Ordu; fındık ve kapitafizı MURAT CEMAL YALÇINTAN* Son yılların belki de en önemli sınıf hareketlerinden biri Ordu’da yaşandı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve meslek odaları ile sivil toplum kuruluşlarınca fındık üreticilerinin sorunlarına dikkat çekmek üzere bir miting düzenlendi. Yaklaşık 100.000 üretici miting için Ordu Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı, hükümeti ve Fiskobir-lik’i protesto etmekle yetinmedi, miting sonrasında […]
Ordu; fındık ve kapitafizı
MURAT CEMAL YALÇINTAN*
Son yılların belki de en önemli sınıf hareketlerinden biri Ordu’da yaşandı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve meslek odaları ile sivil toplum kuruluşlarınca fındık üreticilerinin sorunlarına dikkat çekmek üzere bir miting düzenlendi. Yaklaşık 100.000 üretici miting için Ordu Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı, hükümeti ve Fiskobir-lik’i protesto etmekle yetinmedi, miting sonrasında sahili terk etmedi ve uzun soluklu bir toplumsal eyleme girişti. Amaç mağduriyeti duyurmak ve siyasal baskı oluşturarak yok etmekti.
Üreticiler, Ordu’yu diğer sahil kentlerine, Karadeniz kentlerini de birbirine bağlayan sahil yolunu yaptıkları oturma eylemiyle 9 saat boyunca trafiğe kapattı. Eylem nedeniyle karayolunun her iki yönünde de onlarca kilometrelik araç konvoyu oluştu. Bunun üzerine polis biber gazı ve tazyikli su ile hakkını arayan ama bu hak arama eylemini kapitalizmin işlemesi için kullanımda olması gereken bir yolu kapatarak, dolayısıyla kapitalizmi sekteye uğratarak yapan eylemcileri dağıtmak üzere harekete geçti! Göstericiler de polise taş ve sopalarla karşılık verdi. 40 kişi gözaltına alındı, 30 kişi yaralandı. İlgi çekici bir yaralanma hadisesi, trafik durduğu için işi aksayan bir TIR şoförünün eylemcilerden birini televizyon kameralarının gözü önünde kalçasından defalarca bıçaklamasıydı!
ORDU KENT İKTİSADI
Ordu ilinde istihdam edilen nüfusun yüzde 73’ü tarım sektöründe çalışıyor. İlin gayri safi milli hasılasının (GSYİH) ise yalnızca yüzde 35’ini tarım oluşturuyor. Yani sektörde yaratılan katma değer, sanayi ve hizmetlere göre çok düşük. Türkiye’de kişi başına düşen gelir 2146 dolarken, Ordu’da bu rakamın yaklaşık yarısı kazanılabiliyor: 1064 dolar. Tarımda yaratılan katma değerin toplam katma değer içindeki payı Türkiye ortalaması olan yüzde 14’le birlikte düşünülünce, Ordu’nun bütün verimsizliğine karşın tarıma bağımlı bir iktisadi yapı sergilediği açıkça görülüyor.
Bu verimsiz tarım ekonomisi nedeniyle sanayileşmesi ya da tarımdan uzaklaşması beklenen Ordu’da belirgin bir sektörel dönüşüm süreci de yaşanmıyor: 20 yıl önce tarım sektöründe istihdam edilenlerin oranı yüzde 83. Yani, 20 senede Ordu ilinin sınırları içerisinde yaşayan nüfusa açabildiği tarım dışı yeni iş alanları çok sınırlı. Yani, bu yeni iş alanlarını yaratacak yatırımlar yapılmamış! Neden? Çünkü Ordu özel sektör için çok kârlı bir coğrafya değil; üretim maliyetlerinin çok yüksek olduğu söyleniyor ve kamu sektörü küresel çağın gereklerine uyarak elini yatırımlardan çekmiş; dahası eski yatırımlarını da elinden çıkarmayı tercih etmiş! Sanayinin istihdam edilen nüfus içindeki oranının 1980’den 2000’e yüzde 3,7’den yalnızca yüzde 4,2’ye çıkmış olması, yatırımsızlık halinin en önemli göstergesi. Sanayide 1990-2000 döneminde gözlenen yüzde 1,3’lük küçülme de kayda değer. Tabii hizmetler sektörü de yeterince gelişemiyor böyle bir hal içerisinde. Diğer yandan Ordu’da sektörlere göre GSYİH’nın büyüme hızı yıllar itibariyle incelendiğinde tarımdaki dalgalanma dikkat çekici. Büyüme rakamlarının, ertesi sene ciddi küçülme rakamları ile perçinlendiği ve tarım sektörü çalışanlarının hiçbir şekilde istikrarlı bir gelire ulaşamadıkları net bir şekilde görülüyor. Bunda fındık alım fiyadarının siyasal iktidarlarca nabza göre belirleniyor olması etkili: Bir sene memnun edilen üreticinin ertesi sene mağdur edilmesi gelenek halini almış.
