“İki Terörist Kutba Karşı Üçüncü Cephenin Oluşum Bildirgesi” İran Komünist İşçi Partisi ABD devlet terörizmi ve siyasal İslam terörizmi kutuplarına karşı üçüncü cephenin oluşumunu bildirir. Üçüncü cephe savaşa ve barbarlığa karşı uygar insanlığın cephesidir. Üçüncü cephe insanlığa karşı cinayetlerini öteki tarafın cinayetleriyle gerekçelendiren ABD devletinin ve yandaşlarının militarizminden, siyasal ve askeri külhanbeyliğinden ve İslami terörizmden […]
“İki Terörist Kutba Karşı Üçüncü Cephenin Oluşum Bildirgesi”
İran Komünist İşçi Partisi ABD devlet terörizmi ve siyasal İslam terörizmi kutuplarına karşı üçüncü cephenin oluşumunu bildirir.
Üçüncü cephe savaşa ve barbarlığa karşı uygar insanlığın cephesidir. Üçüncü cephe insanlığa karşı cinayetlerini öteki tarafın cinayetleriyle gerekçelendiren ABD devletinin ve yandaşlarının militarizminden, siyasal ve askeri külhanbeyliğinden ve İslami terörizmden usanan ve bu iki gerici kutba karşı uygarlık, insanlık ve özgürlüğün bayrağını yükseltmek isteyen bütün özgürlükçü insanların cephesidir. Üçüncü cephe militarizme ve siyasal İslam’a hayır cephesidir. Bu laiklerin [sekülerlerin], özgürlükçülerin, bütün ülkelerin nükleer silahsızlandırılmasını isteyenlerin, ABD devlet militarizmi karşıtlarının, İslami terörizm karşıtlarının, kadın özgürlüğü aktivistlerinin, idam, recm ve töre cinayetlerine karşı gelenlerin ve bütün yer kürede evrensel insan haklarını savunanların cephesidir.
Batı’nın devlet militarizmine karşı gelmek siyasal İslam’a karşı gelmekten ayrılamaz. Amerika devleti ve yandaşlarının devlet militarizmi ve İslami terörizm birbirlerine varlık nedeni sağlayan, birbirlerini gerekçelendirip güçlendiren “Yeni Dünya Düzeni” gericiliğinin ögeleridir. Günümüzde siyasal İslam’ın bir kolu Irak ve Afganistan’da ABD’nin yanında yer almakta doğrudan ABD ve yandaşlarının uydurduğu ultra gerici devletlerde bir güç olarak kullanılmaktadır. ABD karşısında yer alan öteki koluysa siyasal kimliğini ve varlık nedenini ABD ve yandaşlarının siyasetlerinin Irak, Filistin ve bütün Ortadoğu’da yol açtığı cinayetler ve güçlüklerden almaktadır. Siyasal İslam bir bütün olarak ABD ve Batılı devletlerin gerici siyasetleri temelinde ortay çıkmış insanlık karşıtı ve ultra gerici bir harekettir. İslam Cumhuriyeti siyasal İslam’ın omurgası, Ortadoğu ve dünya çapında İslami terörizmin destekçisi, karnesinde İran halkına karşı uyguladığı yirmi yedi yıllık cinayet, baskı ve terör bulunduran ultra gerici bir rejimdir. İran halkı bu insanlık karşıtı rejime karşı, özgürlük ve eşitlik için mücadeleyle teröristler savaşına karşı mücadelenin ön safında yer alıyor.
Üçüncü cephe İran halkının ABD’nin askeri ve siyasal tehditler ve müdahalesine karşı mücadelesini ve İslam Cumhuriyeti’ni devirmek için hareketini teröristler savaşıyla mücadele etmenin alternatif yolu, gerçekçi, etkili ve belirleyici yöntemi sayar ve İran halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesini etkin biçimde destekler.
Üçüncü cephenin bildirgesini sunuyor dünyadaki bütün insancı, laik [seküler], savaş karşıtı ve özgürlükçü örgüt ve hareketleri, parti ve kişileri bu bildirgeyi imzalayarak üçüncü cepheye katılmaya çağırıyoruz.
* * *
Batılı devletlerle İslam Cumhuriyeti arasında süren çekişme insani, siyasal ve toplumsal açıdan ürkütücü sonuçlara yol açabilir. Irak’ın acı deneyimi ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırıdan kaynaklanan güçlükleri herkese göstermektedir. Yaşam koşullarının ağırlaşması ve ekonomik çıkmaz, insanların katledilmesi ve yersiz yurtsuzlaşması, İslam Cumhuriyeti’nin halkı bastırma eylemlerinin genişlemesi İran’a uygulanacak ekonomik yaptırım veya yapılacak askeri saldırının dolayımsız sonuçlarının yalnızca birkaçıdır. Bu politika bölgesel düzeyde İslami terörizmin iplerini koparmasına, uluslararası düzeydeyse terörizmin boyutlarının büyümesine yol açacaktır.
Var güçle ABD ve yandaşlarının külhanbeyliğine karşı durmak gerekir, karşı kutbun, İslami terörizmin cinayetlerini sonlandırmak bölge halklarına İslami terörizm, hareketler ve yönetimlerden kurtulmaları için yardım sağlamak gerekir. ABD devlet militarizmi ile İslami terörizm bütün dünyada insanlığın yaşamını karartmaktalar. Bunlardan hiçbirinin var olan bunalım ve yol açtığı sorunlara çözümleri bulunmuyor, tersine bizzat kendileri bunalımın nedeni ve şiddetlenmesini ve derinleşmesini sağlayan etmendirler. Uygar insanlık bu her iki kutup ve dünyaya dayattıkları sorunlar karşısında ayağa kalkmalıdır. Nükleer silahlar sorununun, İslami terörizm ve dünyadaki bütün insanlara karşı anlatılmaz cinayetlerinin ve ABD ile Batılı devletlerin militarist külhanbeyliklerinin çözümü biz insanların elindedir.
