Sağlık örgütleri bugün yaptıkları eylemle Siyonist İsrail devletinin bütün dünyanın gözleri önünde Ortadoğu’da uyguladığı terörü lanetledi ve İsrail’in saldırılarını durdurmasını istedi. TTB, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacılar Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri, bugün 12:30’da Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili, İsrail Tabipler Birliği, Dünya […]
Sağlık örgütleri bugün yaptıkları eylemle Siyonist İsrail devletinin bütün dünyanın gözleri önünde Ortadoğu’da uyguladığı terörü lanetledi ve İsrail’in saldırılarını durdurmasını istedi.
TTB, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacılar Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES İstanbul Şubeleri, bugün 12:30’da Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Konuyla ilgili, İsrail Tabipler Birliği, Dünya Tabipler Birliği, Kofi Annan, Recep Tayyip Erdoğan ve Meclis Başkanına hastane içinde bulunan postaneden ekteki mektubu postaladı.
Basın açıklamasını TTB Başkanı Gençay Gürsoy, Mektubu ise TTB Merkez Konsey üyesi Ali Çerkezoğlu okudu. İstanbul Tabip Odası Başkanı Özdemir Aktan’da bir konuşma yaparak, “İsrail’in en önemli insan hakkı olan yaşama ve sağlıklı yaşam hakkına saldırdığını konuya duyursız kalınamayacağını” belirtti.
Basın açıklaması
Basına ve kamuoyuna
LÜBNANLI-FİLİSTİN’Lİ ÇOCUKLARIN, ANNELERİN ÇIĞLIKLARI İSTANBUL’DAN DUYULUYOR!
Lübnanlı ve Filistinli çocukların çığlığına cevap verilmeli,ABD destekli İsrail saldırıları ve terörü derhal durdurulmalıdır.
Yaşama hakkını daha da önemlisi sağlıklı yaşama hakkını ülkemiz başta olmak üzere dünyanın her yerinde savunmak hekim olmanın evrensel değerlerinin başında gelir.
Yıllardır açık işgal koşullarında en temel ulusal ve yaşamsal değerleri elinden alınan Filistin halkının yanı sıra şimdi de Lübnan halkının yaşama hakkı ellerinden alınıyor.
Bütün dünyanın gözleri önünde İsrail’in açık işgali altında ölümle yaşam arasındaki ince çizgide gidip gelerek mülteci kamplarında yaşamını sürdürmeye çalışan milyonlarca Filistinli, Lübnanlı bombalarla tahrip edilen ve yaşamı neredeyse imkânsız kılan altyapı sorunlarıyla boğuşuyor.
Filistin ve Lübnan’ın yıkımı pahasına sürdürülen bombardıman sonucu, aralarında savunmasız çocukların da bulunduğu 400’e yakın insan hayatını kaybetti.
Lübnanlı ve Filistinli çocukların çığlığına cevap verilmeli, İsrail saldırıları ve terörü derhal durdurulmalıdır.
Biz hekimler İsrail askerinin yaşama hakkına saygı duyulması gerektiğini savunmakla birlikte hiç ama hiçbir gerekçeyle Filistin ve Lübnan halklarının yaşama hakkına yönelen bu saldırgan İsrail Devleti tutumunu meşru görmüyoruz. İsrail saldırganlığına ve onun destekçilerine karşı başta hekimler olmak üzere tüm duyarlı insan ve kurumların tepkilerini en gür sesle duyurmasının zamanıdır.
Hayatlarını başka hayatları kurtarmaya adamış bir mesleğin uygulayıcısı sağlık çalışanları olarak, Filistin ve Lübnan halklarının çektiği acılara duyarlı olmaya, Ortadoğu’da şiddeti ortadan kaldırmaya ve barışı tesis etmeye yönelik taleplerimizi Ülkemiz ve uluslararası kamuoyuna duyurabilmek,
Başta birleşmiş milletler olmak üzere Dünya tabipleri birliği, İsrail Tabipleri Birliği ve dünya kamuoyunu bir kez daha uyarmak için 21 Temmuz Cuma günü saat 12-30 da Haydarpaşa Numune Hastanesi bahçesindeki postaneden mektuplarımızı göndereceğiz. Basına ve kamu oyuna duyurulur.
