Şentaş Madencilik’e ait kömür ocağında meydana gelen göçük sırasında, madende toplam 57 kişinin bulunduğu belirtildi. Patlamanın 2 koridoru bulunan kömür ocağının 1. koridorunda meydana geldiği belirtildi. 40 kişinin ocaktan sağ çıkmayı başardı, bunlardan yaralı olan 1’i mühendis 7’si Dursunbey Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Göçük altında kalan 17 kişinin ölü olarak çıkarıldı. Kütahya-Tunçbilek Kömür İşletmeleri, […]
Şentaş Madencilik’e ait kömür ocağında meydana gelen göçük sırasında, madende toplam 57 kişinin bulunduğu belirtildi. Patlamanın 2 koridoru bulunan kömür ocağının 1. koridorunda meydana geldiği belirtildi. 40 kişinin ocaktan sağ çıkmayı başardı, bunlardan yaralı olan 1’i mühendis 7’si Dursunbey Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Göçük altında kalan 17 kişinin ölü olarak çıkarıldı. Kütahya-Tunçbilek Kömür İşletmeleri, Manisa-Soma Linyit İşletmeleri, Balıkesir Sivil Savunma ve Balıkesir AKS 112 Arama Kurtarma ekiplerinden toplam 46 kişilik uzman ekibin çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi.
Yaşamını yitirenlerin kimlikleri belirlendi
Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de, Şentaş Madenciliğe ait kömür ocağında meydana gelen grizu patlamasının ardından oluşan göçük nedeniyle toprak altında kalarak hayatını kaybeden 17 işçinin kimlikleri belirlendi. Yaşamını yitiren 17 işçinin isimleri şöyle: “Adil Kuyucu, Fehmi Karaca, Muzaffer Aydın, Ahmet Güneş, Timuçin Kaya, Halil Erdem, Ramazan Tarhan, Ahmet Avcı, Saadettin Eryılmaz, İdris Gülenç, Özcan Bayram, Osman Afacan, İsmail Aslantaş, Nuri Akcan, Salih Evcimen, Ramazan İnci ve Ali İnce.”
İki Genç İşçinin Madene İlk İnişleriydi
Dursunbey’in Delice Köyü’nde ikamet eden ve 6 ay önce evlenen İsmail Aslantaş (23) ile bekar olan Salih Evcimen (19), ilk defa indikleri yeraltından bir daha gün ışığına çıkamadı. Geçen hafta cuma günü Şentaş Madencilik’e başvuran Aslantaş ve Evcimen, işe başladıkları ilk gün bu katliamın kurbanları oldular.
Bakana Göre Ölümler Doğal
Enerji Bakanı Hilmi Güler kaza ile ilgili yaptığı açıklamada “Bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Çünkü, patlamadan birkaç dakika önce ölçümü yapmışlar, ama bu ani gaz gelimi, zaman zaman birikmiş gaz çıkışı olabiliyor. Ama bu konuyu yine de arkadaşlarla görüşeceğiz. Henüz daha incelemeler neticelenmedi. Ama maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor. Yani birikim, çünkü gazın nerede biriktiğini, ne zaman ortaya çıktığını tespit etmek mümkün olmuyor” dedi.
Göz Göre Göre Çalışmasına İzin Verilmiş
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, grizu patlamasının yaşandığı maden ocağının en son 14 Kasım 2005 tarihinde denetlendiğini ve eksiklerin derhal giderilmesi konusunda işletmeye cezai işlem uygulandığını bildirdi.
Bakanlık eksiklikleri tespit etmesine rağmen para cezaları ile durumu geçiştirmiş ve güvenliksiz bir şekilde madenin çalıştırılmasına göz yummuş.
Bakanlık açıklaması şöyle: “Grizu patlamasının yaşandığı Balıkesir’in Dursunbey İlçesine bağlı Odaköy’deki maden ocağı da 2001 yılından bu yana 5 kez denetlenmiş, en son teftiş ise 14 Kasım 2005 tarihinde yapılmış, gerekli uyarılar işyerine bildirilmiştir. Tespit edilen noksanlıkların derhal giderilmesi konusunda da cezai işlem de uygulanmıştır. Bakanlığımız, iş müfettişleri heyetinin yapacağı inceleme sonrasında, kazanın oluş sebebiyle ilgili hazırlanacak rapor paralelinde gerekli tüm yasal işlemleri yapılacak.”
Tepkiler
Şentaş Madencilik linyit ocağında meydana gelen iş cinayetiyle ilgili
Dev.Maden-Sen’in basın açıklaması
Balıkesir’in Dursunbey İlçesine bağlı Odaköy’de faaliyet gösteren Şentaş Madencilik şirketine ait linyit ocağında dün meydana gelen grizu patlaması sonucu oluşan göçükte 17 işçinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı ve aynı zamanda Balıkesir Tenis İhtisas Kulübü 2. Başkanı olan İşveren Erhan ORTAKÖYLÜ’nün işletmesinde 205 işçinin çalıştığı öğrenildi.
