Enerji Sen Genel Kurulu 3-4 Haziran tarihlerinde gerçekleştirildi. Genel Kurul’a enerji alanında özelleştirme saldırısının hızla sürmekte olduğu bir dönemde ve bütün yöneticileri hükümet güdümlü sarı sendika ve enerji tekellerinin oyunları ile işten atılmış bir ortamda giden Enerji Sen, örgütlenmesini genişletecek ve enerji alanında uluslararası tekellerin oyunlarını bozacak kararlar aldı. DİSK’e Katılma Kararı Önümüzdeki dönem örgütlenmesini […]
Enerji Sen Genel Kurulu 3-4 Haziran tarihlerinde gerçekleştirildi. Genel Kurul’a enerji alanında özelleştirme saldırısının hızla sürmekte olduğu bir dönemde ve bütün yöneticileri hükümet güdümlü sarı sendika ve enerji tekellerinin oyunları ile işten atılmış bir ortamda giden Enerji Sen, örgütlenmesini genişletecek ve enerji alanında uluslararası tekellerin oyunlarını bozacak kararlar aldı.
DİSK’e Katılma Kararı
Önümüzdeki dönem örgütlenmesini taşeron, kadrolu, memur statülerini ortadan kaldıracak ortak bir mücadele perspektifi ile devam ettirecek olan Enerji Sen genel Kurul’unda DİSK’e katılma kararı alındı.
Tüzük değişikliği ve çeşili kararların alındığı Genel Kurul Cumartesi günü Genel Başkan Yunus Akyıldırım’ın konuşması ile açıldı. Ardından divan başkanı Kamil Kartal sendikanın örgütlenme sürecine, üye ve yöneticilerine açılan davalara değinen bir konuşmanın ardından Genel Kurul gündemlerine geçildi. Tüzük değişikliği ve kararların yapılan oylama ile kabul edilmesinin ardından konuklar ve sendikanın üyesi işçiler mücadeleleri ve sorunları üzerine konuşmalar yaptılar.
Pazar günü yapılan seçimlerle de yeni yönetimini belirleyen Enerji Sen Genel Kurulu enerji alanında uluslar arası yağma ve sömürünün karşısına emek cephesinden verilecek cevabın kurucu adımlarından birisi oldu.
Seçimlerin ardından yeni Yönetim Kurulu şöyle oldu:
YÖNETİM KURULU ASIL
YUNUS AKYILDIRIM GENEL BAŞKAN
ENİS ÇİÇEK GENEL SEKRETER
MURAT TOPAL G.MALİ SEKRETER
YAVUZ YENİGÜN G.ÖRG SEKRETERİ
RIFAT UYSAL G.EĞT.SEKRETERİ
O.FARUK BELOVACIKLI G.HUK.İŞ SEKRETERİ
İRFAN ÇETİN G.SOS.İŞ.MEV.SEKRETERİ
DENETİM KURULU ASIL
OKTAY ÇELİK
SELAHATTİN TUĞCU
MURAT DENİZ
DİSİPLİN KURULU ASİL
ERDAL TÜRKYILMAZ
OĞUZ UĞUR
SÜLEYMAN AÇIKGÖZ
ENERJİ SEN GENEL KURUL KARARLARI
KARAR NO 1
ABD’nin Irak İşgali ve Olası İran Saldırısı Hakkında
ABD ve işbirlikçileri Irak’ta emperyalist bir işgali sürdürmektedir. Bu işgal sadece Irak’ta yaşayan halklara değil, Ortadoğu’daki bütün halklara ve dünyanın tüm ezilenlerine karşı yürütülen bir saldırının parçasıdır. Bunun bir sonucu olarak dünyanın ezilenleri, işçiler ve yoksullar savaş ihtimali çıktığı andan itibaren savaşa ve işgale karşı çıkmışlardır. Ülkemizde de emekçiler aylarca süren eylemlerle ve zirve noktasını oluşturan 1 Mart mitingiyle Irak işgaline karşı tavırlarını ortaya koymuşlardır. Günümüzde ise yine ABD önderliğindeki güçler, bir nükleer kriz tehdidini ortaya atarak İran’a saldırı hazırlıkları yapmaktalar. Bu noktada Türkiye egemenleri ve AKP hükümeti de bu savaşta ABD’nin isteği doğrultusunda konumlanmaya çalışmaktadırlar. Ülkemiz emekçileri Irak’taki işgalin sona erdirilmesini, İran’a emperyalist bir saldırının yapılmamasını ve Türkiye’nin de ABD planlarının bir parçası olmasını istememektedir.
