Hükümetin Avrupa Sosyal Şartı’na çekince koymasına karşı çıkan Türk-İş, sendikal yasalardaki ILO hükümlerine aykırı kısıtlamaların kaldırılmaması için bin dereden su getiriyor Emek Platformu 25 Eylül’de Meclis önünde bir açıklama yaparak, hükümetin Avrupa Sosyal Şartı’nı çekincesiz kabul etmesini istedi. Türk-İş’in de katıldığı açıklamada, AKP’nin sözleşmenin “adil ücret”, “örgütlenme özgürlüğü” ve “toplu pazarlık hakkı”na ilişkin maddelerine koyduğu […]
Hükümetin Avrupa Sosyal Şartı’na çekince koymasına karşı çıkan Türk-İş, sendikal yasalardaki ILO hükümlerine aykırı kısıtlamaların kaldırılmaması için bin dereden su getiriyor
Emek Platformu 25 Eylül’de Meclis önünde bir açıklama yaparak, hükümetin Avrupa Sosyal Şartı’nı çekincesiz kabul etmesini istedi. Türk-İş’in de katıldığı açıklamada, AKP’nin sözleşmenin “adil ücret”, “örgütlenme özgürlüğü” ve “toplu pazarlık hakkı”na ilişkin maddelerine koyduğu çekincelere karşı çıkıldı. KESK Genel Başkanı İ. Hakkı Tombul’un yaptığı açıklamada, “Özgürce örgütlenme, toplu pazarlık, grev ve adil ücret hakkımızı istiyoruz. Çekinceler kaldırılıncaya dek mücadele edeceğiz” denildi.
Hükümet, Sosyal Şart’ın sendikal örgütlenme, grev ve toplu sözleşme haklarını düzenleyen 5. ve 6. maddesine ilişkin çekincesinde şunları söylüyordu: “Ülkemiz sosyo-ekonomik şartları gözönünde bulundurulmuş, bu maddeler (5 ve 6) üzerinde konulmuş olan çekincelerin geçerliliğini koruduğu kanaatine varılmıştır.”
AKP’nin bu çekincesine sözde karşı çıkan Türk-İş, sendikal yasakların gevşetilmesinin önündeki en büyük engel olmayı sürdürüyor. AB’ne uyum süreci vesilesiyle yeniden gündeme gelen Sendikalar, Grev ve Toplu Sözleşme Yasalarının değiştirilmesi yine Türk-İş engeliyle karşılaştı. Geçen hafta toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun ardından, örgütlenme, grev ve toplu sözleşme hakkını kullanılmaz hale getiren düzenlemelerin yerinde kalmasını hatta güçlendirilmesini öngören görüşler savunuldu.
İşkolu barajının tamamen kaldırılmasının “asla tartışma konusu yapılmayacağı” bildirilen açıklamada, bu barajın işkollarının sayısının azaltılmasına bağlı olarak tartışma konusu edilebileceği belirtildi. Halen 28 olan işkolu sayısının 18’e düşürülmesi halinde Türk-İş’in halihazırdaki yetkileri tartışma konusu olacak ve “şişirilmiş” üye sayıları da bu barajı aşmaya yetmeyecek.
Türk-İş, “esnek çalışma” yani işletme içi taşeronlaştırmalar ve genişleyen kapsamdışı personel uygulaması nedeniyle işyeri barajının artık aşılamaz hale geldiğini belirterek, şu an %50+1 olan bu barajın %33’e düşürülmesini istedi.
Türk-İş sendika üyeliği ve istifasında uygulanan “noter şartı”nın kaldırılmasına da dolaylı olarak karşı çıktı. Noter şartının kaldırılması halinde “kıymetli evrak niteliğinde belli formatta ve seri numaralı olarak bastırılan formların sendikalara zimmetle teslim edilmesi ve işçinin parmak izinin alınması” istendi.
Bilindiği gibi ILO sözleşmelerine aykırılığı defalarca ilan edilen 12 Eylül damgalı sendikal yasaklar Türk-İş’in yaptığı engellemelerin de etkisiyle yıllardır değiştirilemiyor. Bu yasaların yardımıyla sendikaların üye sayıları 2.5 milyondan 700 bine kadar düşürüldü.
Kaynak: Halkın Sesi Gazetesi 13. Sayısı
halkinsesigazetesi.net