Şaşırdım, ey okur (yani siz) sıcaklar nedeniyle ağır rehavet hallerindedir zannediyor, dünkü ‘Bir fotoğrafta 2 Erdoğan; Tayyip Erdoğan-Yılmaz Erdoğan’ başlıklı yazıma bu kadar yoğun e-mesajınızı beklemiyordum doğrusu, teşekkür ederim ilginize.

Şimdi, bir sorum var efendim, olur a gözden kaçırmışımdır! Acaba ‘Ankara, özellikle de AKP’nin bazı ileri gelenleri, Ortadoğu politikalarının hayata geçirilmesi yolunda bundan böyle Telaviv’le ortak hareket etme hatta daha fazlası Telaviv ne derse yapma kararı mı’ aldı?!

Son birkaç günlük gelişmelere bakalım; ‘Ankara, İsrail’den-Telaviv’den gelen ‘Hizbullah’a roket taşıyor’ ihbarı üzerine 27 Temmuz ve 8 Ağustos’ta 2 İran uçağını Diyarbakır Havaalanı’na indirdi. Her iki olayda da uçakta yapılan kontrollerde herhangi bir silah bulunamadı. Bunun üzerine İran’a ait uçakların kalkışına izin verildi.’

Dünkü haberdi bu. İsrail, talimat pardon ihbar gönderiyor, biz anında gereğini yapıyoruz. Diğer yanda… Bazı TÜRK milletvekilleri bas bas bağırıp, soru önergesi veriyorlar, ama onların ihbarına İsrail’in talimatına pardon ihbarına gösterilen hassasiyetle yaklaşılmıyor. Milletvekillerimiz diyorlar ki; ‘Son günlerde İncirlik Üssü’nden, bazı askeri mühimmatın, Taşucu Limanı’na taşındığına tanık oluyoruz. ABD Hava Kuvvetleri’ne ait patlayıcıların olduğu iddia edilen bu mühimmatın, nereye ve hangi amaçla gittiğinin net olarak ortaya çıkması gerekir.’ 1 hafta geçti, cevap yok, nedense?!

Bitmedi, iki gündür ortalığı karıştıran ‘Nasrallah’ı MİT ihbar etti’ haberinin (en düzgün çalışan kurumlarımızın başında yer alan MİT’imizi de yıpratma politikalarının merkezine çekmeye çalışıyor birileri) perde arkasında da MOSSAD’ın kara propagandası- (İran’la bizi kapıştırmak adına) olduğu ortaya çıktı.

ABD ELÇİLİKTEN MUHALİF VEKİLLERE YAKIN MARKAJ Rehavet içindeki Ankara’da şu günlerde garip-gizli bir hareketlilik var, duyduklarıma bakılırsa ABD Ankara Büyükelçiliği’nin ‘ilgili masaları’ tıpkı 1 Mart tezkere döneminde olduğu gibi hummalı bir lobi faaliyeti başlatmış durumda. Lübnan’a Türkiye’nin asker göndermesini isteyen ilgili masaların sorumluları, yeni tezkereye muhalefeti söz konusu olabilecek özellikle AKP’deki karşı duruşlu milletvekillerini şimdiden yakın markaja almışlar, yemek davetleri, özel görüşmeler, sıcak turlar…

İddia o ki; Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi de ‘Washington&Telaviv’ ortak propaganda mamulü olan, ‘Türkiye Lübnan’a asker gönderir ise bu sayede bölgenin yeni Osmanlı’sı unvanını alır, bu dev misyonu da AKP hayata geçirmiş olur, AKP tüm Ortadoğu’da da söz sahibi olabilir (!) ‘ dominesine eğilim gösteriyor. Evet, Washington, Erdoğan’dan bu defa yumruğunu masaya vurmasını ve vekillerinin 1 Mart’ta olduğu gibi kontrol dışı davranmalarını önlemesini istiyor. AL-VER politikasının diğer ucunda ne var artık tahmin ediyorsunuzdur; KÖŞK yolunda…

Lübnan tezkeresine sert muhalif vekillerin şu günlerde aniden Ankara’ya çağrılıp- iknanın psikolojisine maruz kalmaları söz konusu… Ancak bendenizin bizzat ‘bazı vekillerden’ çıkardığı durum tespitine bakılırsa ‘rehabilite edilmeleri’ oldukça zor gözüküyor, muhalifler diyorlar ki;

‘Yeni tezkereyi sadece şu şartlarda tartışabiliriz; Türk askeri barışı sağlama değil- barışı koruma adına Lübnan’a gidebilir, Hizbullah’ı silahsızlandırma da bizim görevimiz olamaz ve hepsinden önemlisi İsrail askeri Lübnan’dan tamamen çekilmeden Türk askeri hiçbir şart altında Lübnan’a gitmemelidir. Olur a, İsrail, Lübnan’ı bir şekliyle tekrar tacize başlarsa eğer, İsrail’e karşı da gerekeni yapacağımız bilinmelidir.’

Son olarak; önümüzdeki günlerde Ankara’nın tezkere kapsamlı olağandışı yerli-yabancı misafirleri olabilir efendim, siz en iyisi olağan ev sahiplerini iyi izlemeye alın…