Tekstil-Sen 4. kuruluş yıldönümünü, 20 Ağustos günü, İstanbul Şirinevler’de bulunan Genel Merkezinde bir etkinlikle kutladı. Huzur Çorap, Polaris, Evita, Floret, Duygu Tekstil işçilerinin de katıldığı etkinlik; işçi sınıfı mücadelesinde şehit düşenler anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Tekstil-Sen’in üç yıllık mücadelesini anlatan “Yaşamı dokuyan işçilerin öyküsü” adlı sinevizyon gösteriminin ardından konuşan sendika Genel Başkanı Ayşe […]
Tekstil-Sen 4. kuruluş yıldönümünü, 20 Ağustos günü, İstanbul Şirinevler’de bulunan Genel Merkezinde bir etkinlikle kutladı. Huzur Çorap, Polaris, Evita, Floret, Duygu Tekstil işçilerinin de katıldığı etkinlik; işçi sınıfı mücadelesinde şehit düşenler anısına yapılan saygı duruşu ile başladı.
Tekstil-Sen’in üç yıllık mücadelesini anlatan “Yaşamı dokuyan işçilerin öyküsü” adlı sinevizyon gösteriminin ardından konuşan sendika Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter; sınıf mücadelesinde üç yıldır gerekli bedeli ödediklerini ve bugüne kadar buluştukları işçilerin Tekstil-Sen’i örnek göstereceklerini belirtti.
Neoliberal saldırıların işçileri örgütsüzlüğe götürdüğünü, Tekstil-Sen’i tekstil işçilerinin örgütsüzlüğüne son vermek için kurduklarını belirterek, “Sendikaların büyük çoğunluğu yetki alamayacakları için küçük işyerlerini örgütlemiyor. Biz kendimizi yasalarla sınırlı tutmadık. Sigortasız ve işsiz işçileri üye yaptık. Küçük-büyük işletme ayrımı yapmadan örgütlendik” dedi.
Yeter, konuşmasının devamında, sorunlarının sadece tekstil işçilerini örgütleyerek çözülmeyeceğini bildiklerini, bu nedenle TEKEL, TÜPRAŞ, SEKA, Cola, Tersane işçilerinin mücadelelerine destek vererek sınıf dayanışmasında bulunduklarını; Afganistan, Irak, Filistin, Lübnan halklarının yanında yer alarak emperyalizmin Ortadoğu politikalarına sessiz kalmadıklarını belirtti.
Tüm direnişlerinde yanlarında yer alan Ezilenlerin Sosyalist Platformu’na teşekkür eden Yeter, “Sosyalist sendikacılar olduğumuzu her zaman söyledik. Çünkü sömürüsüz bir dünya istiyoruz. Bazı sendikacılar vardır, devletin kadrosudur. Bazıları ağadır, para alır. Bizim tek çıkarımız sömürüsüz bir dünyadır. Sendikal alanda başka bir çatı yok. O halde bu çatıyı yükselteceğiz” diyerek konuşmasını bitirdi.
Denizli ve Adana temsilcilerinin de söz aldığı serbest kürsü bölümünde konuşan işçilerden Selim Demir, öncü işçilerin rolüne vurgu yaparak “işçilerin birliğini sağlayacak, onlara özgüveni verecek olan öncü işçiler olarak patrona ayırdığımız zamanın beşte birini işçi sınıfı için harcayalım” dedi.
Daha sonra söz alan işçilerden Mesut ise “Tekstil-Sen yağmurda çamurda hep işçilerin yanında. Ezilenlerle birlikte kendisini ezilenlere adayan insanlara ihtiyacımız var. Tekstil-Sen’de de öyle insanlar var. Biz haklarımız elimizden alındıktan sonra sendikaya geliyoruz. Ama daha önce gelmeliyiz” dedi.
Etkinlik, tüm üyeleri işçilerden oluşan “Umudun İşçileri” grubunun müzik dinletisi ile sona erdi.