Başkan Bush ve onun neocon silahşörleri arka arkaya iki savaşı ve Amerika’nın ekonomik geleceğini kaybettiler. Geçtiğimiz Cuma yayınlanan ücretli işler raporu Bush’un umutsuz sicilinin bir devamıydı. Eylül ayı boyunca yalnızca 59 bin yeni özel sektör işi yaratıldı. Bu, nüfus artış hızının gerektirdiği rakamın yaklaşık 90 bin altındaydı. ABD ekonomisinin 21. yüzyıl boyunca yarattığı tüm işler […]
Başkan Bush ve onun neocon silahşörleri arka arkaya iki savaşı ve Amerika’nın ekonomik geleceğini kaybettiler.
Geçtiğimiz Cuma yayınlanan ücretli işler raporu Bush’un umutsuz sicilinin bir devamıydı. Eylül ayı boyunca yalnızca 59 bin yeni özel sektör işi yaratıldı. Bu, nüfus artış hızının gerektirdiği rakamın yaklaşık 90 bin altındaydı. ABD ekonomisinin 21. yüzyıl boyunca yarattığı tüm işler gibi, Eylül ayındaki işler de ülke içi hizmet sektöründeydi.
Garsonlar ve barmenler yeni işlerin dörtte birini oluşturdu. Geri kalanlar da sağlık ve sosyal hizmetler, toptan ticaret ve nakliyat, finansal faaliyetler ve muhasebe hizmetlerindeydi.
ABD imalat sanayi, bunlardan başka 19 bin iş kaybetti. ABD, Bush yönetime geldiğinden beri 3 milyon imalat sanayi işi yitirdi.
Washington’daki MBG Enformasyon Hizmetleri şirketinden Charles McMillion, ekonomideki mevcut “canlanma” dönemi boyunca toplam mesai saatindeki büyümenin, bütün geçmiş canlanma dönemlerindeki oranların ortalamasının yarısından az olduğunu ve en kötü performansın kaydedildiğini belirtiyor. Offshore uygulamalarından dolayı, canlanmanın başladığı Kasım 2001’den beri üretim yapılan mesai saatleri % 6.6 azaldı.
ABD ekonomisinin ithalat ve ihracatta rekabetçi sektörlerde yüksek verimlilik ve yüksek ücretli işler yaratmasının üzerinden yıllar geçti. ABD’nin sanayi ticaret açığı şimdi petrol ithalatı faturasının iki katı büyüklüğünde. Yıllar boyu oluşan açık Amerika’nın ödemeler dengesindeki alacaklı statüsünü ortadan kaldırdı. Bu ayın başında Wall Street Journal, 90 yıldır ilk defa ABD’nin yurtdışındaki yatırımlarda elde ettiğinden oldukça fazla bir miktarı alacaklılara ödediğini bildirdi.
Offshore uygulaması ve yabancılar için çalışma izinleri, Amerikan vatandaşları için Amerika’yı fırsatlar toplumu yapan merdivenleri yerinden söküp atıyor. 21. yüzyılda, orta sınıf ailelerin gelirleri yerinde durur veya düşerken, gerçek gelirlerdeki büyüme en üstteki az sayıda kişiyle sınırlı kalmakta. CEO ödemelerini üç aylık bilançolara bağlayan ebleh Amerikan sisteminin bir sonucu olarak, şiş göbek zenginler emek arbitrajından faydalanarak ve Amerikan işçisinin yerine yabancıları koyarak daha da zenginleşiyor.
Mevcut canlanma tüketici ve kamu borcunun genişlemesine dayanıyor. Merkez Bankası (FED) tarafından yapay olarak düşük tutulan faiz oranları, Amerikalıları evlerini yeniden ipoteklendirmeleri ve öz kaynaklarını harcamaları için teşvik eden emlak balonunu körüklüyor.