ORDU: FINDIĞIN ANAKARASI…
Dünya fındık üretimi 700 bin ton civarında ve bu üretimin yüzde 70-80’i Türkiye’de yapılıyor. Türkiye’de fındık üretimi, çoğunlukla Karadeniz ikliminin hâkim olduğu yörelerde yapılabiliyor. Ordu ili, fındık üretim alanları ve fındık üretim miktarı açısından Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. Son yıllar dikkate alındığında Ordu’nun Türkiye fındık üretimindeki payı yüzde 25-35 arasında değişiyor. İlin engebeli arazi yapısının da etkisiyle tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 5 5’inde fındık üretiliyor. Ordu’da 1974’te 133.000 hektar olan fındık dikim alanı 2001 yılında neredeyse iki katına kadar çıkmış durumda. Dahası, il sınırları içerisindeki sanayi de fındığa dayalı olarak gelişmiş, Türkiye’de fındık kırma fabrikası sayısı ve kapasitesi açısından da ilk sırada yer alıyor.
FINDIK TÜKETİMİ
Dünyada en fazla fındık tüketimi Avrupa ülkelerinde yapılıyor. Fındığın yüzde go’ı gıda sanayinde (özellikle çikolata ve şekerleme) kullanılırken, yüzde 10’u doğrudan kuruyemiş olarak tüketiliyor. Türkiye’de fındığın gerek üretimi gerekse ihracatı çok önemli miktarlarda olmasına karşın iç tüketim oldukça az. AB üyesi ülkelerde kişi başına yıllık fındık tüketimi 3-4 kg iken, Türkiye’de yıllık tüketim 1 kg’ın altında. Dolayısıyla Türkiye’de üretilen fındığın yalnızca yüzde ıo-n’lik kısmı iç pazarda tüketilebiliyor. Fındık tüketiminin az olmasında ikame ürünlerin fazla olması önemli bir etken.
Fındık üreticilerinin ürünleri, tüccarlar, fındık kırma fabrikaları, entegre fındık işleme tesisleri ve Fiskobirlik tarafından alınıyor. Ordu’nun her ilçesinde Fiskobirliğe ait fındık tarım satış kooperatifleri var. Fiskobirlik 50 kooperatiften oluşan bir üst birlik kimliğinde. Yönetimi üç yılda bir yapılan seçimlerle belirleniyor. Alımlar esnasında fındık randımanı ölçülüyor ve randımana göre fiyat belirleniyor. Daha sonra fiyat devletin belirlediği alım fiyatlarına da bağlı olarak piyasa koşullarında yeniden şekilleniyor ve yaratılan artı değer üreticiye üretimine göre dağıtılıyor.
İsyanın kopma noktası da, son aşamada piyasada belirlenen fiyatın bu yıl Başbakan Erdoğan’ın talihsiz bir açıklaması sonrasında çok düşük seviyelerde kalmış olması. Başbakan’m fındık üreticisinin karşısına geçmesinin nedeninin de son iki seçim döneminde AKP’nin Fiskobirlik yönetimini ele geçirememesi ve önemli bir fındık ithalatçısı olduğu bilinen Başbakanlık Danışmanı Cüneyd Zapsu’nun yönlendirmeleri olduğu iddia ediliyor.
