Bugün bir basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul 17-18 Haziran 2006 tarihinde toplanan KESK Danışma Meclisi’nin aldığı kararları açıkladı. Tombul, “Meclisimiz, bir dönem değerlendirmesi ile birlikte önümüzdeki sürecin eylem ve etkinlik programını oluşturmuştur” dedi. İsmail Hakkı Tombul’un yaptığı basın açıklaması metni ve eylem takvimi şöyle: Danışma Meclisimiz: 4688 sayılı yasa kapsamında geçtiğimiz […]
Bugün bir basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul 17-18 Haziran 2006 tarihinde toplanan KESK Danışma Meclisi’nin aldığı kararları açıkladı. Tombul, “Meclisimiz, bir dönem değerlendirmesi ile birlikte önümüzdeki sürecin eylem ve etkinlik programını oluşturmuştur” dedi.
İsmail Hakkı Tombul’un yaptığı basın açıklaması metni ve eylem takvimi şöyle:
Danışma Meclisimiz: 4688 sayılı yasa kapsamında geçtiğimiz yıl yapılan toplu görüşmelerin sonuçlarını değerlendirmiş ve imza altına alınan pek çok maddenin Hükümet tarafından yerine getirilmediğini tespit etmiştir. Ayrıca Konfederasyonumuzun şerh koyarak imzalamadığı ekonomik ve sosyal haklarla ilgili değerlendirmelerde, haklılığımız bir kez daha açığa çıkmıştır. 5 YTL üzerinden yapılan gizli pazarlıklar ve kirli oyunlar sonucu Hükümetin önerilerini kabul edenlerin, Hükümetin suç ortağı olduğu açığa çıkmıştır. Son yaşanan ekonomik gelişmeler ve çalışanların ücretlerindeki erime bu tespitimizi doğrular niteliktedir.
Bilindiği gibi Hükümet 2006 yılı için %5 enflasyon öngörüsü üzerinden, kamu çalışanlarına birinci yarıyıl %2.5, ikinci yarıyıl %2.5 olmak üzere toplam %5 zam vermiştir. Son yaşanan ekonomik kriz ve dövizdeki dalgalanmalar, enflasyon beklentisinin %15’lere kadar çıkabileceğini göstermektedir. Merkez Bankasının ekonomik verileri, değerlendirmelerimizi doğrular niteliktedir. Dövizdeki dalgalanma nedeniyle dolar karşısında %20 , Euro karşısında %25 ücretlerde erime söz konusu olmuştur. Hükümetin enflasyon öngörüsü tutmamıştır. Şimdiden %10’luk bir ücret kaybı söz konusudur. Bütün bunlar göstermektedir ki 4688 sayılı yasa çerçevesinde gerçekleştirilen toplu görüşmeler, hiçbir bağlayıcılı olmayan bir tiyatro oyununa dönüşmüştür.
Biz bu oyunun figüranı ve Hükümetin suç ortağı olmayacağız.
Ekonomik ve sosyal taleplerimizin karşılanması ve insanca yaşanacak bir ücret için toplu görüşme değil, toplu sözleşme yapmak istiyoruz. Toplu sözleşme yapmamızın önünde herhangi bir yasal engel yoktur. Bugüne kadar 140’a yakın belediye de toplu sözleşmeler imzaladık ve binlerce kamu çalışanı hali hazırda süren bu toplu sözleşmelerden yararlanmaktadır. Bu yıl üniversitelerde ve diğer kamu kurumlarında toplu sözleşme çağrımızı ve yapma irademizi sürdüreceğiz. Hükümetin bunu engelleyici değil, kolaylaştırıcı bir tutum almasını bekliyoruz.
Danışma Meclisimiz; hükümetin uyguladığı politikalarla başta eğitim ve sağlık olmak üzere toplumun çıkarı ve kamu yararı gözetilmeksizin sosyal devlet olgusundan vazgeçilerek kamu kaynaklarının uluslararası sermayenin yağmasına açması, SS ve GSS Yasalarıyla milyonlarca çalışanın emeklilik ve sağlık hakkını ortadan kaldıran gelişmelerin endişe verici boyutlara tırmandığını ifade etmiştir. Yine Hükümetin kamuda sürgün ve baskı yoluyla, başta eğitim ve sağlık olmak üzere yaygın bir şekilde kadrolaşma isteği ve arzusu, başka bir gerilim kaynağı olmaya devam etmektedir.
