İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle İskenderun Körfezi’nin büyük bir çevre kirliliği tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, körfez için “Acil Durum Planı” hazırlanması gerektiğini söyledi. Sahilde dernek üyeleriyle birlikte basın açıklaması yapan Ödemiş, en temel hak olan yaşama hakkını hiçe sayan, uluslararası hukuk normlarını ayaklar altına alan İsrail’in, […]
İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Aylin Canpolat Ödemiş, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle İskenderun Körfezi’nin büyük bir çevre kirliliği tehdidiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, körfez için “Acil Durum Planı” hazırlanması gerektiğini söyledi.
Sahilde dernek üyeleriyle birlikte basın açıklaması yapan Ödemiş, en temel hak olan yaşama hakkını hiçe sayan, uluslararası hukuk normlarını ayaklar altına alan İsrail’in, Filistin ve Lübnan katliamlarına son vermesi gerektiğini ifade etti. ABD, İngiltere ve İsrail koalisyonunun saldırgan politikalarının, Afganistan ve Irak’tan sonra bu kez Lübnan halklarını hedef aldığını kaydeden Ödemiş, “Giderek tehlikeli bir şekilde gelişmekte olan imha savaşı, işgal, kitlesel cinayetler, çocukların ve sivillerin bilerek öldürülmesi ne yazık ki tüm dünya kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler’in gözleri önünde sürmektedir. İnsanlığın yüzlerce yıllık birikimini hiçe sayan bu saldırgan, sömürgeci uygulamalar hiçbir koşulda onaylanamaz. En temel insan hakkı olan yaşama hakkını hiçe sayan, uluslararası hukuk normlarını ayaklar altına alan bu katliama son verilmelidir” dedi.
Savaşın en büyük çevre kirliliği olduğuna dikkat çeken Ödemiş, “İsrail’in çok sayıda sivilin ölümüne neden olan Lübnan bombardımanı büyük bir çevre felaketini de birlikte getirmiştir. İsrail füzelerinin hedefi olan El Ciyye elektrik üretim tesislerinin petrol tanklarından denize dökülen 15 bin varil petrol, Lübnan ve Akdeniz kıyı şeridinde yayılarak turizm ve balıkçılığı da olumsuz bir şekilde etkilemiştir. Denizdeki petrol kirliliğinin daha da yayılarak açık denizden gelen akıntılara açık İskenderun Körfezi’ni de etkilemesi sözkonusudur. Bütün bu olaylar bir kez daha göstermiştir ki petrole dayalı enerji üretim tesisleri ve elbette nükleer santraller normal çalışma koşullarında çevreye verdikleri zararın yanında savaş koşullarında da potansiyel hedef özelliği taşımaktadır” diye konuştu.
İskenderun Çevre Koruma Derneği olarak hükümeti İskenderun Körfezi için “Acil Durum Planı” hazırlamaya çağıran Ödemiş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son olarak Sugözü Termik Santrali’nin ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın işletmeye açılmasıyla körfezdeki gemi trafiği olağanüstü artmıştır ve daha da artacaktır. Yöre insanına ekonomik olarak herhangi bir getirisi olmayan bu tesislerin bölge ekonomisini daha fazla olumsuz etkilemesine meydan vermeden körfeze kıyısı bulunan Adana, Osmaniye ve Hatay valilikleri ile hükümeti bir kez daha önlem almaya ve İskenderun Körfezi Acil Durum Planı’nı yaşama geçirmeye çağırıyoruz.”