İstanbul ve Trabzon Halkevleri, İsrail’in Filistin’in ardından Lübnan’a dönük olarak başlattığı saldırıyı protesto etmek için 16 Haziran Pazar günü eylemler gerçekleştirdiler. Eylemlerde İsrail lanetlenirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İsrail ile her türlü ilişkisine son vermesi talebi yükseldi. Halkevleri ayrıca tüm yoksul emekçi mahallelerinde Filistin halkı ile dayanışmak için yardım kampanyası başlattı. Kampanyanın ana hedefi ambargoyu delmek. […]
İstanbul ve Trabzon Halkevleri, İsrail’in Filistin’in ardından Lübnan’a dönük olarak başlattığı saldırıyı protesto etmek için 16 Haziran Pazar günü eylemler gerçekleştirdiler. Eylemlerde İsrail lanetlenirken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İsrail ile her türlü ilişkisine son vermesi talebi yükseldi. Halkevleri ayrıca tüm yoksul emekçi mahallelerinde Filistin halkı ile dayanışmak için yardım kampanyası başlattı. Kampanyanın ana hedefi ambargoyu delmek. Bu arada pazartesi günü(yarın) İstanbul’daki demokratik kitle örgütleri ve emekten yana siyasi partiler Taksim’den Dolmabahçe’ye yürüyüş düzenleyecekler.
İstanbul
Saat 12:00’de İstanbul Halkevi’nde buluşan Halkevciler buradan dövizleri ve flamalarıyla yürüyüşe geçtiler. Yol boyunca “Filistin Halkı Yalnız Değildir”, “Katil İsrail Filistin’den Defol”, “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “Lübnan Halkı Yalnız Değildir” sloganlarını atan kitleye halk da yoğun biçimde destek verdi. Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarda “İsrail Filistin’de ve Lübnan’da insanlık dışı katliamlarına devam ederken, ABD emperyalizmi İsrail’e destek vermektedir. Diğer işbirlikçiler ise seyretmektedir. Türkiye devleti ve AKP hükümeti ise İsrail’e herhangibir somut yaptırım uygulamamaktadır. İsrail’le yapılan ticari ve askeri anlaşmalar derhal iptal edilmeli, İsrail’de bulunan Türkiye büyükelçisi derhal geri çağırılmalıdır. Türkiye Halkları Filistin halkının yanındadır ve bunu bugün göstermelidir” denildi.
Yürüyüşün ardından Taksim Tramvay duraklarına Halkevciler burada da sloganlarına devam ettiler. Yapılan konuşmada İsrail’in sivilleri katlettiği vurgulanırken, saldırılarda yüzlerce çocuğun katledildiği vurgulandı. Ardından bir Halkevci çocuk Filistinli kardeşleriyle ilgili bir şiir okudu. Şiirin ardından Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı İlknur Birol Halkevleri adına basın açıklamasını okudu. Açıklamanın ardından İlknur Birol, İsrail’in sürdürdüğü katliamda yüzlerce insan ölürken, sağ kalanların da uygulanan ambargo nedeniyle hastalık ve ölümle burun buruna yaşadığını, Halkevcilerin önümüzdeki haftadan itibaren Filistin Halkıyla dayanışma kampanyası örgütleyeceğini, bu çerçevede topladıkları yardımları Filistin halkına göndereceklerini duyurdu.
Basın açıklamasının ardından Halkevciler flamalarıyla birlikte sloganlarla İstanbul Halkevi binasına kadar yürüyerek eylemi sonlandırdılar.
Okunan basın açıklaması şöyle:
İsrail Vuruyor İnsanlık Ayaklar Altında Hükümet Timsah Gözyaşları Döküyor
İsrail’in, Filistinli militanların 25 Haziran’da iki İsrail askerini kaçırmasının ardından başlattığı insanlık dışı saldırı hiçbir insani ve hukuki ilke tanımaksızın artarak ve genişleyerek devam ediyor. Filistin’de hastaneleri, okulları bombalayan, hava saldırılarıyla, füzelerle kadın çocuk demeden, halkın üzerine bombalar yağdıran İsrail, yüzlerce Filistinliyi katletti. Gazze’ye dönük saldırılarda tüm alt yapı imha edildi. Köprüler, su şebekeleri, elektrik santralleri yerle bir edildi. İsrail sözde çekilmiş olduğu Gazze’yi tekrar işgal etti. Bir buçuk milyonluk kent yaşanmaz hale getirildi.
Filistin saldırısının ardından ise geçtiğimiz Çarşamba gecesinden bu yana Lübnan bombalanıyor. Saldırılarda şu ana kadar 100’e yakın Lübnanlı hayatını kaybetti, Lübnan’ın karayolları, köprüleri, benzin istasyonları, Beyrut’un güneyindeki yerleşim yerleri yerle bir edildi.
Şu anda bölgedeki halk panik içinde, Lübnan ve Filistin’den kaçmanın yollarını arıyor.
İsrail bu vahşet ve katliamları yürütürken yenilerini gerçekleştireceğini söyleyerek yıllardan beri savaşın, ölümün, acının ve gözyaşının eksik olmadığı Ortadoğu’yu daha kanlı bir sürece doğru sürüklüyor.
