19 Temmuz günü Arjantin’in Cordoba kentinde başlayan Mercosur zirvesi daha şimdiden tarihe geçecek gibi. Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay tarafından kurulan Mercosur, bu defa tüm üyelik süreci yeni tamamlanan Venezüella’yı da içeren beşli birlik olarak toplanıyor. Dahası, Mercosur’u uzun yıllar «neo-liberal bir ortak pazar girişimi» olarak tanımlayan Küba da, zirvenin konukları arasında bulunuyor. Venezüella’nın üyeliği […]
19 Temmuz günü Arjantin’in Cordoba kentinde başlayan Mercosur zirvesi daha şimdiden tarihe geçecek gibi.
Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay tarafından kurulan Mercosur, bu defa tüm üyelik süreci yeni tamamlanan Venezüella’yı da içeren beşli birlik olarak toplanıyor. Dahası, Mercosur’u uzun yıllar «neo-liberal bir ortak pazar girişimi» olarak tanımlayan Küba da, zirvenin konukları arasında bulunuyor. Venezüella’nın üyeliği ve Mercosur’un sosyal bir birliğe dönüşüm süreci, Küba’nın birlik karşısındaki tavrını değiştirmesine sebep oldu. Birliğe üye olmayan ancak gözlemci statüleri bulunan Şili ve Bolivya da zirvenin diğer katılımcıları arasında.
Ancak Mercosur zirvesinin gündemi, Güney Amerika solunda tepkilere yol açıyor. Zira, Siyonist rejimin Filistin ve Lübnan’da katliam yaptığı günlerde toplanan zirvenin ana gündem maddesi, Mercosur ile İsrail arasında imzalanacak olan Serbest Ticaret Anlaşması.
Aralık ayındaki Montevideo zirvesinden itibaren sürdürülen gizli diplomasinin tamamlanmasıyla birlikte, Soykırımcı Devlet, Mercosur’un yeni ortağı haline geliyor. Üstelik, bunun ekonomik olmaktan ziyade siyasal bir sebebe dayandığı herkes tarafından ifade ediliyor. Brezilya’da Lula’yı bu anlaşmadan vazgeçmeye çağıran bir imza kampanyası sürdürülürken, Arjantin İşçi Merkezi (CTA) sendikası da İsrail ile ortaklığa karşı tepkisini kampanyalar ile duyurmaya çalışıyor.
[daha fazla bilgi için bkz. Latinbilgi.Net]