İlçeye 35 kilometre uzaklıktaki maden ocağında zaman zaman ölüm ve organ kaybına neden olan iş kazalarının olduğu ancak bunun kamuoyundan gizlendiği öğrenilmiştir. İşçilerin sendikal örgütlenmeden mahrum oldukları, asgari ücret dolayında bir ücretle çalıştırıldıkları herkesin malumudur.
Denetimden uzak, ilkel yöntemlerle üretim yapılan ocaklarda iş ortamının her zaman yeterli havalandırılmadığını, İş Sağlığı ve Güvenliği yönünden gerekli önlemlerin alınmadığını sürekli dile getirmekteyiz. Kazadan 10 dakika önce gaz ölçümünün yapıldığı ve birden metan gazı birikimi sonucu patlamanın olduğu şeklinde sunulan ifade gerçeği yansıtmamaktadır.
Linyit ocaklarında yaşanan, metan gazı patlaması sonucu meydana gelen butür iş cinayetlerini olağan gibi değerlendirmek doğru değildir ve yetkililer bu anlamda açıklamalarına dikkat etmelidir. Sorumluluklarını unutmamalıdırlar.
Bugün Şentaş linyit ocağında 17 insan, örgütsüzlüğün, kayıtdışının, devletin denetim mekanizmalarının çalışmamasının açık kurbanı olmuştur. Tıpkı, Ermenek’te ve Küre’de olduğu gibi… Bir kez daha insan yaşamı aşırı kar hırsına kurban gitmiştir. Daha fazla sömürü mantığı her zaman olduğu gibi burada da daha fazla kanı beraberinde getirmiştir.
Başta hükümet olmak üzere tüm yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz. Kayıtdışını engellemek için neyi bekliyorsunuz? Kan gölüne dönüşen maden ocaklarını neden düzenli denetime tabii tutmuyorsunuz? İmzaladığınız uluslararası sözleşmelere ne zaman uyacak, ülkede sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri ne zaman kaldıracaksınız?
Odaköy’de insan yaşamını hiçe sayan anlayışı lanetliyor, yaşamını yitiren maden işçilerinin ailelerine başsağlığı diliyor ve acılarını yürekten paylaşıyoruz.
Birleşik Metal İş Sendikası’nın yaşananlarla ilgili açıklaması
BÖYLE ŞEYLER OLMAMALI SAYIN BAKAN
Balıkesir Odaköy’de özel bir işletmeye ait maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 17 işçinin yaşamını yitirmesi üzerine Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in yaptığı açıklama ne yazık ki olayın kendisi kadar üzücüdür.
Fütursuzca yapılan özelleştirmeler ve devleti küçültmek adına denetleme yapacak eleman sayısının azaltılması bu tip faciaların artmasına yol açmakta ve insanlarımız yaşamlarını kaybetmektedir.
Devletin en üst makamlarından biri tarafından yapılan açıklamada “Bu metan gazının ne zaman nerede nasıl birikeceği belli olmuyor” demesi ise karın tokluğuna yerin metrelerce altında çalışan emekçilere verilen değerin somut bir göstergesidir.
Bu, bir ay içinde meydana gelen ikinci faciadır ve “bu metan gazının sağı solu belli olmayacağına” göre her an bir yenisiyle daha karşılaşma ihtimali hiç de az değildir.
Sorumluların bu kadar sorumsuzca davrandığı ve yerin metrelerce altında kimliksiz karıncalar gibi hayatını kaybeden maden emekçilerinin yaşadıklarını bu kadar basitçe gerekçelendiren başka bir devlet var mı dır, bilemiyoruz.
Hükümetin ve tüm yetkililerin IMF ve Dünya Bankası’na gösterdikleri ilgi ve hassasiyetin hiç olmazsa birazını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da göstermesini beklemek en doğal hakkımızıdır.
Büyük bir üzüntüyle ve acıyla, bu grizu patlaması sonucunda yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.
Yaralı olan işçi arkadaşlarımızın ise bin an önce iyileşmelerini temenni ediyoruz .
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
Yönetim Kurulu
Halkevleri
KAZA DEĞİL KATLİAM !
Son aylarda artan iş kazalarına ne yazı ki dün bir yenisi eklendi. Balıkesir Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de Şentaş Madencilik’e ait kömür ocağı, grizu patlaması sonucu çöktü. Madende çalışan 57 işçiden 17’si gö
çük altında kalarak hayatını kaybetti. 35 işçi ise sağ olarak kurtuldu. 3 işçi ise hala göçük altında.
Son aylarda artarak devam eden ve son olarak da dün Balıkesir’de gerçekleşen patlama göstermektedir ki güvencesiz ve insanlık dışı koşullarda çalıştırılmanın sonuçları artık katliam gibi ölümlerle sonuçlanmaktadır. Elimize ulaşan bilgilere göre 19 Mayıs’tan bu güne ülkemizde 20 iş kazası meydana gelmiştir. Bu kazalarda onlarca işçi yaralanmış, onlarcası ise maalesef hayatını kaybetmiştir. Açıktır ki ölen ve yaralanan işçilerin çoğunun iş güvencesi, sigortası yoktur.