Dünya ise yaşanan katliamı adeta seyrediyor. Ortadoğu’da yaşanan savaşın, işgalin ve katliamların sorumlusu ABD emperyalizmi, beslemesi olan İsrail’i açıkça destekliyor. ABD’nin vetosuyla Birleşmiş Milletler “İsrail’i kınama” kararı alamamıştır. ABD İsrail’i açıkça desteklerken diğer emperyalist ülkeler İsrail’i yalandan uyarmaktadırlar. İsrail’in giriştiği kanlı operasyon onaylanmakta, sadece orantısız güç kullanmasının doğru bulunmadığı ifade edilmektedir. Bu tavır sahtedir, yalandır, göstermeliktir. Çok açıktır ki; emperyalizm ve işbirlikçileri Filistin ve Lübnan halkını katletmektedir. Eğer saldırı engellenmek isteniyorsa yapılacak olan bellidir. İsrail’e yaptırım uygulanır ve saldırıları derhal durdurması istenir ve buna zorlanır. Ancak hiçbir emperyalist ve işbirlikçi ülke yönetimi bunu yapmamaktadır. Amerikan beslemesi katil İsrail’e Ortadoğu’nun şımarık çocuğu muamelesi yapılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti de ne yazık ki diğer devletlerden farklı davranmamaktadır. Türkiye’yi yönetenler timsah gözyaşları dökmektedir. İşbirlikçi AKP Hükümeti’nden yapılan açıklamalar bunu açıkça ortaya koymaktadır. Yıllardır bölgedeki her türlü kirli emperyalist ilişkilerden pay kapmaya çalışan, kan pazarlıklarına girişen egemenler, tıpkı diğer batılı ülkeler gibi İsrail’in orantısız güç kullandığını söyleyerek saldırıları durdurmasını istiyorlar. Başbakan Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün yaptıkları açıklamalar ve hükümetin girişimleri bundan ibaret.
Oysa Ortadoğu’da yanıbaşımızda yaşanan vahşet Türkiye Halklarının içini kanatmaktadır. Ordu ise İsrail’le yapılacak görüşmelerde düşük rütbeli subaylar görevlendirerek İsrail’e sözde tavır almaktadır. Peki şimdi buradan soruyoruz; yıllardan beri İsrail ordusuyla türlü anlaşmalar, tek bir karın düşmediği İsrail’le kış tatbikatları yapan kimdi?
Yine bazı İslamcı partiler iktidardayken İsrail’le onlarca anlaşma yapmamış gibi bugün İsrail’in saldırılarını eleştirmektedirler. Bizler biliyoruz ki bunlar timsah gözyaşlarıdır.
Eğer saldırılar durdurulmak isteniyorsa açıkça tavır alınmalıdır. İsrail’le yapılan bütün anlaşmalar iptal edilmelidir.
Diğer yandan tüm saldırı ve katliamlara rağmen Ortadoğu halkları dün olduğu gibi bugün de direnmeye devam ediyor. Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de yani bütün Ortadoğu coğrafyasını yeniden sömürgeleştirme amacıyla amansız bir saldırganlığa girişen emperyalistler açıkça görmektedir ki; Ortadoğu “dikensiz gül bahçesi” değildir, olmayacaktır. Emperyalistler ve Siyonist İsrail bilmelidir ki Filistin’de yedi yaşından yetmiş yaşına kadar direnen halk Lübnan’da da aynısını yapacaktır.
Türkiye halkının yüreği ise bu vahşetin ortasında Ortadoğu halklarının yüreğiyle bir atmaktadır. Bizler Halkevciler olarak İsrail Siyonizmine ve emperyalizme karşı yıllardan bu yana direnen Filistin halkının yanında olduğumuzu ve emperyalizmi Ortadoğu’dan kovana dek mücadele edeceğimizi bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz!
KATİL ABD ORTADOĞU’DAN DEFOL
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ
KATİL İSRAİL FİLİSTİNDEN DEFOL
Trabzon
Trabzon Halkevi 16 Temmuz pazar günü Meydan Parkta yaptığı eylemle İsrail’in Ortadoğu da gerçekleştirdiği zulmü protesto etti ve İsrail’le girilmiş olan tüm işbirliği ilişkilerinin kesilmesini istedi.
Eylem öncesi linç olaylarıyla meşhur meydan parka gelen Halkevciler masaları tek tek gezerek Trabzon Halkını eyleme davet etti.
Trabzon Şube başkanı Ahmet Üst’ün okuduğu basın açıklaması sırasında “Katil ABD, Katil İsra
il”, “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.
Açıklamanın ardından uzun süre alkış ve ıslıklarla İsrail protesto edildi.
