Sınav karşıtı avukatlar 23 Aralık 2006’da yapılacak olan avukatlık sınavına karşı diğer stajyer, öğrenci ve avukatları mücadeleye çağırıyorlar. Haberleşme aracı olarak [email protected] adresini kullanan sınav karşıtı avukatların çağır metni şöyle: AVUKATLIK SINAVINA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTELİM Avukatlığa dair sınav uygulamasının ilk kanunlaştığı 2001 yılında stajyerler, öğrenciler ve avukatlar tarafından sınav karşıtı bir kampanya başlatılmıştı. Verilen ilk […]
Sınav karşıtı avukatlar 23 Aralık 2006’da yapılacak olan avukatlık sınavına karşı diğer stajyer, öğrenci ve avukatları mücadeleye çağırıyorlar. Haberleşme aracı olarak [email protected] adresini kullanan sınav karşıtı avukatların çağır metni şöyle:
AVUKATLIK SINAVINA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTELİM
Avukatlığa dair sınav uygulamasının ilk kanunlaştığı 2001 yılında stajyerler, öğrenciler ve avukatlar tarafından sınav karşıtı bir kampanya başlatılmıştı. Verilen ilk mücadele ile sınav dört yıl boyunca ertelenmiş, kısmi de olsa bir kazanım elde edilmişti. Ancak 23 Aralık 2006’da avukatlık sınavının yapılacağı, TBB [Türkiye Barolar Birliği] tarafından ilan edildi. Bizler, sınava girecek ilk dönem mağdurları olarak mücadeleye kalınan yerden devam ediyoruz.
Avukatlık sınavının gerekçesi olarak “kaliteyi yükseltmek” ve “daha iyi bir hukuk nosyonu kazandırmak” gibi yaldızlı ifadeler kullanılsa da, işin aslı bizce öyle değil. Üniversitelerdeki eğitimin hali meydandayken, mesleki “kalite”yi yükseltmenin yolu olarak avukatlık sınavının görülmesi, gerçekçi bir yaklaşım olamaz. Bu sınav, eğitimde ve hukuksal alanın kendisinde, piyasa mantığının egemen kılınmasının araçlarından biridir. Sağlık ve eğitim alanlarında piyasalaştırma uygulamaları tam gaz devam ederken; adalet hizmetinin ve de avukatlık mesleğinin bundan nasibini almayacağını düşünmek, ancak iyimserlik olur.
Yaptığımız tartışmalarda sınavın, avukatlık mesleğini yargının unsurlarından biri olan bağımsız savunma anlayışından uzaklaştırarak, avukatlık piyasasına dönüştüreceğini, kurulacak şirketlerle tekelleşmelere neden olacağını ve avukatlar arası bir hiyerarşi oluşturacağını belirttik. Serbest meslek olmakla birlikte, bir kamu hizmeti olarak tanımlanan avukatlık anlayışının yerini, tam anlamıyla rekabetçi bir anlayışın alacağını söylemenin yanı sıra, bu sınavın yeni bir pazar oluşturacağından da söz ettik. Bu yeni pazar alanının ise avukatlık sınavına hazırlık dershaneleri olacağını söyledik. Bunun somut uygulamalarını da görmeye başladık. Dokuz Eylül Üniversitesi, 975 YTL karşılığında öğretim görevlileri tarafından verilecek bir hazırlık kursu ilanı yayınladı. Biz “sınava hazırlık dershaneleri” demiştik; ama yanılmışız. Devlet üniversiteleri de bu piyasaya girmek için iddialıymış anlaşılan.
Sınav uygulamasıyla vasıfsız elemanlara dönüştürülmek istenen hukuk mezunları şimdi soruyor:
1. 6 ayda bir yapılacak olan avukatlık sınavında sınavı kazanamayan veya stajı bittiği halde sınava girmek için uzun süre beklemesi gereken “avukat adayının” statüsü ne olacaktır? Sınava giriş “hakkının” 6 kez ile sınırlanması ve bu hakların stajın bitiminden itibaren 4 yıl içinde kullanılmak zorunda olması nedendir?
2. Hukuki bilgimiz fakültede zaten defalarca değerlendirilmiş, mezun olmaya yeterli bulunmuş iken bu sınavla ölçülecek olan farklı bir şey midir?
3. Hukuk bilgisini olaylara uygulayabilme yeterliliğinin test tekniğiyle “değerlendirilmesi” mümkün müdür? ÖSYM’nin optik okuyucusu bu bilgiyi ölçer mi?
Biz sorduk, yine biz cevaplayalım:
• Sınavı kazanamayan “avukat adayları”nın statüsü, vasıfsız hukuk işçiliği olacaktır.
• Yıllarca okuyup yüzlerce sınavdan geçtikten sonra 101. sınavla “kalitenin” artacağına ancak kuşlar inanır. Meslekte nitelik artışını, stajyer avukatların içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal mağduriyete çözüm aramaksızın, yapılacak bir sınavla getirmeye çalışmak, kolaycı ve fantastik bir tavırdır.
• Hukuk sosyal bir bilimdir ve hukuki sorun, soyut kuralı somut olaya uygulayarak çözülür. Hukuk bilgisinin ve bilgiyi olaylara uygulayabilme yeterliliğinin ise test tekniği ile “değerlendirilmesi” mümkün değildir. Aksine test tekniği, hazır kalıpçı ve ezberci anlayışın ürünü olarak, avukatları tektipleştirmenin aracıdır.
• Avukat, mesleki bilgisini ve deneyimini toplumun faydasına sunan; hukukun ve toplumun gelişimine hukuk uygulayıcısı olarak katkıda bulunan kişidir. Hukukçunun ne kadar iyi avukat olacağı ÖSYM ve TBB tarafından ölçülebilir bir olgu değildir.
Bizler, mesleğe yeni atılan stajyerler, genç avukatlar ve öğrenciler olarak, avukatlık sınavının, zaten birçok sorunu bulunan avukatlık mesleğine bir çözüm getirmeyeceğini düşünüyoruz. Bizim gibi düşünen herkesi mücadelemize ortak olmaya çağırıyoruz.
SINAVA KARŞI HUKUKÇULAR İNİSİYATİFİ