İstanbul tabip odası
İstanbul diş hekimleri odası
İstanbul eczacılar odası
İstanbul veteriner hekimler odası
SES İstanbul şubeleri
Mektup
BU SALDIRGANLIĞI DURDURUN
Sayın Başkan;
Bizler Lübnan, Filistin ve İsrail’in komşu kıyılarının Sağlık çalışanlarıyız. Sahillerimizde her gün binlerce çocuk sularla oynaşsın, her gece binlerce sevgili yıldızlara bakıp düşler kursun isteriz. Tepemizdeki gökyüzü aynıdır bizim, dillerimiz birbirine karışır, türkülerimizde birlikte halaya durulur. Kadınlarımızın elindeki kına, erkeklerimizin ellerindeki nasır aynıdır. Birimizin meydanlarından havalanan kuşu diğerleri yemler meydanlarında. Birimizin canı yandığında, hepimizin eti acır. Ve bugünlerde bir yanımız kanamaktadır.
Sayın Başkan,
Savaşa pek çok gerekçe sayabilir politikacılar. Petrol diyebilir, para diyebilir, toprak diyebilir. Ancak hangi gerekçe uykusundan bomba sesleriyle uyanan bir çocuğu ikna edebilir; evini terk edip kaçarken vurulan bir annenin bakışlarında hangi gerekçe gizlidir. Sizde bilirsiniz sayın başkan, bir çocuğun en büyük korkusu anne ve babasından ayrılma korkusudur. Kapısı kırılarak girilen bir evden
götürülen babanın ardından bir çocuğun yüreği nasıl titrer, bir bebeğin açlık çığlıkları hangi rakamların, hesapların arasında yankılanır. Her insanın suya ihtiyacı vardır sayın başkan, her annenin çocuğunu doyuncaya dek emzirmeye. Sokaklarında kentin özgürce yürümeye, gecelerinde uykuya dalmaya. Oysa farkında mısınız sayın başkan, şimdi insanlar yerin yedi kat altında bir sığınak bulma telaşında.
Sayın Başkan,
Komşusu açken tok yatılmaz buralarda, komşunun evine ateş düşmüşken huzur bulunmaz. İnsanlık yok olurken barut kokusunda, kan pıhtısında, dipçik ucunda, susarak insan olunmaz. İşte bu nedenle sesleniyoruz size. Ağlayan bir çocuğa haklı bir gerekçe bulun diye. Bilin ki söyleyeceğiniz hiçbir gerekçenin inandırıcılığı yoktur oyun arkadaşı öldürülen bir çocuğun gözünde.
Sayın Başkan,
Aynı rüzgâr tozlar çiçeklerimizi bizim, aynı tohumla yeşillenir sıcak kumlar. Arada tel örgüler, duvarlar olmasa aynı oyuna ebe olur çocuklar. Aynı binaya harç koyar erkekler, aynı ninniyi söyler kadınlar. Arada silaha mermi yaptığınız gerekçeleriniz olmasa aynı sofraya oturur bütün insanlar. İşte bu nedenle sayın başkan uçaklar bombalarken trafoları, köprüleri, barajları, yolları, binaları lütfen bir kez daha düşünün ‘savaşın haklı gerekçesi ne’ diye. Ama unutmayın yanıtınızı milyonlarca çocuk dinliyor. Sınırın hem o yanında hem bu yanında.
Sayın Başkan,
İsrail’in ABD destekli bu saldırganlığını durdurun. Politikacıların, askerlerin, savaş çığırtkanlarının önüne set çekin. Sağlık çalışanlarının, ölüm karşısında yaşamı savunan talebine karşılık verin.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