Basın açıklaması metni şöyle;
Basına ve kamoyuna ;
Tarih 19 Mart 2005 idi. Savaş karşıtları tüm Türkiye’de olduğu gibi Trabzon’da da ABD’nin Irak işgaline karşı tek ses yükseliyordu. Halkın sesi:”Karadeniz Uşağı Amerikan Uşağı Olmayacak” diyerek alanları doldurmuştu. Talepler gayet anlaşılırdı; ABD’nin Irak’tan çekilmesi ve AKP hükümetinin ABD’nin işbirlikçiliğine son vermesiydi. ABD Irak’a demokrasi götürdüğünü, AKP hükümeti ise savaşın bir numaralı destekçisi olmasına rağmen savaşın içinde olmadığını söylüyordu.
Yıl 2006 ve yine Ortadoğu da savaş çığlıkları yükseliyor. Bu kez ABD ve batının desteğiyle İsrail Filistin’in ardından Lübnan’ı vuruyor. 28 Haziran da bir askerin kaçırılması bahane edilerek İsrail Filistin’e saldırmıştı. İsrail hapishanelerinde yasadışı olarak tutulan binlerce çocuk ve kadının, yargısız tutulan on binlerce yetişkin tutsağın, suskun bir dünyanın önünde isimsiz ve
yüzsüz bırakılan binlercesinin adı anılmazken, bütün dünyanın İsrail’ li asker Gilat Shalit’in(jilat şalit) ismini ve yüzünü tanıması şaşırtıcı değil midir? 28 hazirandan bu yana hastaneler, okullar, köprüler, yollar, elektrik santralleri bombalanıyor, masum siviller hain füzelerin hedefinde yok oluyor,
hayatta kalanlarsa açlık ve susuzlukla karşı karşıya bırakılıyor.
Lübnan’da Çarşamba günüden beri on bin kişinin ülkeden çıkış yaptığı kayıtlara geçiyor. Fakat bu kez ne ABD ne de AKP hükümeti aynı şeyleri söylüyor. ABD savaş gerekçesini “demokrasi mücadelesi” yerine “terörle mücadele” olarak değiştirip, zulmü desteklerken sahneye baş aktör olarak İsrail çıkıyor. AKP ise ABD ile imzaladığı “ortak vizyon belgesi”yle artık ABD’nin sömürgeleştirme planlarının “tescilli-belgeli” işbirlikçisi konumunda kalıyor.
Yıllardır emperyalistlerin egemenlik çatışmalarına sahne olan Ortadoğu, yine karanlık bir döneme giriyor. ABD ve İsrail’in hedefindeki Ortadoğu’da savaşlar, iç savaşlar, din, mezhep ve ırk çatışmaları yaratılmaya devam ediliyor.
Yani egemenlerin politikaları; insanları katledilmiş, ekonomisi çökertilmiş, yerleşim yerleri alt üst edilmiş bu topraklar üzerinde yükseliyor.
Peki Ortadoğu’nun kalbi Irak’ta başlayan, Filistin’i, Lübnan’ı vuran, Suriye ve İran’ı hedef tahtasına oturtan emperyalistlere kim, nasıl dur diyecek! Cevap çok açık; bu toprakların gerçek sahipleri yani tüm Ortadoğu Halkları. Tüm dünyanın gözleri önünde yüzbinlerce insanın öldürüldüğü Irak savaşı, Filistinde, İsrail cezaevlerinde tutuklu bulunan onbinlerce sivil, bize insanlık onuru adına harekete geçmemiz gerektiğini
haykırıyor. Direnen bir halkın hedef tahtasına konulan hiçbir güç bunun karşısında ayakta kalamaz. Bunu iyi bilen emperyalistler savaşlarla direnme umudunu kırmaya çalışmaktadır.
Bizler Halkevciler olarak tüm halkımızı direnen Ortadoğu halklarının yanında olmaya davet ediyoruz. Ve buradan AKP hükümetine sesleniyoruz;
Göstermelik kınamaları bırakıp İsrail’le olan tüm askeri- siyasi ve ticari ilişkileri derhal kesin! ABD taşeronluğuna son verin.
Ortadoğu Halkı bu topraklarda emperyalizme karşı direnişin mirası üzerinde yaşıyor. Tarih, olaylara bilinçle müdahale eden insanlığın elinde yazılıyorsa, bu tarihi Ortadoğu’nun direnen halkları yazacaktır.
TÜM HALKIMIZI ORTADOĞU’DAKİ BU KANLI SAVAŞA KARŞI DURMAYA ÇAĞIRIYORUZ!
Trabzon Halkevi
Pazartesi günü yürüyüş
Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği, Divriği Kültür Derneği, HKP, BDSP, SDP, ÖDP, Halkevleri, TÖP, SEH, ÖMP; pazartesi günü Filistin halkıyla dayanışma eylemi gerçekleştirecek.
Eylem, saat 20.30’da Taksim AKM önünde başlayacak. İşgal karşıtları, buradan Dolmabahçe’ye yürüyerek İsrail terörünü protesto edecek.
Yapılan açıklamada, “17 Temmuz, emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin 6. Filonun kovulmasını unutmadıkları bir gün. Ve ezilen halkların şanlı tarihine yazılan bu tarihte bir kez daha emperyalizmin yenileceğini, direnen halkların kazanacağını haykıracağız. Taksim’de toplanıp Dolmabahçe’ye yürüyerek direnen Filistin halkına destek olacağı” denildi.