AKP Hükümeti’nin Lübnan’a asker gönderme kararının ardından diğer muhalefet örgütleri gibi Halkevleri de tüm ülkede sokaklara çıkarken, İstanbul Halkevleri bugün Çağlayan’daki AKP İl Binası önünde bir eylem gerçekleştirdi. Saat 11:30’da Çağlayan Meydanı’nda buluşan 200 Halkevci buradan AKP İl Binası önüne kadar “Katil ABD İşbirlikçi AKP”, ” Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “İsrail Askeri Olmayacağız”, “ABD Askeri […]
AKP Hükümeti’nin Lübnan’a asker gönderme kararının ardından diğer muhalefet örgütleri gibi Halkevleri de tüm ülkede sokaklara çıkarken, İstanbul Halkevleri bugün Çağlayan’daki AKP İl Binası önünde bir eylem gerçekleştirdi.
Saat 11:30’da Çağlayan Meydanı’nda buluşan 200 Halkevci buradan AKP İl Binası önüne kadar “Katil ABD İşbirlikçi AKP”, ” Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “İsrail Askeri Olmayacağız”, “ABD Askeri Olmayacağız”, “Çıkarsa Tezkere, Meclis Gitsin Askere” sloganlarını atarak yürüdüler.
AKP il binası önüne gelindiğinde Halkevleri Örgütlenme Sekreteri Samut Karabulut Halkevleri adına basın açıklamasını okudu. Basın açıklamasının ardından 5 Eylül’de bütün halkı Ankara’ya tezkereyi durdurmaya çağıran Halkevciler eylemi sloganlarla sonlandırdılar.
Okunan basın açıklaması şöyle
BASINA VE KAMUOYUNA
AKP, ABD’nin çıkarlarını gözetmeye devam ediyor.
Irak’a asker gönderme fırsatını bulamayan AKP Lübnan’a asker yollamak için can atıyor.
AKP Hükümetinin tutumu işbirlikçiliği aşmaya başlamış, doğrudan Amerika’nın emperyalist çıkarlarının ve siyonizmin kollayıcılığına kadar varmıştır.
Bilindiği üzere İsrail’in Lübnan saldırısı Yeni Ortadoğu Projesi kapsamında ABD’nin teşviki ve sivillere dönük bir katliam eşliğinde gerçekleşmişti. Bu katliam esnasında Birleşmiş Milletler hiçbir şey yapmazken kendi görevlilerinin İsrail tarafından kasıtlı bombalanması karşısında dahi aciz kalmıştı. BM’nin ‘zavallı’ başkanı Kofi Annan yaptığı kınama açıklamasından dolayı Amerikalılarca ‘iğrençlikle’ suçlanması karşısında dahi ses çıkaramayan bir şahsiyettir. İşte bu BM nin kararı ile Lübnan’a Türk askeri yollanacak.
Açıkça ortaya çıkmıştır ki BM, ABD’nin politikalarını meşrulaştırma aracı olmanın ötesinde bir işleve sahip olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle BM kararı ile asker yollanmasının herhangi bir meşrulaştırıcılığının olmadığını söylüyoruz.
AKP Hükümetinin bakanlar kurulu asker gönderme kararı aldı. 5 eylülde de TBMM’den geçirmeyi hedeflemektedir. Başbakan Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek ve diğer AKP’li vekiller durmadan ulusal çıkarlarımızın gereği olarak Lübnan’a asker yollamamız gerektiğini ileri sürüyorlar. Hatta başbakan hızını alamayıp Lübnan’a asker yollamamanın ‘vatana ihanet’ olacağını iddia etmiştir. Biz de asıl Lübnan’a ABD emperyalizminin ve siyonizmin çıkarları için asker yollamanın vatana ihanet olacağını ve böyle bir ihanetten uzak durmalarının kendi gelecekleri açısından hayırlı olacağını söylüyoruz.
AKP iktidarda kalmanın yolunun ABD’nin çıkarlarının keskin savunuculuğundan geçtiğini Ecevit’in iktidardan düşürülüş ve kendisinin iktidara getiriliş sürecinden iyi bildiğinden olacak ki; amerikancı tezlerin Türkiye’deki savunuculuğunu yapıyor.
Her konuda açıklamalar yapıp hükümetle gerilim çıkartan ordu ve ulusalcılığını ön plana çıkartmakla ünlü genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da Lübnan’a asker gönderme konusunda hükümetle veya ABD ile hemfikir olduğu görülüyor. Sanki ABD Ortadoğu’daki adımlarını Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda atıyormuş gibi her adımında yanında olmamızın ulusal çıkarlarımızın gereği olduğu iddia ediliyor.
Bir başka gerçekdışı iddia da gönderilen askerlerin çatışmaya değil insani amaçlı gönderildiği iddiasıdır. İnsani yardıma gidecek kesimler silahlı kuvvetler değil başta sağlıkçılar olmak üzere diğer mesleklerden görevlilerdir ve onlara da İsrail tarafından izin verilmemektedir. Gerçek amaç ABD işbirlikçiliğidir. ABD’nin Ortadoğu Siyasetine yamanarak emperyalizmin jandarmalığını yaparak yani gençlerimizin canı ortaya konarak talan pastasından parça kapmaktır. Kapılacak pastadan halka gençlerini kaybetmek düşerken sermayedarlara ise kasalarını doldurmak düşecek. İsrail, askeri olarak yapabileceğinin sınırlarına varınca BM aracılığı ile barış gücü çağırarak Hizbullah’ın silahsızlandırılması işini yaptırmak istemektedir. Çünkü orada saldırı altında olan İsrail değil Arap halklarıdır. Gerçek anlamda bir barış gücü yollanacaksa bunun İsrail’in katliamlarla dolu saldırılarını durdurmak üzere yollanması gerekmekteydi.
İsrail’in katliamları karşısında acıklı vaazlar veren ve bu vaazlarını tüm meydanlarda teyplerden halka dinleterek duyarsızlığını, suç ortaklığını gizlemeye çabalayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz, sizi elimizden Amerika kurtaramayacak, Halkevciler her yerde ensenizde olacak.
ABD işbirlikçiliğine son verin
Emperyalistler ve siyonistler için verecek canımız yok.
HALKEVLERİ
Örgütlenme Sekreteri
Samut Karabulut