Savaş karşıtı emek güçleri bir basın açıklaması yaparak, tüm emekçileri yarın yapılacak “tezkere” görüşmeleri öncesinde Ankara’da düzenlenen eyleme, tezkereyi durdurmaya çağırdı. Çağrı şöyle: Meclis 5 Eylül’de ‘tezkere’ konusunda karar almak için acil gündemle toplanıyor. AKP hükümeti yapılan bütün eleştirileri kulaklarını tıkayarak her zamanki ‘yüksek çıkarlar ve seyirci kalmamak’ gerekçelerinin arkasına sığınarak Türkiye’yi sonu belli olmayan […]
Savaş karşıtı emek güçleri bir basın açıklaması yaparak, tüm emekçileri yarın yapılacak “tezkere” görüşmeleri öncesinde Ankara’da düzenlenen eyleme, tezkereyi durdurmaya çağırdı.
Çağrı şöyle:
Meclis 5 Eylül’de ‘tezkere’ konusunda karar almak için acil gündemle toplanıyor. AKP hükümeti yapılan bütün eleştirileri kulaklarını tıkayarak her zamanki ‘yüksek çıkarlar ve seyirci kalmamak’ gerekçelerinin arkasına sığınarak Türkiye’yi sonu belli olmayan bir maceraya sürüklüyor. İsrail’in binden fazla insanı katlettiği, 1 milyona yakın insanı kendi ülkesinde mülteci haline getirdiği bir vahşetin ardından şimdi ‘BM gücü’ adı altında uluslararası bir askeri gücün bu bölgeye yerleştirilmesi isteniyor. Bu oyun bozulmalıdır. Tezkere reddedilmeli ve Türkiye Lübnan’a asker göndermemelidir.
Bizler emek ve meslek örgütleri olarak, 1 Mart tezkeresine hayır demiş ve Irak’a asker gönderilmesine karşı çıkmıştık. O dönemde de ‘savaşa hayır’ demenin ‘tezkereyi reddetmenin, ulusal çıkarlara aykırı olduğu’ iddia edilmiş, asker gönderilmesinin gerekçesinin bölgeye barış ve adalet götürmek olduğu söylenmişti. Bugün de hükümet çevreleri aynı gerekçeleri söylüyor. O dönemde ‘Amerikan askeri olmayacağız!’ demiştik bugünde ‘İsrail askeri olmayacağız!’ diyoruz. Irak’ta yaşanılan ve ülkeyi kan gölüne çeviren süreç savaş karşıtlarının ne kadar da haklı olduğunu kanıtlamıştır.
Emperyalistlerin egemenlik yarışlarının bir parçası olarak başlatılan bu savaşların parçası, yedek gücü olmayı reddetmek, halkların barış ve kardeşlik içinde yaşamasını savunmak demektir. Bu savaşların yedek gücü olmayı reddetmek ABD orta doğudan defol demektir.
Bugün yapılan tartışmalarda hükümet çevrelerince durumun çok farklı olduğu özellikle dillendirilmekte ve gerekçe olarak da Birleşmiş Milletler kararı gösterilmektedir. Birleşmiş Milletlerin yaptırım gücünün ne kadar olduğu İsrail’in Lübnan’a saldırısı ile birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır. Birleşmiş Milletler ne yazık ki bir çok konuda emperyalist ülkelerin dayatmalarını meşrulaştırmaktan başka bir işlev görmemektedir. Bütün bunları göz ardı etsek bile BM’nin Lübnan’a ilişkin almış olduğu 1701’nolu karar BM askeri gücünün görev tanımı konusunda muğlak ifadeler içermektedir. BM Gücünün Lübnan ordusuna yardımcı olacağı ve bu görevini yapmasının engellenmesi durumunda güç kullanabileceği belirtilmiştir. Lübnan’da sıcak çatışma belli oranlarda durmuştur. Ancak İsrail’in Lübnan topraklarındaki işgali devam etmekte ve İsrail gerekli görmesi durumunda (ateşkes açıklaması yaptıktan sonra saldırmasında olduğu gibi) yeniden saldıracağını açıkça belirtmektedir. BM askerlerinin sadece Lübnan değil Suriye sınırına da yerleştirilmesi gerektiğini söyleyen İsrail, bunlar yapılsa dahi güvenlik açısından gerekli gördüğü bölgelerde askeri varlığını sürdüreceğini da açıklamıştır. Bu şartlar altında kamuoyunu her şey yolundaymış havası vererek tezkere çıkartmaya çalışmanın tarihsel sorumluluğunu alacak olan AKP hükümeti tarih önünde mutlaka hesap vermek zorunda kalacaktır.
Barış isteminin sözcüsü olan biz emek ve meslek örgütleri bir kez daha ‘tezkereye hayır!, sınır ötesine asker gönderilmesine hayır!’ diyoruz. Bütün milletvekillerine sesleniyoruz halkın vicdanının sesini dinleyin, bütün dayatmalara rağmen bu bataklığa asker gönderme kararına onay vermeyin. Savaş yıkım demektir, savaş göz yaşı ve kan demektir, bu suça ortak olmayın!..
Halkımıza sesleniyoruz: bu kararı ancak ve ancak bizlerin gür sesi engelleyebilir. 5 Eylül 2006 salı günü saat 14.00’da Ankara’da Kurtuluş Parkında buluşarak ‘Tezkereye hayır, gencecik çocuklar savaş bölgesine, bataklığa gönderilmesin, yeni tabutların gelmesini istemiyoruz, bu suça ortak olma diyeceğiz.
YAŞASIN BARIŞ!
İSRAİL ASKERİ OLMAYACAĞIZ!
DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (DİSK)
KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (KESK)
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ (TMMOB)
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ (TEB)
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ (TDB)
TÜRMOB
TÜM İŞÇİ EMEKLİLERİ DERNEĞİ
TÜM BAĞKUR EMEKLİLERİ DERNEĞİ