Genel Kurulu’muz, tüm emekçileri, ABD’nin emperyalist işgal politikalarına ve Türkiye’nin bu işgal politikalarının bir parçası olmaması için mücadele ve güçbirliği yapmaya; bu mücadeleyi tüm dünya halklarıyla birlikte sonuna kadar sürdürmeye çağırır.
KARAR NO 2
IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü Hakkında
IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’ne karşı mücadele işçi sınıfının ve ezilen halkların en önemli gündemlerinden birisidir. Dünyada gelişen anti-emperyalist mücadele de (özellikle Latin Amerika’da) emekçilerin mücadelesi açısından önemli kazanımlar içermektedir.
Genel Kurul’umuz, emperyalizmin ve kapitalizmin yıkılması mücadelesinin bir parçası olarak; IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün dağıtılması, şimdiye kadar bu kurumlarla yapılan tüm anlaşmaların geçersiz sayılması, bu kurumlardan alınan borçların aslında fazlasıyla ödendiğinden hareketle tüm sonuçlarıyla beraber yok sayılması için mücadele etmeyi; bu mücadeleyi yürüten ulusal ve uluslararası ölçekteki tüm ilerici güçlerle birliktelikler kurmak için çalışmayı karar altına alır.
KARAR NO 3
Kürt Sorunu Hakkında
Ülkemiz ve Ortadoğu’nun en önemli sorunlarından birisi Kürt sorunudur. Milyonlarca insandan oluşan bir halk, bugün dört ayrı ülkede baskı altında yaşamaktadır. Kürt halkının da dünyanın diğer halklarıyla eşit şartlar altında ve özgürce yaşama hakkı vardır. Bu hakkı kısıtlayan her türlü uygulamaya son verilmelidir. Ülkemiz özelinde Kürt sorunu temelinde uzun yıllar süren bir çatışma ortamı, son bir yıldır yeniden başlamıştır. Sorun halkların kardeşliği ve eşitliği temeli üzerinde çözülmeli, çatışmanın kaynakları kurutulmalıdır. Bölge halkı ağır baskılara ve yıkımlara uğramaktadır. Bölge halkına yapılan saldırıların sorumluları cezalandırılmalı, göç ettirilenlerin köylerine dönmeleri önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve koruculuk dağıtılmalıdır.
Genel Kurul’umuz, başta Türk ve Kürt emekçileri olmak üzere, tüm emekçilerin geleceklerini sınıf temelli bir yaklaşım içerisinde ortaklaştırabildikleri oranda barış ve demokratikleşmenin olabileceğinden hareketle; tüm emekçileri her türlü ulusal baskı ve eşitsizliğe karşı mücadeleye çağırmayı karar altına alır.
KARAR NO 4
F Tipi Cezaevleri ve Tecrit Hakkında
Her türlü gerici, baskıcı ve faşist uygulamaların ilk saldırı alanlarından birisi cezaevleridir. F tipi cezaevleri de bu yaklaşımın bir ürünüdür. Düzene muhalif olan insanları yıldırmak, benliklerini parçalamak ve teslim almak için geliştirilen hücre tipi cezaevleri derhal kapatılmalı, esas olarak düzenin sorunlarından kaynaklı olarak cezaevlerine doldurulan tüm insanlar için kapsamlı bir salıverilmeyle özgürlüğüne kavuşturulmalıdır.
