Son günlerdeki nükleer enerji tartışmalarına Sabancı Holding de katılarak nükleer enerji yatırımlarıyla ilgilendiklerini bildirdi. Holding’in CEO’su (Üst Yönetici) Ahmet Dördüncü bu işle ilgilenme sebeplerini “her şey insan içindir” sözüyle açıklıyor! Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü’nün nükleer enerji konusunda yaptığı açıklamayla kapitalist sistemde şirketlerin yönelimlerini belirleyen şeyin artık “kâr güdüsü” değil de “her şey insan içindir” […]
Son günlerdeki nükleer enerji tartışmalarına Sabancı Holding de katılarak nükleer enerji yatırımlarıyla ilgilendiklerini bildirdi. Holding’in CEO’su (Üst Yönetici) Ahmet Dördüncü bu işle ilgilenme sebeplerini “her şey insan içindir” sözüyle açıklıyor!
Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü’nün nükleer enerji konusunda yaptığı açıklamayla kapitalist sistemde şirketlerin yönelimlerini belirleyen şeyin artık “kâr güdüsü” değil de “her şey insan içindir” fikri olduğunu öğrenmiş olduk!
Dördüncü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “…Sabancı Holding olarak, nükleer enerji yatırımıyla ilgileniyoruz ve üzerinde çalışıyoruz. Biz iş mükemmeliyetini genlerinde taşıyan bir grup olarak böyle hassas bir konuyu gerekli şartlar oluşturulması şartıyla hakkıyla yerine getiririz. Herşey insan içindir…nükleer enerji yatırımlarımızda en önemli paydaşlarımız devlet, nükleer enerji konusunda en yüksek teknolojiye sahip uluslararası iş ortaklarımız ve toplumumuzun tüm kesimleri olacaktır.” “Altyapı, bir başka önem taşıyan konu. Ayrıca kamuoyunun ikna edilmesi konusunda devlete büyük iş düşüyor.”
Sabancı Holding Herkese Bir Rol Biçmiş
Ahmet Dördüncü’nün sözlerinden Sabancı Holding’in “her şey insan içindir” fikri temelinde değil de “kâr güdüsü” temelinde bir işbölümünü vakit kaybetmeden planladığı anlaşılıyor. İşbölümünde Sabancı Holding’in, uluslararası enerji tekellerinin, devlet aygıtının ve toplumun ayrı ayrı rolleri bulunuyor.
Bu işbölümünde devlete düşen rol:
– Toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılması gereken kamusal kaynakların enerji tekellerinin ve yerli işbirlikçilerinin giderlerini azaltmak için nükleer enerji alt yapısının hazırlanmasında kullanılması.
– Nükleer enerji üretimi sonucunda oluşacak atıklara ve çevreye verilecek zarara karşı yine kamusal kaynaklar kullanılarak önlem alınması.
– Kamuoyunun nükleer enerjinin topluma faydalı olacağı yalanına inandırılması.
– Enerjinin piyasalaştırılarak şirketler kâr alanı yaratmak konusunda bir adım daha atılması.
Uluslararası enerji tekellerine düşen rol:
– Nükleer enerji teknolojilerine dair sahip oldukları fikri mülkiyet, patent vs. gibi haklarından kaynaklı kazanacakları dolaylı, Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallere ortak olarak kazanacakları doğrudan paralar.
Sabancı Holding’e düşen rol:
– Enerji tekellerinin Türkiye’deki işbirlikçiliğini yaparak büyük pastadan kendisi için bir dilim almak.
– Hükümetle birlikte kamuoyunu nükleer enerjinin topluma faydalı olacağı ve nükleer enerjinin kullanılmasının zorunlu olduğu yalanına inandırma. Bunun için üniversitelerdeki adamlarına bilimsel “gerekçeler!” ürettirme.
Topluma düşen rol:
– Özel sektörün giderlerini azaltmak üzere devlet tarafından karşılanacak alt yapı vs. gibi giderleri verdiği vergilerle finanse etme.
– Olası bir nükleer felakette, felaketin maddi ve manevi yıkıntılarını karşılamaya hazırlanma.
Güneş Bize Yeter
Nükleer enerjiyi savunan şirketlerin, bu şirketlerin üniversitelerdeki adamlarının ve enerji tekellerinin “zorunlu, kaçınılmaz, tehlikesiz, ucuz” gibi iddialarına karşı nükleer karşıtı eylemlerdeki bir pankart dikkat çekiyor; “Güneş Bize Yeter.”
Sendika.Org-Ankara