Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin DİNÇER’in, Milli Eğitim Bakanlığı önünde eğitim emekçilerinin yoksullaşma sürecine ilişkin yapmış olduğu basın açıklaması metni 2006 yılı toplugörüşmeleri sürerken öğretmenler yoksulluk, memur ve hizmetliler açlık sınırının altında maaş almaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında, yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen fedakarca çalışan eğitim emekçileri, yıllardır ne zaman insanca yaşayabilecekleri bir ücret […]
Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin DİNÇER’in, Milli Eğitim Bakanlığı önünde eğitim emekçilerinin yoksullaşma sürecine ilişkin yapmış olduğu basın açıklaması metni
2006 yılı toplugörüşmeleri sürerken öğretmenler yoksulluk, memur ve hizmetliler açlık sınırının altında maaş almaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında, yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen fedakarca çalışan eğitim emekçileri, yıllardır ne zaman insanca yaşayabilecekleri bir ücret alacaklarının hayalini kuruyorlar.
Eğitim emekçilerinin “insanca yaşayacak ücret” talebine karşın Hükümetler, her yıl yapılan zam oranlarını daha da azaltarak, bizleri yoksulluğa, sefalete ve açlığa mahkum etmekten çekinmemektedirler. Oysa sadece son on yıla bakıldığında temel tüketim mallarının fiyatlarında yaşanan artışın, eğitim ve bilim emekçilerinin ücret artışının çok üzerinde olduğu görülmektedir.
Tablo 1- Son On yılda Zorunlu Tüketim Mallarında Yaşanan Fiyat Artışı | ||||
Ürün Adı | Nisan 1996 (TL.) | Eylül 2001 (TL.) | Ağustos 2006 (YTL.) | 1996-2006 Karşılaştırması |
Ekmek (320 gr.) | 7.000 | 300.000 | 0,40 | 57 kat |
Et (1 kg.) | 198.000 | 5.000.000 | 12.90 | 65 kat |
Yumurta (12 adet) | 15.000 | 900.000 | 2.10 | 140 kat |
Süt (1 lt.) | 30.000 | 700.000 | 1.50 | 50 kat |
Kuru Fasulye (1 kg.) | 86.000 | 1.550.000 | 2.00 | 23 kat |
Nohut (1 kg.) | 74.000 | 1.450.000 | 2.49 | 34 kat |
Bulgur (1 kg.) | 22.500 | 700.000 | 1.19 | 53 kat |
Pirinç (1 kg.) | 38.800 | 1.100.000 | 2.15 | 54 kat |
Yoğurt (1 kg.) | 36.000 | 1.200.000 | 2.45 | 68 kat |
Kaşar Peyniri (370 gr.) | 102.000 | 1.572.000 | 3.95 | 39 kat |
Tereyağı (250 gr.) | 60.000 | 2.000.000 | 1.85 | 31 kat |
Tavuk (1 kg.) | 110.000 | 2.250.000 | 2.59 | 24 kat |
Çay (1 kg.) | 134.000 | 4.150.000 | 7.79 | 58 kat |
Su (5 lt.) | 40.000 | 1.250.000 | 1.50 | 38 kat |
Sabun (500 gr.) | 30.000 | 820.000 | 0,69 | 23 ka t |
Margarin (1 paket) | 20.000 | 525.000 | 0,75 | 38 kat |
Domates (1 kg.) | 30.000 | 495.000 | 0,59 | 20 kat |
Salatalık (1 kg.) | 37.000 | 500.000 | 0,49 | 13 kat |
Patates (1 kg.) | 22.000 | 325.000 | 0,59 | 27 kat |
Soğan (1 kg.) | 26.000 | 225.000 | 0,59 | 23 kat |
Elma (1 kg.) | 25.000 | 600.000 | 1,00 | 40 kat |
Limon (1 kg.) | 20.000 | 1.000.000 | 1,30 | 65 kat |
1996 yılında 7.000 TL olan 320 gr ekmek, 2006 yılında 0,40 YTL‘ye yükselmiş ve en temel tüketim maddesi olan ekmeğin fiyatı son on yılda tam 57 kat artmıştır. Yine on yıl önce 1 kg et 198.000 TL iken, 2006 yılında 12,90 YTL‘ye yükselmiş ve 1 kg etin fiyatındaki artış 65 kat olmuştur. Aynı dönem içinde 12 adet yumurtanın fiyatı 140 kat, 1 litre sütün fiyatı 50 kat artış göstermiştir. Son on yılda kuru bakliyat olarak bilinen 1 kg nohudun fiyatı 34 kat, bulgurun fiyatı 53 kat ve pirinç fiyatı 54 kat artış göstermiştir. Aynı dönemde 1 kg yoğurdun fiyatı tam 68 kat artarken, kaşar peyniri 39 kat, tereyağı fiyatı 31 kat artmıştır. 1996’dan 2006 yılına kadar 1 kg tavuk fiyatı 24 kat, 1 kg çay fiyatı 58 kat ve 1 paket margarinin fiyatı ise 38 kat artmıştır. Bu dönemde sebze fiyatlarındaki artış ise 13 kat ile 65 kat arasında değişiklik göstermiştir.