Genel Kurul’umuz, tecritin her kim için uygulanırsa uygulansın bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini karar altına alır.
KARAR NO 5
Emek Süreciyle İlgili Yasal Düzenlemeler Hakkında
AKP iktidarı, önceki koalisyon hükümeti döneminde gündeme getirilen İş Yasası Tasarısı’nı sonuca bağlamış ve 4857 Sayılı Yasa haline getirmiştir. Bu yasa sermaye için taleplerinin karşılanması, işçiler için ise kölelik şartlarının ağırlaştırılması yasasıdır. Maalesef başta sendikal merkezler olmak üzere tüm emek hareketi, bu yasaya karşı gerekli çapta bir mücadeleyi örgütleyememiştir.
Önümüzde Sendikalar Yasası ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası’nın değiştirilmesi süreci vardır. Bu yasalarda yapılacak değişiklik önermelerini incelediğimizde; işçilerin, emekçilerin örgütlenmesi ve mücadelesinin sınırlandırılması yine karşılaşacağımız temel sorundur. Değişikler, sendikaların taleplerini karşılamaktan uzaktır.
Genel Kurul’umuz, bundan hareketle bu konudaki mevcut ve öngörülen yasaların yerine “Tüm ücretli çalışanlar ve çalışmak ihtiyacında olanlar için sendikalar kurmak; çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için, kurdukları örgütler aracılığıyla almış oldukları bütün eylem kararlarını uygulama, sınırlama olmaksızın duyurma ve yayma hakkına sahiptirler. Her düzeyde yetkili sendika, işçiler arasında yapılacak olan oylama ile belirlenir. Sendikaların iç işleyişi ve yapılanmaları se
ndika tüzükleri ile düzenlenir” şeklindeki tek maddelik bir yasa için mücadele etmeyi karar altına alır.
KARAR NO 6
Taşeronlaştırma ve Özelleştirme Hakkında
Sermayenin emek süreçlerini, kendi egemenliğini artıracak şekilde yeniden örgütlemedeki en önemli araçlarından ikisi özelleştirme ve taşeronlaştırmadır.
Özelleştirme süreci, işçi sınıfının tarihsel mücadelesiyle elde edilmiş olan tüm sosyal hakların geri alınmasını ve her türlü ekonomik etkinliğin özel sermaye tarafından gerçekleştirilmesi gerektiği şeklindeki ideolojinin yerleştirilmesini temel almaktadır. Bu niteliğiyle sadece sermayenin ekonomik bir saldırısı değil, işçi sınıfının eşitlik ve özgürlük mücadelesinin nihai hedefi olan sosyalizm karşısında, kafaları kazanmaya dönük bir içeriğe sahiptir. Bu nedenle özelleştirmeye karşı mücadele, sendikaların şimdiye kadar ağırlıkla yürüttüğü şekliyle KİT’lerin özelleştirilmesinin engellenmesi, buralardaki işçilerin haklarının korunmasıyla sınırlı olarak ele alınamaz. Her şeyin en iyisini özel girişimin yapabileceği, serbest piyasa ekonomisinin dışında seçenek olmadığı şeklindeki tezlerin çürütülmesi ve işçi sınıfının kendi ideolojisinin yaygınlaştırılması, bu mücadelenin önemli bir parçası olarak görülmelidir.
Taşeronlaştırma ise işçileri örgütsüzleştirmenin, sermayeye istediği her türlü esnekliği sağlamanın, sigorta gibi en temel işçi haklarının bile gasbedilmesinin önemli bir aracıdır. İşçi sınıfının geniş bir kesimi bu biçimde çalıştırılmaktadır. Bu nedenle taşeronlaştırmaya karşı mücadeleye ve taşeron şirketlere bağlı çalışan işçilerin örgütlenmesine özel önem verilmelidir.
Öznelinde, ülkemizde enerji sektörü hızla özelleştirilmekte, çalışanların taşeronlaştırma uygulamalarıyla sendikalaşma, sigorta ve iş güvencesi gibi haklarını kaybetmektedirler. Enerji sektöründe özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya karşı mücadele temel bir sorundur.
