Sivil faşist parti MHP’nin yarın başlayacak 8. Olağan Büyük Kongresi öncesinde mahkeme, Ümit Özdağ’ın kesin ihraç istemiyle MHP Merkez Disiplin Kurulu’na sevkine ilişkin kararın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebini reddetti. MHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Ümit Özdağ, partisinin kendisi hakkında tedbirli ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu’na ilişkin karara itiraz için mahkemeye başvurmuştu. Dün Nöbetçi Ankara […]
Sivil faşist parti MHP’nin yarın başlayacak 8. Olağan Büyük Kongresi öncesinde mahkeme, Ümit Özdağ’ın kesin ihraç istemiyle MHP Merkez Disiplin Kurulu’na sevkine ilişkin kararın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebini reddetti.
MHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Ümit Özdağ, partisinin kendisi hakkında tedbirli ihraç istemiyle Merkez Disiplin Kurulu’na ilişkin karara itiraz için mahkemeye başvurmuştu. Dün Nöbetçi Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada bugün karar açıkladı.
Hakim Bilal Yıldırım, Özdağ’ın yaptığı başvuruyla 8. Olağan Kongre’de Parti Genel Başkanlığı’na aday olmaya hakkının engellenmesi amacıyla partinin verdiği karara itirazda bulunduğunu kaydetti.
Karşı taraf olan MHP ise Ümit Özdağ’ın partide geçici üye olduğunu ve Özdağ hakkında Parti Merkez Yönetim Kurulu’nca yapılan incelemede, üyeliği, üyeliğe başvuru kayıt biçimi ve yürüttüğü siyasi faaliyetin parti tüzüğünün 71/4-c ve f maddesi fıkrası ve bentlerine aykırı bulunarak Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini belirtti.
Henüz bu sürecin tamamlanmadığına dikkat çeken Hakim Bilal Yıldırım, Özdağ’ın parti içi itiraz ve başvuru yollarını tüketmediği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu reddetti.
Kongre öncesi it dalaşı kızışıyor
MHP Kongresi’ne doğru Ümit Özdağ’ın adaylığını açıklaması MHP Genel Merkezi’ni öfkelendirmişti. Devlet Bahçeli ekibi MHP’de “Lider-teşkilat-doktrin tartışılamaz” diyerek Özdağ’ın adaylığını gayrimeşru ilan ediyor. Özdağ ekibi tek adam sultasının 12 Eylül öncesi savaş koşullarında geçerli olduğunu ileri sürüyor. Taraflar “Kongrede kan dökülecek” diyorlar
Önümüzdeki aylarda yapılacak MHP Kongresi’ne doğru Ümit Özdağ’ın adaylığını açıklaması MHP Genel Merkezi’ni öfkelendirdi. Devlet Bahçeli ve ekibi MHP’deki “Lider-teşkilat-doktrin” tartışılmaz ilkesini gerekçe göstererek Özdağ’ın adaylığını gayrimeşru ilan ediyor. Özdağ ve ekibi ise tek adam sultasının 12 Eylül öncesi savaş koşullarında geçerli olduğunu iddia ederek adaylıkta kararlı olduğunu dile getiriyor. Devlet Bahçeli ekibi Özdağ’ın parti üyeliğini düşürmekten, toplantılarını basmaya kadar çeşitli yöntemlerle yıldırma politikası yürütüyor. Giderek sertleşen süreçte taraflar kongrede kan döküleceğini dile getirmeye, bunu gazetelerinde dahi yazmaya başladılar.
Bu it dalaşının ideolojik maskeleri çok yeni değil. Muhalefetteki Özdağ ekibi Bahçeli’yi özellikle sokak etkinliklerinde pasiflikle suçluyor ve kendilerinin MHP’ye “11 Eylül 1980 ruhunu” geri getireceğini söylüyor. Özdağ kanadına ait Yeniçağ gazetesindeki çeşitli yazılarda MHP’nin AB sürecinde kararsız tavır takındığı, AB’ye net bir şekilde hayır denmesi gerektiği söyleniyor. Ancak gazete Avrupa ile ticari ilişkilerin sürmesi gerektiğini söyleyerek bir tür “İmtiyazlı ortaklık” öneriyor. Yani Özdağ ekibi Türkiye’nin AB emperyalizminin ekonomik anlamda çevre ülkesi olmasından değil, ekonomik bağımlılaşma süreciyle gelen kimi yasal düzenlemelerden (idamın kalkması, kültürel haklar vs…) rahatsız. Özdağ ABD ile “stratejik ortaklık” anlaşmasını rafa kaldıracaklarını ama bu ülkeyle NATO çerçevesinde ilişki kuracaklarını söylüyor. Özdağ, fiilen zaten işlemeyen bir anlaşmayı feshedeceklerini söyleyip sahte kabadayılık yapıyor. Özdağ ve ekibinin bir diğer iddiası da IMF ile ilişkileri bitirecekleri. Emperyalistlerin ve sermayenin de IMF’nin geleceğini sorgulamaya hatta misyonunun bittiğini söylemeye başladıkları, Dünya Bankası’nın ipleri eline almaya başladığı bir süreçte Özdağ yeldeğirmeniyle savaşarak anti-emperyalist maskesi takıyor. Özdağ MHP’nin seçim sloganı olarak “Yıkılsın düzen, yaşasın devlet”i önererek yeni sömürge faşizminin yenilenmesi projesini öne çıkarıyor.
