Bugün saat 15.00’da Taksim Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Mağdur Öğretmenler ve Eğitim Emekçileri Derneği’nden (MEDER) öğretmenler, Van’da MEB Bakanı Hüseyin Çelik ve ağabeyinin kadro isteyen öğretmen adayı Niyazi Şen’e dönük tavrını protesto ettiler. “Cehenneme Gitmiyoruz! Kadromuzu İstiyoruz!” yazılı dövizler açan öğretmenler, öğretmenlik onuruna sahip çıktılar ve bir kez daha işsiz, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerin […]
Bugün saat 15.00’da Taksim Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen
Mağdur Öğretmenler ve Eğitim Emekçileri Derneği’nden (MEDER) öğretmenler, Van’da MEB Bakanı Hüseyin Çelik ve ağabeyinin kadro isteyen öğretmen adayı Niyazi Şen’e dönük tavrını protesto ettiler. “Cehenneme Gitmiyoruz! Kadromuzu İstiyoruz!” yazılı dövizler açan öğretmenler, öğretmenlik onuruna sahip çıktılar ve bir kez daha işsiz, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerin sorun ve taleplerini dile getirdiler. Polisin engellemeye çalıştığı basın açıklaması, her şeye rağmen tamamlanarak bitirildi. MEDER’li öğretmenler, insan onuruna yakışan meslek ve çalışma koşulları mücadelelerini sürdürme kararlılıklarını belirttiler.
Okunan basın metni şöyle:
Basına ve kamuoyuna;
21 Temmuz Cuma günü Van’a gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sabah saatlerinde Öğretmen Evi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıda “Bize kadro verilmeyecekse, İran’a gidip öğretmenlik mi yapacağız?” diye tepki gösteren öğretmen adaylarına önce Bakan Çelik, ‘binlerce sınıf öğretmeni açıktayken ben sizi nasıl atayım’ diyerek kayıtsızlığını gösterirken, hemen ardından Bakan’ın korumaları öğretmen adayı Niyazi Şen’e müdahale etti. Tesisat öğretmenliği mezunu olan Niyazi Şen’in yıllardır okul sıralarında harcadığı onlarca emeğin hesabını sormak isterken karşılaştığı saldırı bununla da bitmedi. Bakanın öğretmen evinden ayrılmasının hemen ardından, bu kez Bakan Çelik’in ağabeyi Ramazan Çelik, “Bırakın beni, bunun ağzını burnunu kırmam lazım. Nereye gidersen git, istersen cehennemin dibine git” şeklinde hakaret ederek genç öğretmen adayının üzerine yürüdü. Yeniden korumaların saldırısına maruz kalan Şen, güvenlik görevlilerince gözaltına alındı.
Türkiye’de kadro ataması bir türlü yapılmayan, yıllarca üniversite sıralarında harcadığı emeğin bir türlü karşılığını alamayan on binlerce öğretmen adayının tepkisi meslektaşımız Niyazi Şen’in sözlerinde de en açık şekilde durumumuzu gösteriyor. Ancak haklı tepkilerimiz bir kez daha, kayıtsızlık, yok sayma, susturamayınca da saldırıyla karşılık buluyor. Bu saldırının sorunlarımızla uğraşmakla görevli en tepedeki kişilerden ve olayla nasıl bir yasal bağlantısı bulunduğunu bir türlü anlayamadığımız, tek sıfatı Bakan kardeşi olmak olan kişilerden gelmesi ikinci kez düşündürüyor bizi. Öğretmenlerin sorunlarını görmezden gelen, on binlerce mezunu işsizliğe mahkûm eden bir uygulama nasıl bir devlet politikasıdır, bir Bakan nasıl sorunlarıyla uğraşmakla yükümlü olduğu kişilere “Bana ne sizin durumunuzdan”a çıkan bir tavır alabilir ve Bakan kardeşi olmak nasıl bir ayrıcalıktır ki bir öğretmen adayının ağzını burnunu kırayım deme cesareti verir ve tüm bunların sonunda bir öğretmen evinde gözaltına alınan kişi meslektaşımız olur? Bu soruların, hukuka, meslek ahlakımıza ve insanlığa sığan bir yanını biz bulamadık.
Bakan Çelik görmezden geliyor olabilir ama bugün işsiz öğretmenlerin sayısı yüz bini aşmış durumda, ekonomik anlamda bin bir kısıtlılığın içinde yaşamaya mahkum ediliyoruz, buna karşın okullardaki öğretmen açığı devasa bir boyuta ulaşmış durumda. Biz geleceğimizi bu biçimde şekillensin diye üniversite sıralarında geçirmedik, öğrenciler öğretmensiz okullara mahkum olsun diye öğretmen olmadık. Tüm bunlar bizim sorunlarımız ve çözülmek zorunda. Eğer bakan Çelik bunlara gözlerini kapamaya devam edecekse, o koltukta bulanmaya da hakkı olmadığını düşünüyoruz. Bakan Çelik’in tavrını bir kez daha kınıyoruz.
Kadromuzu İstiyoruz! Cehenneme Gitmiyoruz!
Mağdur Öğretmenler ve Eğitim Emekçileri Derneği’nden öğretmenler