Hükümetin “Demokratikleşme Programı”; özellikle son bir yılda, geniş toplum kesimlerinin beklentileri açısından tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Başta çalışma yaşamı olmak üzere her alanda, 12 Eylül hukukunun egemenliği yaygın bir şekilde sürmektedir. Sıradan demokratik tepkilerimiz ve eylemlerimiz bile güvenlik güçleri tarafından engellenmekte, baskı ve şiddet uygulanmaktadır. Anti-Demokratik özellik taşıyan 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerle işyerlerimiz önündeki eylemler yasaklanmak ve sokağa çıkış bile olanaksızlaştırılmak istenmektedir. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi “Terörle (Toplumla) Mücadele Yasası” adı altında basına demeç vermenin bile suç sayılacağı ve dava konusu olacağı bir sürece doğru hızla gidilmektedir.
Son dönemde; Mersin, Trabzon ve Sakarya’da ki linç girişimleriyle başlayan, Şemdinli’de açığa çıkan ve Kürt sorununun çözümsüzlüğü üzerinden sürdürülen gerilimler ve yaratılmak istenen çatışmalı ortam; Cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışmaları, Cumhuriyet Gazetesi ile Danıştay’a yönelik saldırılar ve hükümetin gerici kadrolaşmasıyla yoğunlaşan laik, anti- laik gerilimi, bir arada yaşama koşullarını her geçen gün daha da azaltmaktadır. Bu duruma karşı; hiçbir yurttaşımızın kimliği, kültürü ve inancından dolayı ötekileştirilmediği, dinin devleti yönetme arzusunda olmadığı, ancak Devletin de hiçbir dini – mezhebi finanse etmediği demokratik bir Türkiye ve bir arada yaşamayı savunmaya, bu konudaki çabaları büyütmeye ihtiyaç vardır.
Danışma Meclisimiz, yukarıdaki değerlendirmeler ışığında aşağıdaki eylem ve etkinlikleri yapmayı uygun görmüştür.
1- 14 Temmuz 2006 tarihinde bütün illerde; “Ücret Adaletsizliğine Son. Ücretlerimizdeki Kayıplar Giderilsin. Ek Zam İstiyoruz” talebiyle kitlesel eylem ve etkinlikler yapılacaktır.
2- Özellikle Ağustos ayında Toplu Sözleşme hakkımızın kullanılmasına yönelik basın açıklamaları, oturma eylemleri, yürüyüşler ve mitingler gerçekleştirilecektir. Hükümet; Toplu Sözleşme talebimiz ve ekonomik ve sosyal kayıplarımızın telafisi yönünde bir adım atmadığı takdirde Kasım-Aralık aylarında kapsamlı ve milyonlarca emekçinin katılacağı İŞ BIRAKMA eyleminin gerçekleştirilmesi için çalışmalara şimdiden başlayacağız.
3- Eylül-Kasım ayları arasında, çalışanların ortak örgütlülüğüne yönelik olarak somut adımların atılması çerçevesinde, yeni bir fiili meşru mücadele sürecinin iş yerlerinde örgütlenmesinin adımları başlatılacaktır. Bunun için başta MYK üyelerimiz ve her düzeydeki yöneticilerimizin dahil olacağı, İl ve İşyeri gezileri programı uygulanacaktır.
4- Çalışan kadınların sendikalardaki örgütlülük düzeyini artırmaya yönelik olarak KESK Kadın Sekreterliğinin öncülüğünde geliştirilen kampanya bu dönemin öne çıkan etkinliklerinden biri olacaktır.
5- Sürgün ve kadrolaşmaya karşı, KESK bütünlüğü içerisinde eylem ve etkinlikler düzenlenecektir.
6- Üye sendikalarımız, alanlarıyla ilgili çalışmaları eylem ve etkinlikleri planlayarak sürdüreceklerdir.
7- KESK kuruluşundan beri sürdürdüğü demokrasi mücadelesine bu dönemde de devam edecektir. Bu çerçevede 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri, 12 Eylül’e karşı yapılacak eylemler ile demokratik talepleri içeren eylem ve etkinliklerin aktif katılımcısı ve düzenleyicisi olacağız.