İşverenler ve hükümet ise olaya tam anlamıyla seyirci kalmaktadır. Üstelik dün yaşanan kazadan sonra Enerji Bakanı Hilmi Güler üzgün olduklarını, ölenlerin çevre köylerden olduğunu, ancak metan gazının bazen böyle problemlere neden olduğunu söylüyor ve daha soruşturmanın sonucu bile ortaya çıkmadan gazetecilerin “kaza eksiklikten kaynaklı mı? sorusuna “Hayır, bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Çünkü, patlamadan birkaç dakika önce ölçümü yapmışlar, ama bu ani gaz gelimi, zaman zaman birikmiş gaz çıkışı olabiliyor. Ama bu konuyu yine de arkadaşlarla görüşeceğiz. Henüz daha incelemeler neticelenmedi. Ama maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor. Çünkü gazın nerede biriktiğini, ne zaman ortaya çıktığını tespit etmek mümkün olmuyor.” diyor. Yani bakan ölen ölmüştür üzüldük ama oluyor böyle şeyler demektedir.
AKP hükümeti, son yıllarda madenlerde yaşanan tüm göçük olaylarından sonra sadece cenaze kaldırmaktadır. Dursunbey’de dün yaşanan ilk değildir. Aylardır “bireysel ölümler” yaşanan ocakta beklenen sonuç gerçekleşmiş ve 17 işçi yaşamını yitirmiştir. Tüm bu yaşananlar, hükümetin madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimi yapmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Oysa ki bu ülkede madencilikle ilgisi olmayanlar bile bilmektedir ki maden ocaklarının çoğunda insan hayatını hiçe sayan çalışma koşulları mevcuttur.
AKP Hükümetinin Bakanı, daha kazanın sebebini bile öğrenmeden kazayı normal görmekte ve bir eksikliğin olmadığını söylemektedir. Sorumluluktan kaçmaya dönük bu sözlerin yaşanan katliam karşısında bir anlamı yoktur. Madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerini yapmayan hükümet birinci elden sorumludur!
Biz Halkevleri olarak yıllardan beri söylemekteyiz. Güvencesiz insanlık dışı koşullarda çalıştırılmanın faturası emekçilere çok ağır şekilde kesilmektedir. Son işçi katliamı da ne yazık ki bunu kanıtlamıştır. Kimse katliamı “kazadır, kaderdir, oluyor böyle şeyler” diyerek geçiştiremez. Öncelikle olay araştırılmalı, sorumluları cezalandırılmalıdır. Ölen işçilerin aileleri tam anlamıyla güvence altına alınmalıdır. Başka ölümler yaşanmasını engellemek için maden ocaklarında işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimleri derhal yapılmalıdır.
İstanbul Halkevi Başkanı
Av. Oya Ersoy
İHD İstanbul Şubesi
GRİZU FACİASI KADER DEĞİLDİR
Balıkesir’de bir maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucu göçük altında kalan 17 maden işçisinin yaşamını yitirmesi, yıllardır sürekli tekrarlanan iş kazalarından ders alınmadığını bir kez daha hatırlattı bizlere.
Kar hırsı ile en temel hak olan yaşam hakkının korunması için gereken önlemleri almayan ve maden ocaklarını adeta birer mezara çeviren yetkililer ve işverenler, bu facianın yegâne sorumlularıdır.
Yaşam hakkı, hiçbir kazançla değiştirilmeyecek kadar değerlidir. Yetkililer ve işverenlerin görmezden geldiği bu gerçeği bir kez daha hatırlatıyoruz.
İnsan hakları savunucuları olarak; grizu faciasında yaşamını yitiren işçilerin ailelerine başsağlığı dilerken, bu faciaların tekrarlanmaması için gereken önlemlerin bir an önce alınması istiyoruz.
Çalışanların iş güvenliğine gereken hassasiyet gösterilmelidir.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi
Petrol İş
17 MADEN İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ ÖRGÜTÜMÜZDE DERİN BİR ÜZÜNTÜ YARATTI
Temennimiz böyle bir acının bir daha
yaşanmaması ve sorumluların cezalandırılmasıdır
Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’deki özel bir şirkete ait kömür ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucunda 17 işçinin hayatını kaybetmesi, 3 işçinin hala göçük altında kalması ve 5 işçinin de yaralanmasından örgüt olarak derin bir üzüntü ve acı duyduk. Bu iş kazasının ve bu acının son olması dileğiyle, hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bu üzücü kaza Türkiye’de maalesef yasa ve tüzüklerle öngörülen işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yerine getirilmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını ve cezai yaptırımların uygulanmadığını gösteriyor. Kömür ocaklarında çalışan işçilerin örgütsüz olması da bir başka trajedidir.
Bu iş kazasında eğer varsa başta işletme yöneticileri olmak üzere sorumlulukları olanlar ortaya çıkarılmalı ve gerekli cezalar verilmelidir. Bir daha böyle bir acının yaşanmaması için başta hükümet olmak üzere tüm sorumlu ve yetkililerin gereken önlemleri alacağını umuyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
PETROL-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU