizlik giderleri için yaptığı borç 500 bin YTL’nin üzerinde.
Ödenekler de yetersiz
Her yüz öğretmenden 64’ü yeni bir takım elbise almanın bütçesini hissedilir oranda sarsacağını, 58’i ise bir haftalık tatilin bütçesini sarsacağını düşünüyor. Halen 5 YTL olan ek ders ücretlerinin 10 YTL’ye çıkarılmasını isteyen eğitimciler, bu yıl 425 YTL olan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği ile gerekli ihtiyaçlarını da karşılayamıyor. Bir öğretmenin yeni eğitim yılına hazırlanabilmesi için yapacağı asgari harcama tutarı ortalama 700 YTL olarak ifade ediliyor.
Haber: ZEYNEP ŞAHİN/NİHAN İNAL (Cumhuriyet)