Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre Abdullah Öcalan, avukatları ile yaptığı haftalık olağan görüşmesinde, PKK’ye ateşkes çağrısında bulundu. Öcalan, “Gelin hep birlikte Türkiye’de ve Ortadoğu’da silahı sonsuza dek sonuç alma yöntemi olmaktan çıkaralım. Silahları gömelim” dedi. İmralı Özel Tip Kapalı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla açıklama yaparak, silahların susması çağrısında bulundu. 1993 yılından beri, Kürt […]
Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre Abdullah Öcalan, avukatları ile yaptığı haftalık olağan görüşmesinde, PKK’ye ateşkes çağrısında bulundu. Öcalan, “Gelin hep birlikte Türkiye’de ve Ortadoğu’da silahı sonsuza dek sonuç alma yöntemi olmaktan çıkaralım. Silahları gömelim” dedi.
İmralı Özel Tip Kapalı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan, avukatları aracılığıyla açıklama yaparak, silahların susması çağrısında bulundu. 1993 yılından beri, Kürt sorununun şiddet dışı barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik duyulan ihtiyaca sürekli cevap olmak istediklerini belirten Öcalan, bunun için 4 defa tek taraflı ateşkes yaptıklarını ancak hiçbir sonuç alamadıklarını hatırlattı. Yaklaşık 10 yıldan beri, silahla, şiddetle bir noktaya kadar gidilebileceğini; bunun dışında nihai bir çözüme ulaşılamayacağını, en fazla devletin yıkılabileceğini bildiklerini, bu nedenle ateşkes süreçlerinin gereklerine inandıklarını belirten Öcalan, “Gerçekten de kan akıyordu. Her iki taraftan da sayısız insan ölüyordu, fakat çözüm yolu görünmüyordu. Ateşkes süreçlerindeki çabalarımızı bütün kamuoyu biliyor. İlan ettiğimiz ateşkes süreçlerini uzun uzun anlatmayacağım. Ama bunların hepsi boşa çıkarıldı. Hem bizim içimizden hem devletten kaynaklı sebeplerden bir yere varılamadı, yazık oldu” dedi.
Aydınlar, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin ateşkes ve barış çağrılarına işaret eden Öcalan, akan kanın durdurulması ve barışa bir şans daha verilmesi gerektiğini vurguladı.
Öcalan, Türkiye’de atılacak demokratik adımlarla gelişecek demokratik çözümün Kürt sorunu olan diğer devletlere de örnek olacağını ve Türkiye’nin bütün Ortadoğu’da model olabilecek bir demokrasi gücü haline geleceğini belirtti. Bu durumun Ortadoğu halklarının yararına olacağını vurgulayan Öcalan, şunları aktardı:
“Ortadoğu’da çok şiddetli çatışmalar yaşanmakta, büyük tehlikeler halkları beklemektedir. Bu durum ancak demokrasi kültürünün yerleşmesiyle aşılabilir. Ülkemizde güçlü bir demokrasi kültürünün gelişmesi için önemli bir şans olan böyle bir süreçle, Türk ve Kürtler arasında bir demokratik birliğin, ittifakın sağlanması, halklarımızın geleceği açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Bu süreçle birlikte demokratik diyalogun yolu da açılacaktır.”
Demokratik diyalogun yolunun açılması ve barış için üzerine düşeni yaptığını belirten Öcalan, PKK’ye ateşkes çağrısında bulundu. Ateşkes sürecinin önemine işaret eden Öcalan, asıl önemli olanın ateşkes sürecinin ardından yapılması gerekenler olduğunu belirtti. Ateşkes sürecinin sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapan Öcalan, provokasyonların çıkartılabileceği uyarısında bulunarak, şöyle devam etti:
“Bu süreçte provokasyonlar olabilir, PKK tarafından olacağını sanmıyorum, olursa da bu tür şeyleri aşmak, bunları sorun yapmamak gerekir. İki tarafın da bunlara prim vermemesi ve bu süreci karşılıklı samimiyet temelinde sürdürmeleri gerekir.”