Genel Kurul’umuz, özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya karşı işçi sınıfının örgütlenmesini temel bir görev olarak kabul eder, bu uygulamalara karşı yürütülen tüm emek eksenli mücadelelerin içinde aktif olarak yer almayı, diğer sendikaların ve emekten yana örgütlerin bu uğurda yürüttüğü çalışmaları desteklemeyi karar altına alır.
KARAR NO 7
Uluslararası Dayanışma Hakkında
İşçi sınıfı ve sermayenin karşılıklı olarak şekillendiği günden itibaren giderek ulusların ölçeğini aşan bir mücadele yaşanmıştır. Sermaye kendisini uluslararası ölçekte hareket eden bir şekilde örgütlerken, işçi sınıfını dar ulusal sınırlara hapsetmeye çalışmıştır. Ancak işçi sınıfı hareketinde de ilk baştan itibaren kuvvetli uluslararası örgütlenme deneyimleri ortaya koymuştur. Bu temelde I.-II.-III. Enternasyonal’ler kurulmuştur. Bugün işçi sınıfının kapitalizme karşı mücadelesinin dünya ölçeğinde eşgüdümünü sağlayan bir örgütlenme yoktur. Ancak enternasyonal dayanışma ihtiyacı giderek daha yakıcı bir şekilde kendini dayatmaktadır.
İçinde bulunduğumuz süreçte uluslararası dayanışmanın başlıca konuları; Irak ve Afganistan’daki işgalin son bulması, Filistin’deki işgalin son bulması, İran’a ABD müdahalesinin engellenmesi, küreselleşmenin emekçilere ve yoksullara dayattığı yıkıma karşı ve çokuluslu şirketlerin yarattığı insani-ekolojik felaketlere ve eşitsizliklere karşı mücadele edilmesidir.
Genel Kurul’umuz, işçi sınıfının mücadelesinin tüm dünya ölçeğinde bir ve aynı amaca dönük bir mücadele olduğundan, başarısının ancak uluslararası dayanışma ve birliklerin güçlü bir şekilde oluşturulmasından geçtiğinden hareketle, küreselleşme karşıtı oluşan dünya çapındaki hareketi olumlu bir gelişme olarak kabul etmekle birlikte işçi sınıfının eşitlik ve özgürlük mücadelesinin daha da yükseltilmesi gereğini karar altına alır.
KARAR NO 8
Toplumsal Hareket Sendikacılığı Hakkında
Sermayenin emek sürecini yeniden yapılandırması karşısında emeğin geleneksel örgütleri krize girmiştir. Toplumsal Hareket Sendikacılığı anlayışı, bu krizin aşılabilmesi ve işçi sınıfının sermaye karşısında devrimci bir güç olarak ortaya çıkabilmesi için kapsamlı önermeler içeren bir anlayıştır.
Toplumsal Hareket Sendikacılığı anlayışı: İşçi sınıfının statü farkları, işkolları, cinsiyet, milliyet temelindeki bölünmesini aşmayı ve işçi sınıfını sermayenin karşısına bir bütün olarak çıkarmayı; İşçi sınıfının işyeri örgütlenmelerinin yanında bölgesel temelde örgütlenmesini; Mücadelenin ekonomik-demokratik ve siyasal yönlerinin geçmişe göre çok daha fazla içiçe yürütülmesi gereğini; Sınıf kimliğinin kuvvetli bir şekilde edinilebilmesi için sendikal mücadelenin işçinin tüm yaşamını kapsaması gerektiğini; içeren bir anlayıştır.
Genel Kurul’umuz, Toplumsal Hareket Sendikacılığı perspektifini önümüzdeki dönemin mücadele perspektifi olarak kabul eder ve ülkemizde bu yöndeki çabaların kuvvetlendirilmesi için bizzat mücadeleyi karar altına alır.