Tablo 1 ‘de de görüldüğü gibi, sadece son on yılı göz önünde bulundurduğumuzda pek çok ailenin sofrasında bulunan temel tüketim mallarındaki artış oranı dikkat çekicidir. Temel tüketim mallarının fiyatlarındaki artış oranları, toplumun geniş kesimlerinde olduğu gibi, eğitim ve bilim emekçileri içinde de yoksullaşmanın artması ve yaygınlaşmasına neden olmuştur. Hükümetler tarafından verilen “sefalet zamları” ile yaşanan yoksullaşma süreci hızlanmıştır. Tablo 1’de gösterilen 22 kalem temel tüketim malı, son on yılda ortalama olarak yaklaşık 50 kat artarken, aynı dönemde öğretmen maaşlarındaki artış oranı sadece 28 kat ile sınırlı kalmıştır.
Son On Yılda Eğitim Emekçilerinin Maaşında Yaşanan Değişim | |||
Görevi | 1996 (TL) | 2001 (TL) | Temmuz 2006 (YTL) |
Öğretmen (9/1) | 29.000.000 | 382.000.000 | 820,00 |
Profesör (1/4) | 47.000.000 | 754.103.000 | 2.442,00 |
Araştırma Görevlisi (7/1) | 24.000.000 | 315.942.000 | 898,00 |
Hizmetli-Memur (14/2) | 14.000.000 | 177.000.000 | 620,00 |
Son on yılda temel tüketim mallarındaki azami artış, eğitim ve bilim emekçilerinin ücretlerinde ortaya çıkmamıştır. Türkiye’de uzun yıllar yüksek enflasyon ve işsizlik sorununu bahane göstererek, eğitim emekçilerine karşı cimri davrananlar, sıra borç yada faiz ödemelerine gelince hiç olmadıkları kada
r cömert olmaktan çekinmemişlerdir. 1996 yılında göreve yeni başlayan 9/1 derecedeki bir öğretmen 29 milyon TL maaş alırken, 2006 yılında göreve yeni başlayan bir öğretmen 820 YTL maaş almaktadır. 1996 yılında ortalama 14 milyon TL maaş alan hizmetli ve memurlar, 2006 yılında sadece 620 YTL maaş almaktadırlar. 1996 yılında 1/4’ündeki bir üniversite profesörünün 47 milyon TL olan maaşı 2006 yılında 2.442 YTL; 1996 yılında 24 milyon TL maaş alan bir araştırma görevlisinin maaşı 2006 yılında 898 YTL olmuştur. 1996 yılında 62 milyon TL olan yoksulluk sınırı, 2006 yılı Ağustos ayı itibariyle 1.980 YTL‘ye yükselmiştir. Son on yılda yoksulluk sınırındaki artış oranı 32 kat olurken, aynı dönemde öğretmen maaşları ise sadece 28 kat artmıştır.
Cumhuriyet Altınına Göre Öğretmen Maaşlarının Seyri | |||
Yıllar | Öğretmen Maaşı | 1 Cumhuriyet Altını Fiyatı | Alabilecek Altın Adedi |
1996 | 29.000.000 TL | 3.908.146 TL | 7.4 adet |
2001 | 383.000.000 TL | 108.000.000 TL | 3.5 adet |
2006 | 820,00 (YTL) | 198,00 YTL | 4,1 adet |
Aynı dönemde bir öğretmenin maaşı ile kaç Cumhur
iyet altını alabildiğini karşılaştırdığımızda, maaşlardaki dalgalanma rahatlıkla görülebilir.
1996 yılında bir öğretmen maaşı ile 7.4 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken, 2001 krizi sonrası sadece 3,5 adet altın alabilmiştir. 2006 yılında ise bir öğretmen maaşıyla sadece 4.1 adet Cumhuriyet altını alabilmektedir. Buna göre bir öğretmen 2006 yılındaki maaşıyla, 1996 yılına göre 3.3 adet Cumhuriyet altını daha eksik almaktadır. 10 yıl öncesine göre öğretmenlerimiz, sadece Cumhuriyet altını bazında bakacak olursak, 2 kattan fazla yoksullaşmıştır.
