BES Ankara 2 No’lu Şube bünyesinde faaliyet gösteren Engelliler Komisyonu bu alanda sendikal hareket içinde ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Maliye işkoluna 2001 yılında yasal zorunluluk olan engelli kadrosu için 120 personel alınmış. İşe başlayan engelliler çalışma hayatlarında çok fazla sorunla karşılaşınca bir araya gelerek BES içerisinde Engelliler Komisyonunda örgütlenmiş. Komisyonun sadece sendika üyelerini […]
BES Ankara 2 No’lu Şube bünyesinde faaliyet gösteren Engelliler Komisyonu bu alanda sendikal hareket içinde ilk ve tek olma özelliği taşıyor. Maliye işkoluna 2001 yılında yasal zorunluluk olan engelli kadrosu için 120 personel alınmış. İşe başlayan engelliler çalışma hayatlarında çok fazla sorunla karşılaşınca bir araya gelerek BES içerisinde Engelliler Komisyonunda örgütlenmiş. Komisyonun sadece sendika üyelerini kapsamıyor. Çünkü amaçları çalışma yaşamında karşılaştıkları zorluklara karşı örgütlenerek yasaların verdiği haklarını uygulamalarla da hayata geçirtebilmek.
Engelliler Komisyonu’nun aktif üyeleri olan Zuhal Karaaslan, Songül Eroğlu, Cihan Tunç ve Bülent Özdemir ile görüştük.
Sendika.Org: Sizlerin karşılaştığı en önemli sorun ne?
Çıkartılan tüzük ve genelgelerin uygulanmaması bizi yıpratan en önemli sorun. Örneğin 2002’de yayınlanan bir genelgeye göre 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü ve 10-16 Mayıs tarihleri arasındaki Engelliler Haftası’nın ilk günü bizim resmi olarak izinli sayıldığımız günler. Bu genelgeyle kötü hava koşullarında okullara uygulanan tatillerde de resmi olarak izinli sayılıyoruz. Ama bir çok işyerinde bu uygulama hayata geçirilmiyor ve engelliler bu haklarını kullanma konusunda bilinçlendirilmiyor. Biz de buna karşı sendikadan her tatil günü öncesi işyerlerine hatırlatma faksları yolluyoruz. Bu genelgeyi kendi mücadelemizle hayata geçiriyoruz. Komisyonumuzun ilk başarısı da bu oldu zaten.
Biz haklarımızı aramak için bu komisyon faaliyetine başladık. Fakat bu mücadelemizde engellerle karşılaştık. Biz de diğer emekçiler gibi bir araya gelip sesimizi duyurmaya başlayınca, örgütlenince sürgün cezaları almaya başladık. Örneğin Bülent %90 görme kaybı olan bir görme engellisi fakat onu bu faaliyetleri sebebiyle önce gece bekçisi olarak Polatlı’ya sürdüler. Açtığı davayı kazanınca ise burada boş bir binanın bekçisi olarak görevlendirdiler.
Maliye Bakanlığı bizi işe aldığına pişman oldu. Bizi işe aldılar ama kurumlarımızda hakkımızdaki hiçbir genelgeyi hayata geçirmediler. Biz bir araya gelip hakkımız olanı isteyince de cezalarla bizi yıldırmaya çalıştılar. Zuhal’in işyerini 6 ay arayla iki kez değiştirdiler.
Sendika.Org: Çalışma yaşamında genelgelerin uygulanmamsı dışında karşınıza çıkan en önemli zorluk ne?
Amirlerimiz çok düşüncesiz. Mesela ortopedik engelli arkadaşları asansörü olmayan binalarda 5. katta görevlendirebiliyorlar. Bir işi verirken engelli olup olmadığına dikkat etmiyorlar. Oysa yasada yeri var işyeri ortamı bize uygun kılınmalı. Bazen tam tersi bir durumla da karşılaşabiliyoruz. Engelli olduğu için hiçbir iş verilmeden bir masa başına oturtulan arkadaşlarımız var.
Sendika.org: Peki Buna karşı başvurabileceğiniz bir merci yok mu?
Sorunlarımızı Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Daire Başkanlığı’na iletmeye çalışıyoruz.. Ama onlar daha olumsuz yaklaşıyorlar. Sorunlarımız karşısında haklarımız için örgütlendiğimizden bize “rahat durun” benzeri uyarılar yapıyorlar. Özürlüler İdaresi’nin bize hizmet etmek sorunlarımızı çözmek gibi bir tasası yok. Sorunlarımızla ilgilenmek yerine bizleri başlarından savmayı tercih ediyorlar ve “halinize şükredin” mantığını aşılamaya çalışıyorlar. Ama yaptığımız çetin mücadeleler sonucunda şunu öğrendik “biz talep etmezsek onlar hakkımız olanı vermiyor.” Bizleri üstlerinde bir yük olarak görüyorlar.
Sendika.org: Peki geçen yıl çıkartılan özürlüler yasası hakkında ne diyeceksiniz? Bu yasa hazırlanırken Özürlüler İdaresinden görüş alınmıştı hatta.