FINDIK ÖZELLEŞTİKÇE ORDU KÜÇÜLECEK
Ordu kent iktisadi yapısı içerisinde genel olarak tarım sektörünün ve özelinde fındığın ağırlığı ortada. Bir kentin tarımsal üretim yaparak içinde bulunulan serbest piyasa düzeninde refaha kavuşamayacağı da açık. IMF’nin ve AB’nin baskıları ile T.C. hükümetlerinin popülist politikalardan kısmen çekilmeleri bu iktisadi yapının modern kapitalizm ile yan yana gelmezliğini yansıtıyor. Sektörün tamamen özelleşmesini ve fındık piyasasının özel sektör tarafından belirlenmesini istiyorlar. Bu özelleştirmenin gerçekleşmesi halinde fındıktan kar eden artık üretici değil söz konusu özel sektör temsilcileri olacak; Fiskobirlik devre dışı kalacak! Dahası, azalan kârlılık oranı düşecek, işgücü fiyatlarıyla Ordu kentini kapitalizmin beklediği tarz bir sanayi ve hizmet kenti olma yoluna taşıyacak. Ürün çeşitliliği sağlanacak ve azalan üretim oranlarıyla Ordu fındıktaki pazarlık gücünü kaybedecek! Ucuz işgücü yatırım çekmeye yetmezse, Ordu ili hem demografik hem de iktisadi olarak küçülecek. Fındık üretmek dışında iş bilgisi olmayan çok sayıda çiftçi geçiş mekanizmaları olarak yeni iş olanakları ve iş eğitimi sunulmadığından işsiz ve aç kalacak. Fındık üretimini ikinci iş olarak yapan aileler yoksullaşacak. Yoksullaşan halk Ordu’yu terk etmek durumunda kalacak. Bu kadarı Ordu’da yapılan eylemin gerekçelerini açıklamaya yeter!
EYLEMİN ARDINDAN
Üret
ici, fiyattan kaynaklanan avantajını bırakma niyetinde olmadığını gösterdi. Artık siyasi manevraların yaşanacağı bir sürece gebe Ordu’da fındık fiyatları ve eğer yaygın medya izin verir ve “sizi sırtımızda taşımak zorunda değiliz” şeklinde aksi yönde kamuoyu oluşturmazsa, AKP popülist davranmak zorunda kalacak ve Ordu fındık üreticileri bu eylemin sonunda kârlı çıkacak. Çiftçi kazanacak ve Ordu yoksullaşmayacak ama devlet ‘devlet’ olmadığından, insana yönelik politikalarla sektörel geçiş süreçleri geliştirilemeyecek ve gelir ortalaması Türkiye’nin yarı düzeyinde kalmaya devam edecek!
Çağın soldaki çıkmazı budur: Daha kötüye gitme korkusuyla içinde bulunulan “iyi olmayan”ın sermayeye ve devlete karşı korunma güdüsü… Kapitalizmin yıkıcı rüzgârının altında kalmamak için yine bizzat kapitalizm tarafından yaratılan statükonun koruyucu şemsiyesine sığınmaktan başka çıkar yol bulunulamaması ya da kapitalizmin Icuyru-ğuna takılan tenekelerden biri haline gelme zorunluluğu! Hiç gündeme gelmeyen alternatifler için doğrudan halka inmek gerek ve sol, halka dokun-mayalı çok oldu bu coğrafyada…
Not 1: Ordu’da kapitalizmin yıkıcı rüzgarı bir süreliğim kışkırtılmış olabilir ama, kapitalizm, kuyruğunda daha çok teneke ile dönecek ve hazırlıklı olunmazsa bu kez yıkıp geçecek!
Not 2: Televizyondaki eylem görüntülerini defalarca izledikten sonra kafama bir soru takıldı: Eylemci arkadaşı bıçaklayan TIR şojörii ne taşıyordu? Fındık ya da onun bir uzantısı ise taşıdığı, açıklaması sıkıntılı bir durum!
mailto:[email protected]