Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası Çalışma Konferansı toplantısı devam ederken, Ülkemizde sendikal hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Birleşik Metal İş sendikasından 4 sendikacı, ILO Ankara Ofisi’nin önünde kendilerini zincire vurdu. Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri M. Selçuk Göktaş, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar ve Birleşik Metal emekçisi Muhammed Yurtsever’in yeraldığı eylem devam ediyor. Ayrıca ILO Türkiye […]
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası Çalışma Konferansı toplantısı devam ederken, Ülkemizde sendikal hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Birleşik Metal İş sendikasından 4 sendikacı, ILO Ankara Ofisi’nin önünde kendilerini zincire vurdu.
Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri M. Selçuk Göktaş, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar ve Birleşik Metal emekçisi Muhammed Yurtsever’in yeraldığı eylem devam ediyor.
Ayrıca ILO Türkiye Temsilciliği önünde bugün saat 11’de de DİSK, sendikalaşan işçilerin işten atılmasını protesto için bir basın açıklaması yaptı. Değişik illerden ve işyerlerinden Ankara’ya gelerek açıklamaya katılan işten atılan işçiler, Hükümeti ILO kararlarını hayata geçirmesi için uyardı.
Birleşik Metal Sendikası’ndan yapılan açıklama şöyle:
Dünyanın 178 ülkesinden 3 binin üzerinde işçi, işveren ve hükümet temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda bu yıl DİSK, katılmama kararı almıştı.
ILO yıllardır yayınladığı raporlarda, aldığı kararlarda ülkemizde sendikal hak ve özgürlükler ile ilgili engellerin neler olduğunu belirtmekte ve kaldırılmasını talep etmektedir. Buna rağmen bu yılki ILO Konferansında, Türkiye sendikal hak ihlalleri nedeniyle Aplikasyon Komitesi gündemine alınmamıştır.
Cenevre’de yapılan ILO toplantısı devam ederken, ülkemizdeki sendikal hak ihlallerine bir kez daha dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen eylem şu anda devam etmektedir.
• Hükümet Meclis gündeminde bulunan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı’nın sendikal örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkı ile ilgili maddelere yine çekince koymak istemektedir.
• 2821 ve 2822 sayılı yasalarda değişiklik öngören son taslaklar özgür bir sendikal hayat yaratmayı amaçlamıyor, aksine 12 Eylül ile getirilen engelleri ufak cilalar dışında aynen korumaktadır.
• Çeşitli işkollarında binlerce işçi sendikalaştıkları için işten atılmakta, toplu sözleşme yetki işlemleri yıllarca süren davalara konu olmaktadır. Çalışanların en temel hakkı olan sendikalaşma hakkı bu ülkede kullanılamamaktadır.
Kamuoyunun bilgilerine…
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
Genel Yönetim Kurulu
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ILO Türkiye Temsilciliği önünde şu açıklamayı yaptı:
HÜKÜMET ILO KARARLARINI HAYATA GEÇİRMELİDİR!
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun yıllık konferansı Cenevre’de yapılıyor. Konferans 16 Haziran’da bitecek.
DİSK olarak bu yıl ILO Konferansı’na katılmadık. Elbette burada hedefimiz ILO değildir.
Hedefimiz ILO kararlarını uygulamayan, bilerek yok sayan ve önceki hükümetler gibi bu konuda verdiği sözü tutmayan AKP iktidarıdır.
Bu ülkede çalışanlar yıllardır aldatılıyor, kendilerine yalan söyleniyor.
Avrupa Birliği sürecinde pek çok alanda yeni düzenlemeler yapıldı. Bunların bir kısmı olumlu, bir kısmı olumsuz…
Hala pek çok alanda ciddi eksiklikler de var.
Ancak yıllardır bir tek alana dokunulmuyor, buradaki sorunlar çözülmüyor.
Bu alan çalışanların en temel hakkı olan örgütlenme, toplu sözleşme ve grevle ilgili alandır; yani çalışma hayatıdır, sendikal haklar alanıdır.
Bu alan 12 Eylül darbecileri tarafından çıkarılan yasalarla yönetiliyor.
12 Eylül darbesinin ürünü olan çalışma yasaları örgütlenme özgürlüğünü engelliyor, toplu sözleşme ve grev hakkını çiğniyor.