Bahçeli ve ekibi ise Özdağ’ın ABD ve İsrail ile yakın ilişkilerini, Yahudi lobisinin düzenlediği konferanslardaki katkılarını, kimi emperyalist düşünce kuruluşlarından aldığı paraları, Ülker grubu ile ekonomik ilişkisini deşifre ederek anti-emperyalist maskeyi indiriyor. Bahçeli MHP’nin çizgisinde herhangi bir değişiklik vaat etmezken, büyük laflar etmeyerek “uslu bir piyon” olacaklarının sinyalini veriyor. Tabanı “ikna” etmek için ise olmadık saçmalıkta yöntemler kullanıyor. Ortadoğu gazetesinde çıkan bir yazıda Türklerin Anadolu’da bulunuşunun ilahi bir misyonu yerine getirmek için olduğu, bu yüzden Türklerin liderinin (MHP Genel Başkanı’nı kastediyor) delegeler tarafından değil, kainatın gerçek sahibi Cenab-ı Hak tarafından seçildiği iddia ediliyor.
Yani bir tarafta kendini Mesih ilan eden Genel Merkez, diğer tarafta İsrail ve ABD ile sıkı fıkı, savaş çığlıkları atan Özdağ… Bu it dalaşı ilginç gelişmelere gebe gibi görünüyor.
Kongre telaşı faşist saldırıları öne aldı
MHP’deki it dalaşı kızıştıkça, her yıl Aralık ayında gerçekleşmesine alışık olduğumuz üniversitelere yönelik faşist saldırılar bu sene Kasım’da başladı. MHP’deki kapışmanın her iki tarafı da ilerici, demokrat, devrimci gençlere saldırarak rüştünü ispat etmeye çalışıyor.
İlk olarak Gazi Üniversitesi’nin önünde gerçekleşen silahlı saldırının ardından 9 Kasım günü iki saldırı daha gerçekleşti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Öğrenci Kolektifi üyesi bir öğrenci faşistlerce saldırıya uğradı. Öğrenciye arkadan saldıran çete üyeleri etraftakilerin ve saldırıya uğrayan öğrencinin müdahalesi sonucu olay yerinden uzaklaştı. Ancak daha sonra bu öğrenciyi Hyundai marka bir otomobille kaçırma girişiminde bulunan faşist çete, öğrencinin direnişi ve ÖGB’lerin olay yerine gelmeleri üzerine olay yerinden uzaklaştı. KTÜ’deki saldırı 10 Kasım’da gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi. Aynı gün faşistler bu kez öğrencilere silah çektiler ancak öğrencilerin kararlı duruşu sonucu dayak yediler.
İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampusu Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İTÜ Öğrenci Kolektifi ve Öğrenci Muhalefeti’nin açtığı masalara da ülkücü çeteler saldırdı 9 Kasım günü üniversitenin öğrencisi olmadığı söylenen 5 kişilik faşist grup, önce öğrencilerin üniversitelerin piyasalaşmasıyla ilgili afiş ve broşürlerinin bulunduğu masaları dağıttı. Ardından orada bulunan iki öğrenciye satırlarla saldıran faşistler Öğrenci Kolektifi ve Öğrenci Muhalefetinden iki öğrencinin kararlı duruşları ve diğer öğrencilerin tepkileri üzerine kaçmaya çalıştılar. Satırlarla yapılan hain saldırıya karşı okullarını gerektiği gibi savunan ve faşistlere karşı 2 kişi olmalarına rağmen karşılık vererek kovalayan öğrencilere diğer öğrenciler de destek verdiler. Öğrencisi olmadıkları üniversitenin içersine ellerini kollarını sallayarak giren ülkücüler, yoğun güvenlik önlemlerine rağmen ilginçtir aynı şekilde rahatlıkla çıktılar. Olayın ardından öğrenciler saldırıyla ilgili konuşmalar yaptılar.