Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu gün (16.11.2006 günü) resmi web sitesinde yayımlayarak kamuoyuna duyurduğu 24.10.2006 tarihli kararı ile Türkiye Devletini, cezaevinde hastalanan ve gerekli tıbbi yardım kendisine sunulmayan bir siyasi mahkumun ölümünden sorumlu tutarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “yaşam hakkını” düzenleyen 2 nci maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, ayrıca şikayetçiler lehine 15000 […]
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu gün (16.11.2006 günü) resmi web sitesinde yayımlayarak kamuoyuna duyurduğu 24.10.2006 tarihli kararı ile Türkiye Devletini, cezaevinde hastalanan ve gerekli tıbbi yardım kendisine sunulmayan bir siyasi mahkumun ölümünden sorumlu tutarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “yaşam hakkını” düzenleyen 2 nci maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, ayrıca şikayetçiler lehine 15000 Euro tazminata da hükmetti. Karar, Türk yargıcın karşı oyuyla, oy çokluğu ile alındı.
Siyasi hükümlü Engin Huylu, Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunduğu 1998 yılı sonunda rahatsızlanmış, ancak cezaevi yönetimi ve cezaevi kolluğunun insan haklarına aykırı, ayrımcı, önyargılı ve ihmalkar tutumundan kaynaklı gerekli tıbbi yardım ve tedaviyi görmemesi nedeniyle 6 Şubat 1999 günü yaşamını yitirmişti. 1978 doğumlu olan Engin Huylu, yaşamını yitirdiğinde henüz 21 yaşındaydı.
Olayla ilgili cezaevi yöneticileri hakkında Çankırı Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, af yasası nedeniyle her hangi bir mahkumiyet olmaksızın ertelenmişti. Bunun üzerine Engin Huylu’nun babası Binali Huylu, yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.
AİHM anılan kararında ayrıca, bu ölüm olayı sonrası Türkiye’de adil ve etkili bir soruşturma sürecinin de gerçekleştirilmediğini dile getirdi.
Engin Huylu olayı, 1999 yılında ülke gündeminde geniş biçimde yer almış, cezaevlerinde bulunan hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavi süreçlerinde yaşanan bildik sorunların geniş ölçüde tartışılmasına vesile olmuştu.
Engin Huylu olayında, aylarca süren sağlık şikayetleri, tam donanımlı bir hastaneye sevk edilmesi yolundaki talepler; gerek Engin Huylu ve mahkum arkadaşları, gerekse ailesi tarafından defalarca cezaevi yönetimine iletildiği halde; kabul görmemiş, gereken teşhis ve tedavi süreci hiç başlatılmamıştı. Öte yandan yerel hastaneye yapılan sevklerde jandarmanın onur kırıcı tutum ve davranışlar bulunması da, yeterli bir teşhis ve tedavi sürecini engellemişti.
Engin Huylu’nun sağlık durumu, 5 Şubat 2006 günü ağırlaşmış, Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki siyasi tutuklu ve hükümlülerin fiili çabası sonucu nihayet Ankara’da tam teşekküllü bir hastaneye sevki sağlanmış, ancak bu sevk işlemi, cezaevinde çalışır durumda bir ambulans bulunduğu halde, Engin Huylu’nun “siyasi mahkum” olmasına dayanan sözde “güvenlik” gerekçesi ile zırhlı bir ring aracıyla yapılmıştı.
Sonuçta 6 Şubat 1999 günü sabah saatlerinde, yorucu ve gecikmiş bir yolculuk sonucu koma durumunda Ankara Numune Hastanesi’ne getirilen Engin Huylu, bütün müdahalelere rağmen ring aracında indirildikten birkaç dakika sonra yaşamını yitirmişti.
Haber:www.halkevleri.org.tr