“Canlanma”nın bir diğer kaynağı da menkul değerlere dönüştürülen ve yatırımcılara satılan kredi kartları borçları. Kredi kartı şirketleri, yüksek faiz oranlarını yüksek temerrüt faizleriyle tazmin ettiklerini varsayıyor ve bu yüzden yeni kart düzenlenen insanlar zaten boğazlarına kadar kredi kartı borçlarına batmış oluyorlar. Bu borçlar kimsenin anlamadığı yollarla ikinci piyasalara bağlanıyor.
Birçok evin yeniden ipoteklenmesinde, bugünlerde hane halkının aylık ödemelerini yükselten dalgalı faiz hadlerine göre ayarlanmış ipotekler uygulanıyor. Bu yükselen ödemeler zorlanan bütçeleri vurduğu sırada, ABD’li işverenler üretimi yurtdışına taşıyarak ve daha fazla yabancıya çalışma izni vererek maliyetleri düşürmek için daha fazla Amerikalıyı işten çıkarmayı planlıyor.
Bu sırada şirket iflasları ve diğer hileli manevralar daha fazla Amerikalıyı emeklilik maaşı ve sağlık hizmeti güvencesinden yoksun bırakmakta. Artan sayılarda sağlık güvencesi olmayan Amerikalı hastanelerin acil servislerine dönecek ve daha fazla hastaneyi ve sosyal yardımlaşma kuruluşlarını iflasa sürüklemede yasadışı göçmenlere katılacak.
Bu sıralarda, Bush ve onun neocon simsarları Irak’taki hukuksuz ve ahlakdışı savaşta 333 milyar dolarlık parasal maliyeti ve örneğin gazilerin bakımında kullanılacak birkaç yüz milyar dolarlık gelecekteki maliyetleri heba ederken, savaş Amerika’nın dünyadaki itibarını yerle bir etti ve Bush tarafından tehdit edilen ülkelerin nükleer silahlara yönelmesine yol açtı.
Başkan Bush’un, hükümetinin ve Cumhuriyetçi Parti’nin tek derdi savaş, çünkü savaş onların askeri-sanayi kompleksindeki dostlarını ve bağışçılarını zengin ediyor. Varolan teröristlerin %99.9’unu yaratan Bush’un Irak ve Afganistan’daki savaşlarıdır.
Ordusu evleri, hastaneleri, okulları, düğünler, sivil altyapı tesislerini bombalayan, tutsaklara işkence yapan ve onları iğfal eden, 14 yaşındaki kızlara tecavüz edip onları öldüren bir hükümet, çok sayıda “terörist” üreten bir hükümettir. Bu sözüm ona teröristler, ülkelerini işgal eden, evlerini yıkan, akrabalarını öldüren ve onlara kötü muamelede bulunan barbarlara karşı intikam peşinde olan öfkeli insanlardır.
Eğer Bush ve onun neo-con Nazileri, İran’a ve Kuzey Kore’ye saldırı planlarını başarırlarsa, Cumhuriyetçilerin hakkında yüksekten atıp tutacağı çok daha fazla “terörist” olacak. Dünya hegemonyası için Bush’un hareket biçimi, küresel istikrarsızlığın ve yeni bir silahlanma yarışının kaynağıdır.
Bush’un illegal ve ahlakdışı savaşı dış borçlanmayla finanse edilmektedir. Amerika’nın barbarca savaşının altyapısını oluşturan ülkelerin üzerine yüksek düzeyde bir baskı gelecek ve borç veren yabancılar finansmanı kesmeye zorlanacaktır. Er ya da geç bu olacaktır. Dolarlar gittiğinde Amerikan reel gelirleri düşecektir.
Ancak bu sırada Amerikalılar dünyanın tadı tuzu olduklarını düşünmekte, neoconlar “Yarın Bana Aittir” şarkısını söylemekteler.
[Counterpunch’tan Sendika.Org tarafından çevrilmiştir]