Yasa bizlerin ihtiyacının %10’nu bile karşılamıyor. Zaten çalışan engellilere yönelik bir yasa değil bu daha genel. Orda da 18 yaşının altında engellilere maaş bağlanması öngörülüyor. Ama eğer çocuğun babasının sağlık güvencesi varsa onu da vermiyorlar. O koşullara sahipse bile bir sürü bürokratik zorluk çıkartarak ancak bin bir çaba sonucu hakları olan maaşı alabiliyorlar.
Çalışma hayatında ise engellilere yönelik haklar özür derecesine göre belirleniyor. Ama bu özür derecesinin ölçüsü doktor raporu değil. Maliye Bakanlığı’nda tıpla ilişkisi olmayan bir komisyon rapordaki fotoğraflarınıza bakıp doktorun raporunda yazandan farklı özür derecelendirmesi yapabiliyorlar. Doktor %60 özrü var diyor ama komisyon %50 verebiliyor. Bu yüzden sizde %60 özürlü olsanız bile %50 özürlü haklarından yararlanabiliyorsunuz.
Üstelik şimdi bir de GSS’yi çıkarttılar. Bizim gibi zaten engelleri nedeniyle sık sık hastaneye giden bir çok insan şimdi her defasında ayrıca katkı payı ödeyecek. Bu demek oluyor ki tüm ücretimizi hastaneye katkı paylarına yatıracağız.
Sendika.Org: Komisyon olarak çalışmalarınızı ve faaliyetlerinizi anlatmak ister misiniz?
Komisyonumuz yaklaşık 2 yıldır faaliyet yürütüyor. Komisyonun kurulması fikrini konuşmamızın başında da anlattık. Çalışma hayatımızda yaşadığımız zorluklar karşısında bir araya geldik. Komisyon faaliyetlerine katılmak için BES’e üye olma zorunluluğu getirmedik. Çünkü amacımız engelli emekçilerin bir araya gelebilmesiydi. Yine aynı sebeple sadece engellilerin değil tüm sendika üyelerinin katılabildiği bir komisyon çalışması yürütüyoruz. Komisyonumuz geçen yıl Özürlüler İdaresi’nin gerçekleştirdiği kurultaya kabul edildi. Burada bir tebliğ sunduk. KESK’in, Emek ve Demokrasi Kurultayına katılarak burada da bir tebliği sunduk
Sendika.Org: Buna benzer bir çalışma başka bir sendikada da var mı?
Maalesef yok. Bizim komisyonumuz işçi ve memur sendikaları içinde tek örnek. Bu çalışmayı diğer sendikalarda da yaygınlaştırmak istiyoruz. Çünkü biz şunu biliyoruz ki; bu sorun sadece maliye emekçilerinin sorunu değil.Bunun için birkaç toplantı ve görüşme de yaptık fakat komisyon üyelerimize ard arda gelen sürgün cezaları bir süreliğine çalışmalarımızı sekteye uğrattı. Şimdi, Engelliler Haftasının ilk günü olan 10 Mayıs’ta yaptığımız basın açıklamasının ardından faaliyetlerimize yeniden başladık. Bundan sonra diğer tüm sendikalarda da engelliler komisyonlarının hayata geçmesi ilk hedeflerimizden birisi.
Sendika.Org: Komisyonun ileriye dönük planları arasında neler var?
Bizim için en önemli sorunlardan birisi 2007’de uygulamaya başlanacak olan Gelir İdaresi Yasası. Çünkü bizler yardımcı hizmetli kadrosuyla işe başladık. Hatta bu yüzden protezli arkadaşlarımız temizlik görevlisi olarak çalıştı. Bülent görme engelli olduğu halde Ankara trafiğinde kurye olarak çalıştırıldı. Ama yeni yasada bizlerin kadrosu yok. Yani yardımcı hizmetli kadrosu açılmamış ne iş yapacağımız belli değil. Görevde yükselmek için hepimiz gerekli ön koşullara sahibiz ama görevde yükselme yönetmeliğinde bizim kadromuza yer verilmiyor. Bu sebeple işi ve geleceği tehlike de olan emekçileriz şu anda. Engelli olarak yaşadığımız sıkıntıların yanında bu ülkedeki diğer emekçilerle aynı sorunları da yaşıyoruz. Komisyon üyelerimizle beraber ileriye dönük olarak mücadele edeceğiz konulardan birisi de bu.
Sendika.Org: Son olarak ne söylemek istersiniz.
Biz görüyoruz ki; Bize siyasi iktidar destek olmuyor. Bizim gücümüz
halkımızdan ve kendimizden geliyor. Bir araya gelerek haklarımızı almak için mücadele edersek kazanabiliyoruz. Bizim sorunlarımız toplumsal bir problemdir. Çözümü de bu şekilde olacaktır. Bize verilen haklar birer lütuf değil zaten sosyal devletin bir sorumluluğudur.
Engellilere yönelik yasaların çoğu yazıda kalıyor. Uygulamada yaşanan zorluklar bizim mücadelemizin başlangıcı oldu. Haklarımızı hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz.. Bu sorunun sadece maliye emekçileri arasında değil tüm çalışma yaşamında olduğunu biliyoruz ve çalışmalarımızı diğer emek örgütleriyle beraber yürütmek için çaba sarf etmeyi planlıyoruz.