Bunun belgelerini, kanıtlarını yıllardır ortaya koyuyoruz.
Bu ülkede on binlerce işçi sendikalaştıkları için işten atıldı, hala atılıyor.
İşçiler sendikaya üye olmak için notere para yatırıyor. Bunun hiçbir ülkede örneği yok.
İşkolu ve işletme barajlarıyla sendikaların eli kolu bağlanıyor.
Toplu sözleşme yetki işlemleri yıllarca süren davalara konu oluyor.
Grev hakkı fiilen engelleniyor, bu alanda pek çok yasak ve engelle karşılaşıyoruz.
Bütün bunların sonucunda işçiler örgütlenemiyor, sendikalar güç kaybediyor, toplum örgütlü hale gelemiyor.
Ve işte karşımıza bugünkü Türkiye tablosu çıkıyor.
Çeteler, kapkaç, şiddet…
Yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik…
Toplumsal gerilim ve kavga…
Biz bunu hak etmiyoruz.
Biz artık söz değil icraat bekliyoruz.
Haklılığımız o kadar açık ki!
Bakınız ILO kararlarına. ILO diyor ki Türkiye’de sendikal haklar çiğneniyor, yasalar mutlaka değişmelidir. Barajlar ve noter şartı kalkmalıdır, grev yasakları kaldırılmalıdır.
Bakınız Avrupa Birliği belgelerine. Avrupa Birliği diyor ki sendikal haklar temel siyasi kriterler arasındadır. Bu hakların önündeki engellerin kaldırılması gerekir.
ILO’nun ve Avrupa Birliği’nin samimiyetini tartışmıyoruz. Önemli olan niyet değil ortadaki belgelerdir.
Hükümete düşen de bunun gereğini yerine getirmektir.
Ama Hükümet ne yapıyor?
Söz veriyor tutmuyor.
Ortaya taslaklar çıkarıyor, bizleri oyalıyor.
Aranızda anlaşın gelin diyor, topu taca atıyor.
Biz artık oyalanmak, geçiştirilmek istemiyoruz.
Biz artık Türkiye’de taraflar tartışıyor, görüşüyor, meseleler diyalogla çözülüyor, şeklinde gerçek olmayan bir görüntü vermek istemiyoruz.
Biz samimiyet istiyoruz, Hükümete açıkça diyoruz ki, sözünüzün eri olun, ne düşünüyorsanız açık söyleyin.
Sendikal hakların önündeki engelleri kaldırmak bir saatlik iştir!
Ya bunu yapın ya da bu konuda konuşmayın ve gerçek yüzünüz ortaya çıksın.
İşte burada, son bir ayda sendikalaştıkları için işten atılan işçileri görüyorsunuz. NUMAŞ Tekstil’den, MENSA Tekstil’den, METREKO Tekstil’den, İNTEKS Tekstil’den, DEDEMAN’dan, HİLTON’dan, ETAP ALTINEL’den, metal işkolunda EKSTRA METAL’den, HAS ALEMİNYUM’dan, MİTO YAPI ELEMANLARI’ndan, TABOSAN MÜHENDİSLİK’ten, C-U A.Ş’den, GÜZEL İZMİR ŞİRKETİ’nden işten atılan arkadaşlarımız buradalar. Diğer işkollarında da işten atılmalar yaşanmaktadır.
Pazar günü de yine TUZLA DESAN TERSANESİ’nde 50’ye yakın arkadaşımız işten atılmış ve DİSK/Limter İş Genel Başkanı Cem Dinç tutuklanmıştır. Sendikal mücadeleden ve emekçilerin haklarını almaktan başka birşey yapmayan arkadaşımızın tutuklanmasını şiddetle protesto ediyorum.
Bu amaçla bu eylemde bir aradayız.
Amacımız ILO’yu protesto etmek değil, ILO Konferansının yapıldığı bugünlerde ILO kanalıyla Hükümet uyarmak, herşeyin Sayın Bakan’ın söylediği gibi güllük gülistanlık olmadığını belirtmektir.
Hükümeti göreve çağırıyoruz.
Hükümet ILO kararlarını hayata geçirmeli, derhal yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Talebimiz budur. Bütün gücümüzle bu mücadeleye devam edeceğiz.