Öcalan, ordunun büyük operasyonlar yapmayacağını umduğunu ancak yine de meşru savunmanın kutsal bir hak ve görev olduğunu belirterek, “Bu temelde üzerlerine imha amaçlı gelinmedikçe PKK, kesinlikle silah kullanmayacaktır. Sürecin iyi işlemesi için gerekli sorumlu çabanın gösterilmesi oldukça önemlidir. Bu ateşkesin, önceki ateşkes süreçlerindeki gibi bir zaaf olarak algılanmaması, gerçekten toplumsal barışa olan acil ihtiyaçtan kaynaklandığının herkesçe bilinmesi gerekir” dedi.
Bu süreçte özellikle Kürtlerle Türklerin demokratik birliğini sağlamak gerektiğine dikkat çeken Öcalan, “Başlayacak bu süreç iyi değerlendirilirse Cumhuriyetin Demokratik Kuruluşu haline getirilebilir. O ilk kuruluştaki coşku, heyecan, dinamizm ve birlik yakalanabilir” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’yi bütün Ortadoğu’ya model olabilecek farklı bir ülke haline getireceğiz” sözünü hatırlatan Öcalan, devletin üst düzey yetkililerine seslenerek, şunları dile getirdi:
“Türkiye’yi kendi koşullarına özgü bir şekilde Ortadoğu’ya model olacak bir ülke haline getirebiliriz. Gelin bunun gereklerini hep birlikte yerine getirelim. Çünkü Ortadoğu’da barış, ancak Türklerin ve Kürtlerin demokratik birliği ile sağlanır. Bunun esasını ancak kendi içimizde sağlayabiliriz. Bunun için herkesle görüşülmelidir. Türkiye’deki bütün kesimlerle, basınla, tüm siyasi partilerle, sivil toplum örgütleriyle, ilgili ve duyarlı herkesle görüşülmeli, sürece katkı sunmaları sağlanmalıdır. Demokratik çözüm, barış ve diyalog herkese kazandırır. Biz bu konuda iyi niyetliyiz, devletin de iyi niyetli olmasını bekliyoruz. Eğer düşüncelerimiz dikkate alınırsa, barışı sağlarsak, Türkiye her açıdan atılım yapar; üzerindeki büyük kamburdan kurtulmuş olur, ekonomisi düzelir. Ortadoğu siyasetinde itibarı artan örnek bir Ortadoğu ülkesi haline gelir.”
Öcalan ayrıca, Avrupa Birliği ülkeleriyle, Güneyli güçlerin de sürece katkısının olması gerektiğini belirtti. Acemler ile Irak ve Suriye yetkilileri ile görüşüp onların da demokratik yoldan Kürt sorununu çözmeleri teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Öcalan, “Bu sürece AB ile ABD’nin de destek ve katkı sunması, en azından, sürecin önünü tıkamamaları gerekir” dedi.
Çağrısının dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Öcalan, aksi halde geri dönülemez bir noktaya gelineceği uyarısında bulunarak, “Bir sonuç elde edilemezse, bundan sonra ne ben bir çağrı yapabilir, o gücü kendimde bulabilirim ne de PKK beni dinler. Bu yüzden, bu ateşkes süreci çok önemlidir ve çok iyi değerlendirilmelidir” dedi.
Öcalan ateşkes sürecinin büyük bir fırsat olacağını yineleyerek, şöyle devam etti:
“Ortadoğu’da demokrasi kültürünün yerleşmesi için, Kürt-Türk ittifak ve birlikteliğinin sağlanması için, yaşanılan acıları onurlu bir barışa ve mutluluğa çevrilmesi için ve özgür bir yaşam için, halklarımızın acı çekmemesi için, kaybettiklerimizin onlarca katını kazanmak için, karşılıklı sevgi ve hoşgörünün gerçekleşmesi için, herkesi sorumluluğa ve üzerine düşeni yapmaya çağırıyor; bu sürecin büyük bir fırsat olduğuna inanıyor, ateşkesin bu temelde hayırlı ve iyi bir başlangıç olmasını diliyorum.”