Bu doğrultuda İran halkının kurtuluş ve özgürlük mücadelesi belirgin, belirleyici bir rol oynamaktadır. İran’da yıllardan beri İslami yönetime karşı, özgürlük ve eşitlik için geniş çaplı toplumsal bir hareket sürmektedir. Bu hareketin İslam Cumhuriyeti’ne karşı zaferi dünya çapında siyasal İslam’a ve İslami terörizme can alıcı bir darbe indirecek ABD’nin rejim değişikliği veya sözüm ona “demokrasi ihraç etmek” ve öteki toplumlara kukla gerici yönetimler dayatmak için siyasal-askeri müdahaleciliğine karşı etkili, belirleyici bir karşılık olacaktır. İran halkının zaferi ileriye atılmış büyük bir adım, militarist ve İslamcı terörizmlere karşı ve bütün dünyada özgürlük, uygarlık ve evrensel insan haklarını savunmada bir dönüm noktası olacaktır.
Aşağıdaki bildiriyi imzalayan bizler şunları duyuruyoruz:
1-Savaşa, Ekonomik Yaptırımlara Hayır
İran’a uygulanacak ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırı insani, siyasal ve toplumsal açıdan ürkütücü sonuçlara yol açacaktır. Irak’ta gerçekleşen İran’da yinelenmemelidir. Bu tehditler ivedilikle durdurulmalıdır.
2-ABD Militarizmine, Siyasal İslam’a Hayır
Uygar insanlık Batı devlet terörizmi ile İslami terörizm arasındaki çekişmede temsil edilemez. Bu çekişmenin her iki tarafı gerici ve insan düşmanıdır ve geri püskürtülmelidir.
3-Bütün Devletler Nükleer Silahsızlandırılmalıdır
Ne İran’ın, ne ABD’nin ne de başka hiçbir ülkenin nükleer silahı bulunmamalıdır. İslam Cumhuriyeti’nin nükleer projesi ivedilikle durdurulmalıdır. Ancak en büyük nükleer silah yığınaklarına sahip devletler öteki ülkelerin nükleer güçlerini yargılayacak yetkili organlar sayılamazlar. Bütün ülkelerin nükleer silahsızlandırılması ve çağdaş dünyaya bir karabasan gibi inen nükleer kabustan kurtuluş yalnızca dünya insanlığının direnişi ve mücadelesiyle gerçekleşebilir. Aynı biçimde İslam Cumhuriyeti’nin nükleer projesiyle mücadele dünya özgürlükçü insanlarının, özellikle de İran halkının görevidir.
4-Batı’da Terörizmle Mücadele Bahanesiyle İnsanların Medeni Haklarına Saldırıya Hayır
Batılı devletler terörizm tehlikesi ve güvenliği sağlamak bahanesiyle insanların medeni haklar ve özgürlüklerini sınırlıyor ve yadsıyorlar. Yurttaşların özel yaşamlarının denetlenip gözetlenmesi, ifade özgürlüğünün sınırlandırılması, seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ve göçmen haklarının yadsınması devletlerin insanların yaşamına en yaygın saldırılarındandır. Bu saldırıya karşı mücadele etmek ve onu etkisizleştirmek gerekir. Bahanesi her ne olursa olsun insanların hak ve özgürlüklerine hiçbir müdahale kabul edilemez.
5-İran Halkının Askeri Müdahale ve İslam Cumhuriyeti’ne Karşı Mücadelesini Etkin Biçimde Destekliyoruz
İran halkı 27 yıldır baskı, despotizm, kadın hukuksuzluğu, cinsel ayrımcılık, recm, idam, siyasal tutukluların işkencesi ve yoksulluk ve ekonomik yoksunluğun dayatılmasına karşı mücadele etmektedir. İran halkı siyasal yazgısını kendisi belirlemek istiyor ve bunu başarabilir. İran halkının kurtuluş ve özgürlük mücadelesini desteklemek ve bu hareketin İslam Cumhuriyet
i’ne karşı zaferi ve halkın doğrudan yönetiminin kurulması ABD külhanbeyliğine karşı belirleyici bir adım, Ortadoğu ve dünyada İslami terörizme indirilen can alıcı bir darbe olacaktır.
6-İslam Cumhuriyeti Uluslararası Toplumdan Dışlanmalıdır.
İslam Cumhuriyeti insanlığa karşı yirmi yedi yıldır işlemekte olduğu cinayetler nedeniyle; İran halkının haklı mücadelesini acımasızca bastırmaktan ve yüz bini aşkın siyasal tutukluyu idam ettiği için; İran’a cinsel ayrım [Apartheid] rejimini dayattığı için: ve bölgede İslami terörist hareketleri desteklemek ve dünya çapında terörizmin yayılmasına katkıda bulunmak nedeniyle, Güney Afrika’daki Irk Ayrımı [Apartheid] Rejimi gibi uluslararası toplumdan dışlanmalıdır. İslam Cumhuriyeti’nin İran halkının temsilcisi olarak tanınmamasını, İslam Cumhuriyeti’yle diplomatik ilişkilerin kesilmesini ve bütün ülkelerde elçiliklerinin kapatılmasını ve İslam Cumhuriyeti’nin bütün uluslararası kurumlardan ihraç edilmesini talep ediyoruz.
Her iki terörist kutba karşı dünyadaki bütün insancı, laik [seküler], savaş karşıtı ve özgürlükçü örgüt ve hareketleri, parti ve kişileri bu bildirgeyi imzalayarak üçüncü cepheye katılmaya çağırıyoruz.
Kaynak: Katman.info