KESK’e bağlı Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’nın (Tüm Bel-Sen) Gaziantep Belediyesinin toplu sözleşme maddelerinin uygulanmaması üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açtığı davayı kazanması ile toplu sözleşme hakkı tüm sendikalar için bir emsal teşkil etmişti. Kocaeli Tüm Bel-Sen’de bir açıklama yaparak bu karar doğrultusunda haklarını arayacaklarını açıkladı. Konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için […]
KESK’e bağlı Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası’nın (Tüm Bel-Sen) Gaziantep Belediyesinin toplu sözleşme maddelerinin uygulanmaması üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açtığı davayı kazanması ile toplu sözleşme hakkı tüm sendikalar için bir emsal teşkil etmişti. Kocaeli Tüm Bel-Sen’de bir açıklama yaparak bu karar doğrultusunda haklarını arayacaklarını açıkladı.
Konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Bedriye Yıldızeli Sendika binasında bir basın açıklaması yaptı. Yıldızeli yaptığı açıklamada örgütlenme ve hakların elde edilmesi konusunda son dönemlerde yalnızca ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde de kararlar çıktığını söyledi. 1993 yılında Gaziantep Belediyesi ile yapılan toplu sözleşme maddelerinin uygulanmaması ürerine iç yargı yollarının hepsinin kullanıldığını söyleyen Yıldızeli, son çare olarak AİHM’e başvurduklarını söyledi. Yıldızeli, uzun bir yargılama sürecinden sonra AİHM’in 21 Kasım’da gerçek bir karar verdiğinin de altını çizdi.
HAKLARI UYGULAMAK ZORUNDASINIZ
Yıldızeli, AİHM’nin kararını okuyarak şunları söyledi: “AİHM kararı şunları söylüyor. Belediye ve Tüm Bel-Sen arasında yapılan toplu sözleşmeyi iptal edemezsiniz, bunun yanında yalnızca toplu sözleşmenin yapılmasına karışmakla da yetinemezsiniz, olumlu yükümlülüğünüzü de yerine getirmelisiniz. Bunun anlamı şudur; toplu sözleşmeyi iptal edemeyeceğiniz gibi, aynı zamanda hakkın kullanılması için iç hukukta da gerekli düzenlemeyi yapmakla yükümlüsünüz. 98 sayılı İLO sözleşmesini de tanınan hakkı da uygulamak zorundasınız” dedi.
HÜKÜMET ÖNÜMÜZÜ AÇMAK ZORUNDA
İç hukukta alınan bazı kararlara dikkat çeken Yıldızeli, iç hukukunda Zonguldak ve Niğde’de kazandıkları mahkemelerle toplu sözleşme haklarının olduğunu ve kamu emekçilerinin bu hakları kullanması gerektiğini söyledi. Yıldızeli, “Zonguldak’taki mahkemede İLÖ Sözleşmeleri ve Avrupa sosyal Şartına atıfta bulunulmuş, yapılan anlaşma anayasanın 90. maddesi gereği iç hukukta uygulanması gerekiyor. Gelinen noktada artık hem iç hukukta hem AİHM kamu emekçilerin toplu sözleşme yapma hakları olduğu ortadadır. Alınan bu kararlarla tartışma sona ermiştir. Hükümet, hakları yasaklayıcı değil, hakların uygulanmasının önünü açıcı bir tavır takınmak zorundaydı. Bu Sosyal Devletin gereğidir. Bundan sonra Belediyeler ve diğer kamu kurumları, iç hukukta bir yasal düzenlemenin yapılmasını beklemeden sendikalarımızla toplu sözleşme masasına oturmalıdır. İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay da belediyeler üzerindeki baskısına son vermeli ve Sayıştay denetçileri derhal geri çekilmelidir.” dedi.
MÜCADELEYE DEVAM
Tüm hukuksal kazanımlara rağmen hükümet toplu sözleşme hakkını engellemek için çalıştığında AİHM’nin duvarına çarpacağını söyleyen Yıldızeli, “Hükümet bunları yapmaya devam ederse biz daha çok başvuruda bulunup, hükümete daha çok tazminat ödeteceğiz. Bizler tüm haklarımızı elde edene dek gerek hukuksal, gerekse sokakları kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Basın toplantısına katılan bir çok sendika, parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de bu önemli kazanım karşısında Tüm Bel-Sen’i kutladılar. Toplantıya katılan eski milletvekili Bekir Yurdagül ise, kazanımın önemli olduğunu ancak KESK’in kitlesel eylemleri ile son dönemde yaşanan gelişmelere dur demesi gerektiğini söyledi.
AİHM kararı şööyle:
Madde 11 sendika kurma hakkı:
Tüm Bel-Sen’in faaliyetlerinin topluma ya da devlete her hangi bir tehdit oluşturduğunu gösteren somut bir kanıt bulunmadığından, mahkeme, sendikanın tüzel kişilik haklarının reddinin 11. madde uyarınca Türkiye’nin yükümlülüklerini ihlal ettiğine hüküm vermiştir.
Toplu pazarlık sözleşmesinin iptali:
Mahkeme, sendika ve belediye konseyi arasında yapılan Toplu pazarlık sözleşmesinin sendika üyelerinin çıkarlarını koruma ve geliştirebilmesinde en önemli ve tek aracı olduğunu belirtmiştir. Buna göre iki yıldır yürürlükte olan sözleşmenin iptali başvuru sahiplerinin dernek kurma özgürlüğüne ayrılık teşkil etmektedir.
Başvuru sahipleri, çıkarlarını korumak için toplu pazarlık sözleşmesini uygulamaya geçerken iyi niyetli hareket etmişlerdir. Türkiye, çalışanlara toplu pazarlık ve toplu sözleşme hakkını tanıyan 1949 BM Örgütleme ve Toplu Pazarlık Sözleşmesini çok önceden onaylamıştır