Öğretmenlerin Maaşları İle Milletvekili Maaşlarının Karşılaştırılması | |||
Tarih | Öğretmen Maaşı | Milletvekili Maaşı | Katı |
1996 | 29.000.000 TL | 110.000.000 TL | 3,8 |
2001 | 383.000.000 TL | 4.000.000.000 TL | 10.4 |
2006 | 820 YTL | 7.680 YTL | 9,3 |
Son on yılı baz alarak öğretmen maaşları ile Milletvekilleri maaşlarını karşılaştırdığımızda, karşımıza yine ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Buna göre, 1996 yılında bir öğretmen ile bir milletvekilinin maaşı arasındaki fark sadece 3.8 kat iken, 2001 krizi sonrası bu fark yaklaşık olarak üç kat artarak 10,4 kata çıkmıştır. 2006 yılına baktığımızda ise, bir öğretmenle
bir milletvekilinin maaşı arasında 9,3 kat fark olduğu görülmektedir. Başka şekilde ifade etmek gerekirse öğretmen maaşları son on yılda 28 kat artmışken, aynı dönemde milletvekili maaşlarının artış oranı tam olarak 70 kat olmuştur. Sadece son 10 yıl itibariyle, sadece birkaç tüketim kalemi üzerinden yapılan karşılaştırmalar bile, öğretmenlerimizin yıllar içinde yaşadığı yoksullaşma sürecini net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Yıllar içinde eğitim emekçilerinin maaşlarındaki artışı, satın alım gücü açısından değerlendirdiğimizde karşımıza yukarıda ifade edilen sonuçlar çıkmaktadır. Öğretmenler, yaptıkları işin doğası gereği kendilerini çok yönlü olarak yetiştirmek durumundadır. Ancak Türkiye’de ne öğretmenlerin, ne de yaptığı iş eğitim-öğretim işi olanların özellikle ekonomik bakımdan gerekli desteği bulamadıkları ortadadır. Son yıllarda enflasyonun düşmesi, ekonominin büyümesi ve milli gelirin artması ile övünenler, iş büyümeden elde edilenlerin paylaşımına gelince nedense bizleri, eğitim ve bilim emekçilerini unutmaktadır. Bir ülkenin geleceğini yetiştiren eğitim ve bilim emekçilerinin açlık ve yoksulluk çekmesi, o ülke için utanç verici bir durumdur. Eğitim emekçilerinin içinde bulundukları sıkıntılara rağmen görevlerini en iyi şekilde yerine getirme çabaları toplumun tüm kesimleri tarafından takdir edilmekte, ancak siyasi iktidarlar eğitimin sorunlarına olduğu gibi, eğitim emekçilerinin sorunlarına ve taleplerine kulaklarını tıkamaktadırlar. Yüz binlerce eğitim emekçisini yoksulluğun ve açlığın kıskacına alan, mesleğine karşı küstüren mevcut ayrımcı uygulamalara karşı, bilimsel, demokratik, nitelikli bir eğitim yaratmak için, tüm eğitim emekçilerini ekonomik ve sosyal açıdan doyuran bir alternatif yaratılması zorunludur. Aksi taktirde, eğitimde yaşanan sorunların artarak devam edeceği unutulmamalıdır.
Eğitim Sen’in Talepleri:
Temel ücret en az 1050 YTL olmalıdır.
Aile yardımı; çalışmayan eş için 188 YTL, her çocuk için 105 YTL olmalıdır,
Kira yardımı en az 294 YTL olmalıdır
Ücretsiz ulaşım ve yemek yardımı verilmelidir
Toplugörüşme uygulamasına son verilmeli, grevli toplusözleşmeli sendika hakkı tanınmalıdır
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilerek, sözleşmeli öğretmenler kadroya alınmalı, iş güvenceli çalışma ortamı zedelenmemelidir
Başta siyaset yasağı olmak üzere, kamu emekçileri için öngörülen yasaklar kaldırılmalıdır,
Sendikal mücadelede zarar gören ve sürgün edilen kamu emekçilerinin mağduriyetleri giderilmelidir.
Eğitim Sen’e göre çözüm açıktır; eğitim ve bilim emekçilerine insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmeli, kendilerini yenileyerek daha nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları yaratılmalıdır.